Scania, sürdürülebilir taşımacılık sistemlerine geçişte önder olma hedefinde önemli bir kilometre taşına ulaşarak, 15 Eylül tarihinde elektrikli kamyon serisini ticari olarak pazara sundu. Yüksek performanslı plug-in hibrit ve tam elektrikli kamyonlar başlangıçta perakendecilere dağıtımı da içeren kentiçi uygulamalara odaklanıyor.
Scania’nın birinci sınıf dizel ve yenilenebilir yakıtlı kamyonlar sağlama konusundaki kanıtlanmış sicili ile pazara sunuş, şirketin gelişiminde önemli bir adımı işaret ediyor. Önümüzdeki yıllarda Scania, uzun yol ve inşaat da dahil olmak üzere tüm uygulamalar için elektrikli taşıtlar serisini geliştirmeye devam edecek.
Scania Başkanı ve CEO’su Henrik Henriksson, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Scania’nın uzun vadeli elektriklendirme taahhüdünün başladığını duyurmaktan büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki yıllarda tüm yelpazemiz için elektrikli ürünler piyasaya süreceğiz ve şu anda üretimimizi bu amaca yönelik olarak yeniden organize ediyoruz. Birkaç yıl içinde, sürücülerin zorunlu 45 dakikalık dinlenme süreleri sırasında hızlı dolum için uyarlanmış elektrikli uzun yol kamyonları da tanıtacak olmamız özellikle önemli.”
Ağır ticari kamyon filosunun elektriklendirilmesi, Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 2 ° C’nin altında sınırlandırma hedefine ulaşmada belirleyici bir role sahip. E-taşıtlar bu nedenle ileri görüşlü müşteriler için giderek daha çekici bir seçenek haline gelecek. Scania, ilk başlangıç evrelerinde bu ileri görüşlü müşterilerin ortaklığı ile hibrit ve tamamen elektrikli kamyonları geliştirecek ve kullanıma sokacak.
L ve P serisi kabinlerle sunulan tamamen elektrikli Scania kamyon, yaklaşık 310 beygire eşdeğer 230 kW elektrik motoru için 165–300 kWh akü paketi ile donatıldı. Müşteriler, beş ya da dokuz akü seçebilecekler. Dokuz akü ile tek bir dolumda 250 km’ye kadar menzil sunuluyor. Tabii ki menzil toplam yüklü ağırlığa, topografiye ve üstyapı tipine göre değişiklik gösteriyor.
Yine L ve P serisi kabinlerle sunulan Scania’nın plug-in hibrit kamyonu uzun mesafelerde içten yanmalı motor modunda ve ardından gerektiğinde elektrikli modda 60 km’ye kadar sürüş olanağı sağlıyor. Yenilenebilir yakıt ile birleştirildiğinde operatörler iklim etkilerini önemli ölçüde azaltabiliyorlar.
Bu teknolojilerin her ikisi de, dayanıklılıkları ve güvenilirlikleri ile tanınan Scania‘nın kamyon yelpazesinde denenmiş ve test edilmiş bileşenlere sahip Scania‘nın modüler sistemi üzerine inşa edildi.
Scania Yeni Teknolojiler Direktörü Anders Lampinen, şu açıklamayı yaptı: “Bazı yönlerden elektrikli araçlar yeni bir teknolojiyi temsil etse de, diğer kamyonlarımızla aynı değişmez yolda kalma süresi kriterlerini uyguladığımızdan emin olmak için olası tüm adımları attık. Scania, birinci sınıf kaliteyi ifade ediyor ve bunun elektrikli kamyonlarımızı da tanımladığını söylemeye gerek yok.”
E-kamyonlar, genel kargo ve ısı kontrollü taşımacılığa ek olarak kancalı kaldırıcı, damper, beton mikseri ve atık toplama gibi üstyapıların yanı sıra itfaiye ve kurtarma hizmetlerinde kârlı bir şekilde kullanılabiliyor.
Anders Lampinen, şöyle devam etti: “İleri görüşlü müşterilerin, filolarını geleceğe hazır hale getirmek için ilk adımları atarak elektriklendirmeye giden yolu açmaya istekli olacağına inanıyoruz. Büyük filolara sahip önemli taşımacılık firmalarında elektrikli araçların devreye alınması onlara bu alanda daha erken deneyim kazanma olanağı veriyor. Bu arada büyük taşımacılık alıcılarının karbon ayak izlerini azaltmakla ilgilendiklerini de biliyoruz.”
Hem plug-in hem de tamamen elektrikli kamyon, düşük yayımlı şehir merkezi bölgelerine sahip ve sayıları dünya çapında artan kentsel alanlarda çalışmak için şart olacak. Bu araçlar, aynı zamanda artırılmış araç kullanımı için de fırsat sağlıyorlar Sessiz dağıtımlarla, trafik sıkışıklığından ve park zorluklarından kaçınarak, taşımacılık hizmetleri geceye ve sabahın erken saatlerine uzatılabilecek. Çalışmalar, yoğun olmayan zamanlarda yapılan teslimatların, dağıtım noktalarında daha kolay park, daha az kuyrukta bekleme, daha yüksek hızlar ve kavşaklarda daha sık yanan yeşil ışıklar sayesinde eşdeğer gün içi taşımacılık rotalarından yüzde 30 daha hızlı olduğunu gösteriyor.
Tam elektrikli kamyon, beş aküyle toplamda 165 kWH’lik ya da dokuz aküyle toplamda 300 kWh’lik yerleşik kapasite seçenekleriyle alınabiliyor. İçten yanmalı motorun kaldırılmasıyla bir akü eski motor tüneline yerleştirilirken geriye kalan dört ya da sekiz akü şasi boyunca konumlandırılıyor.
Aküler, Combined Charging System (CCS) bağlantı kullanılarak 130 kW DC ile uygun bir şekilde dolduruluyor. Dolum süresi beş akülü seçenekte 55 dakikadan, dokuz akülü seçenekte ise 100 dakikadan az. Bu arada aküler rejeneratif frenleme enerjisi ile hareket halindeyken sürekli dolduruluyor.
Plug-in hibrit kamyon içten yanmalı bir motora da sahip olduğu için aküler için daha az alan bulunuyor. Kamyon, 115 kW elektrik motoru için 90 kWh kapasiteli üç yüksek yoğunluklu akü ile donatılıyor. Scania’nın plug-in hibrit kamyonu, elektrik şebekesinden doldurmak için bir CCS dolum bağlantısına sahip. 95 kW DC dolum ile sıfırdan yüzde 80’e kadar olan dolum süresi yaklaşık 35 dakika ve rejeneratif frenleme enerjisi ile dolumun yanı sıra yükleme ve boşaltma sırasında akü gücü doldurulabiliyor. Motor ve vites kutusu arasına yerleştirilmiş 115 kW’lik elektrik motoru, 280-360 beygir gücündeki 9 litrelik içten yanmalı motorla birleştirilmiş durumda. Kamyon, sadece elektrikli modda toplam yüklü ağırlığa, topografiye ve üstyapı tipine bağlı olarak 60 km’ye kadar seyahat edebiliyor.
Her iki kamyonun sessiz modu ve 2200 Nm torka sahip tamamen elektrikli kamyonun olağanüstü hızlanması ile kamyonlar çok farklı ve heyecan verici bir sürüş deneyimi sunuyorlar. Anders Lampinen, sözlerini şöyle tamamladı: “Sadece sürdürülebilir taşımacılığa somut bir şekilde katkıda bulunmaktan değil, aynı zamanda geleceğin bu kamyonları ile yolda ilkler arasında olma fırsatından da etkilenecek çok sayıda genç ve deneyimli sürücünün olduğunu biliyoruz.”