Yazılım tanımlı mobiliteye yönelik eğilim, merkezi bir araç ve elektrik/elektronik (E/E) mimarisi ile birlikte ilerliyor. Günümüzde çok sayıda elektronik kontrol ünitesi genellikle otomobildeki farklı işlevleri kontrol ederken, gelecekte sadece birkaç merkezi araç bilgisayarı daha önce ayrı alanlardan gelen birden fazla sistem işlevini birleştirecek. Bunu yapmak için, çip üzerinde sistem (SoC) olarak bilinen güçlü bir işlemciye sahip yeni bilgisayarlar gerekiyor. Bir inovasyon ve teknoloji lideri olarak Bosch, bu konuda öncülük ediyor. Bosch, Las Vegas’taki CES 2024’te bilgi-eğlence ve sürücü destek sistemlerini yazılım yoğun bir merkezi bilgisayarda tek bir SoC üzerinde birleştirilmesini sağlayan dünyanın ilk otomotiv tedarikçisi oldu. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi ve Bosch Mobilite Başkanı Dr. Markus Heyn, “Otomobillerdeki elektronik sistemlerin karmaşıklığını azaltmak ve aynı zamanda bunları mümkün olduğunca güvenli hale getirmek istiyoruz. Yeni araç bilgisayarı platformumuzun CES’teki bu tanıtımıyla tam da bu yönde önemli bir adım atıyoruz. Orta vadede hedefimiz, kompakt ve orta ölçekli otomobil segmentleri de dahil olmak üzere yollara daha da fazla otonom sürüş fonksiyonu getirmek.” dedi.
Bosch’un kokpit ve ADAS entegrasyon platformu olarak adlandırılan yeni araç bilgisayarının merkezinde, bilgi-eğlence ve sürücü destek alanlarından çeşitli işlevleri aynı anda işleyen tek bir SoC yer alıyor. Bu, örneğin akıllı, kişiselleştirilmiş navigasyon ve sesli yardım ile eşleştirilmiş otonom park etme ve şerit algılamayı içeriyor. Araç üreticileri için, daha az alan ve kablolama sonucunda düşük maliyet avantajı sağlıyor. Heyn, “Merkezi araç bilgisayarları yazılım tanımlı otomobillerin kalbidir. Gelecekte, modern araçlardaki tüm alanları kontrol edecekler ve şu anda çok sayıda olan bireysel kontrol ünitelerini azaltacak.” dedi. Genel olarak Bosch, araç bilgisayarlarıyla şimdiden iyi iş çıkarıyor. Şirket, 2026 yılında sadece bilgi- eğlence ve sürücü destek sistemlerine yönelik araç bilgisayarları için üç milyar Euro’luk satış geliri bekliyor.
Maksimum ölçeklenebilirlik için modüler sistem prensibi
Bosch, merkezi araç bilgisayarları için modüler bir sistem prensibi kullanıyor. Araç üreticileri, çevre algılama için video algılama gibi bağımsız yazılım çözümleri ve donanım bileşenleriyle birlikte kendi bireysel çözümlerini modüler ve ölçeklenebilir bir şekilde bir araya getirebiliyor. Bu noktada yazılım yoğun sistemler önemli bir rol oynuyor; çünkü üreticilerin sürüş ve destek özellikleri geliştirmelerine olanak sağlıyor. Yazılım entegrasyonu burada güçlü bir talep görüyor. Bosch, bütünleştirici uzmanlık sunuyor ve çeşitli kaynaklardan gelen yazılım bileşenlerinin birleştirilmesini sağlıyor.
Rekabet avantajı olarak Bosch’un tüm araç alanlarındaki bilgi birikimi
Dünyadaki neredeyse her araç üreticisi şu anda yazılım tanımlı araçlara büyük yatırımlar yapıyor. Bosch, otomotiv yazılımı pazarının 2030 yılına kadar yaklaşık 200 milyar Euro’luk bir hacme ulaşacağını öngörüyor. Şirket, bilgi-eğlence ve sürücü destek sistemleri için araç bilgisayarları alanında 2030 yılında 32 milyar Euro’luk bir pazar hacmi bekliyor. Bosch‘un tüm araç alanlarındaki kapsamlı bilgisi bir avantaj olarak ön plana çıkıyor. Bu, şirketin sadece yazılımda değil donanımda da uzman olduğu ve modern araçların tahrik, fren, direksiyon, bilgi-eğlence ve otonom sürüş gibi temel bileşenlerini tek bir çatı altında geliştirdiği ve ürettiği anlamına geliyor.
Bosch’un yaklaşımı maksimum esneklik sağlıyor
Bosch, çoklu SoC yaklaşımını izliyor. Şirketin yeni araç bilgisayarları, gerekli SoC’ler farklı çip üreticilerden gelebilecek şekilde tasarlandı. Bu nedenle, müşterinin isteklerine bağlı olarak, Bosch tam olarak talep edilen SoC’yi kullanabiliyor. Heyn, “Yazılımımız farklı çip üreticilerinin yongaları üzerinde çalışıyor. Bu da yazılım ve donanımın birbirinden ayrılmasını sağlıyor.” dedi. Bosch, baştan sona merkezi bir elektronik mimari geliştirebilen az sayıdaki şirketten biri ve otomotiv elektroniği, yazılım ve bulut arasındaki etkileşimde ustalaşmış durumda. Sürücü destek gibi yeni özellikler, kablosuz güncellemeler yoluyla basit ve kolay bir şekilde araca gönderiliyor. Bu da sürücülere, aracı satın aldıktan uzun bir süre sonra bile kişiselleştirilmiş bir dijital sürüş deneyimi sunuyor.