Zengin lif içeriği olan enginar, Akdeniz bölgesinde doğmuş bir devedikeni türüdür. Düşük karbonhidrat değerine sahip enginar, içerdiği potasyum, silimarin, galik asit, folik asit, kuersetin, C vitamini, K vitamini, yağ ve protein açısından son yıllarda besin takviyesi olarak sıkça karşımıza çıkıyor. Özellikle enginar yaprağının kolesterol seviyelerini dengelediği belirtiliyor. 700’den fazla kişi ile yapılan bir araştırmaya göre, 5 – 13 hafta boyunca enginar yaprağı özü verilen kişilerde kötü kolesterolün düştüğü saptanmış. Öte yandan içerdiği potasyum sayesinde kan basıncını düzenlediği biliniyor. Karaciğerden zararlı toksinlerin atılması için safra üretimini artırarak, karaciğer enzimlerini düzenliyor. Pandemi döneminde Covid 19 ile mücadele eden hastaların, içerdiği silimarin ile yükselen karaciğer enzimlerini düşürdüğünü bizzat kendim de gözlemledim. Liften zengin olduğu için sindirim sistemini desteklediği, kabızlık, ishal gibi sorunlara iyi gelirken, bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin artmasını sağladığı da belirtiliyor. Bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudumuzdaki serbest radikallere karşı savaş açan bu sebzeyi mutfağımızdan eksik etmeyelim.