Sürdürülebilir yaşam için kadınların hayatta kalması gerekiyor, ama ne yazık ki her gün bir kadın veya çocuk cinayeti ile sarsılıyoruz. En temel hakkımız güvenli bir ortamda yaşamımızı sürdürmek, ama maalesef artık güvende hissetmiyoruz. Tedirginiz, kaygılıyız ve korkuyoruz. Çocuklarımıza, gençlerimize bu haberlerle travma yaşatıyoruz. Sokakta yürürken benim de başıma bir şey gelir mi endişesi ile yürüyoruz. Etrafımızda yetkin ağızlardan duyduklarımız da oldukça dehşet verici. İstanbul’da madde bağımlısı çok fazla insan olduğu ve bu kişilerin her türlü işte çalıştığını bilmek, akıl sağlığı yerinde olmayan insanları ailelerinin yıllarca saklaması ve teşhis konulduğunda biz ne yapacağız herkes duyacak şeklinde tepki vermeleri gerçekten toplumsal bir sorun. Bu insanların rehabilite edilmeleri için gereken tedbirlerin alınması gerekiyor. Meslek Odaları’nın işe alımlarda sadece sabıka kaydına değil aynı zamanda psikolojik durumuna dair de sorgulama yapmaları gerekiyor. Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi’nin ivedi bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz. Ve en önemlisi çocukların fiziksel ve sözel şiddet içinde, sevgisiz bir ortamda yetişmemesi için anne babaların gerçekten çocuk yetiştirmeye yetkin olduklarına bakılmasını istiyorum. Nasıl ki evlenirken belediyelerimiz evlenme öncesi belirli ölçütlere bakıyorsa, çocuk sahibi olacakların da belirli ölçütlere uygunluğunun araştırılmasını diliyorum. Aile içinde şiddete maruz kalan çocukların ileriki yaşlarda şiddete eğilimli oldukları bilimsel bir gerçek ve biz bu gerçekle her gün yüzleşmeyi kaldıramıyoruz. Kadınlara ve çocuklara artık dokunmayın.