UTİKAD, Taşıma İşleri Organizatörleri Taslak Yönetmeliği‘ni değerlendirdi

1
1321
utikad
UTİKAD, “Koronavirüs/COVID-19 Kapsamında Avrupa Yönlü Karayolu Taşımalarında Alınabilecek Önlemler” ile ilgili hazırladığı bilgilendirmeyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a yazılı olarak iletti.

UTİKAD, Taşıma İşleri Organizatörleri Taslak Yönetmeliği ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Sektörün ve kamunun görüşlerine sunulan Taşıma İşleri Organizatörleri Taslak Yönetmeliği derneğimizce titizlikle incelenmiş olup, taslakta yer alan bazı temel hususların hali hazırda büyük bir istihdam yükü üstlenen taşımacılık ve lojistik sektörünün yatırım ortamını bozacağı, bunun sonucunda sektörün hizmet verdiği sanayi ve dış ticaret firmalarının da olumsuz etkileneceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte taslaktaki bazı yönetmelik hükümlerinin hukuktaki normlar hiyerarşisinde yönetmelikten önce gelen temel ve genel kanunlara uyumsuzluk içerdiği tespit edilmiştir. UTİKAD tarafından belirlenen bu uyumsuzluklar 17 Ocak 2018 tarihinde İstanbul Barosu Lojistik ve Taşıma Hukuku Komisyonu ile ortak düzenlenecek panelde masaya yatırılacak. İstanbul Barosu Genel Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleşecek panelde Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği hem sektörel hem de hukuki açıdan değerlendirilecek.

UTİKAD Görüşleri

1- TAŞIMA İŞLERİ ORGANİZATÖRÜ (TİO) TANIMI YETERLİ DEĞİL: Taşıma İşleri Organizatörleri (TİO) sadece taşıma işi ve organizasyonu faaliyetlerini yerine getirmemekte, taşımanın yanı sıra katma değerli lojistik hizmetler de (depolama, paketleme, kalite kontrol, etiketleme, ambalajlama, dağıtım, vs) vermektedir. Bu sebeple tanım, TİO’nun kapıdan kapıya taşımacılık ve lojistikle ilgili tüm hizmetlerin tamamını veya bir kısmını kendi nam ve hesabına tek elden verebildiğini ifade edecek şekilde geniş kapsamlı olarak yeniden tanımlanmalıdır.

2- HİZMET KALEMLERİ SINIRLANDIRILAMAZ: Taslağın 17/6 maddesi yetki belgesi sahiplerinin, ulusal ve uluslararası mevzuatta açıkça tanımlanmayan hizmet kalemleri için müşterilerine ücret tahakkuk ettiremeyeceğini hüküm altına almaktadır. Bu madde yönetmelikten tamamen çıkartılmalıdır. Çünkü taraf olduğumuz hiçbir uluslararası konvansiyonda ve ulusal mevzuatta taşıma ücreti dışında açıkça tanımlanan hiçbir hizmet kalemi bulunmamaktadır. Bu madde yönetmelikte yer alırsa, TİO gerek yurt içi gerekse yurt dışı müşterilerinin ve diğer yerel mevzuatın kendisinden beklediği hizmetleri yerine getiremeyecek ve hizmet alırken ödemek zorunda kalacağı pek çok gideri fatura edemeyecek demektir ki bu şekliyle taşıma hizmeti verilemez.

3- DEVLET TİCARETE MÜDAHALE ETMEMELİ, TABAN VE TAVAN ÜCRET BELİRLEMEMELİ: Taslağın 8. maddesi Bakanlığın, bu yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerle ilgili piyasadaki ücretlerin; ülke ekonomisi ve/veya kamu yararı aleyhine sonuç vermesi ve/veya aşırı ücret uygulanması ve/veya rekabet ortamının bozulması hallerinde ve gerektiğinde söz konusu faaliyetler için belirli bir süreyle sınırlı taban ve/veya tavan ücret tarifesi uygulaması getirebileceğini hüküm altına almaktadır.

Halihazırda çok ciddi bir serbest rekabet ortamında faaliyetlerini yürütmekte olan taşıma işleri organizatörlerinin bağımsız olarak belirlemesi gereken hizmet sağlama koşullarının Bakanlık tarafından belirlenmesine yönünde getirilecek bu düzenleme, hizmet koşullarına kısıtlamalar getirerek, ekonomik karar alma özgürlüğünü ortadan kaldırmakta; hizmet sağlayıcıların piyasa koşulları çerçevesinde özgürce karar vermelerini zorlaştırmakta ve söz konusu düzenleme ile rekabet sınırlanmaktadır.

Mevcut serbest ekonomi rejimimiz çerçevesinde hiçbir ulusal mevzuatta tacir sıfatına sahip işletmelere taban ve özellikle tavan ücret sınırlaması getirilmemektedir. Bu sebeple bu maddenin tamamen iptal edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde TİO’ların ücretini ödeyerek hizmet aldığı pek çok farklı meslek koluna da taban/tavan fiyat uygulaması getirilmesi gerekecektir ki bu da mümkün görünmemektedir. Nitekim TİO’ların hizmet aldığı uluslararası kara, deniz, demir, havayolları, liman ve lojistik merkez işletmeleri gibi firmaların TİO’lara uyguladığı pek çok farklı hizmet kalemlerinin de benzer sınırlandırmalara tabi tutulması gerekecektir.

4- SERMAYE MİKTARI AZALTILMALI: Taslağın 9-c maddesinde yetki belgesi almak isteyen firmaların 300.000 Türk Lirası sermaye veya işletme sermayesine sahip olması öngörülmektedir. Fiziki yatırım zorunluluğu olmayan bu ticari faaliyet için öngörülen çok yüksek sermaye şartı sebebiyle yeni müteşebbislerin sektöre girişi zorlaştırılmış ve rekabet engellenmiş olacaktır. Sermaye miktarının en fazla 100.000 TL’ye indirilmesi gerekmektedir.

5- R ve DD YETKİ BELGELERİNDEN TİO BELGESİNE GEÇİŞ ADİL OLMALI: Daha önce yüksek ücretler ödeyerek R2 Yetki Belgesi almış firmalar bu belgeyi alacakları zaman belge ücretinin tamamını yeniden ödemeden, yenileme hükümleri çerçevesinde belgelerini yenileyebilmelidir. TİO yetki belgesi ücretine kıyasla daha önce DD veya daha düşük ücretli başka yetki belgeleri almış firmaların TİO yetki belgesine geçiş sürecinde eski belgeyle yeni belge arasındaki ücret farkının kademeli olarak ödemesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde belge yenilemelerinde yüksek bedelli belgelerden geçiş yapanlara, düşük bedelli belgelerden geçiş yapanlara nazaran haksızlık yapılmış olacaktır.

Ayrıca hava kargo faaliyetleri için halihazırda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden alınması zorunlu olan Yetkili Acente Sertifikası’nın akıbetinin ne olacağı da açıklığa kavuşturulmalı ve taşıma işleri organizatörleri farklı farklı belgeler almak ve ücret ödemek zorunda bırakılmamalıdır.

6- TİO HİZMETLERİNDEN HERKESİN YARARLANMASINI SAĞLAMA ZORUNLULUĞU GETİRİLEMEZ: Taslağın 6. maddesi yetki belgesi sahiplerine, almış oldukları yetki belgesi kapsamına giren hizmetlerden, ayırım yapmaksızın herkesin yararlanması ve hizmetin sürekliliğini sağlamak zorunluluğunu getiriyor. Borçlar hukukunda genel ilke sözleşme serbestisidir ve bu ilkeye göre hiç kimse iradesi dışında sözleşme yapmaya ve hizmet vermeye zorlanamaz. Örneğin, finansal istihbaratı iyi çıkmayan, borçlarını ödeyemeyen ve iflasın eşiğinde olduğu anlaşılan bir firmaya hizmet verilmesi zorunlu kılınamaz.

7- TÜKETİCİNİN KORUNMASI: Taslak yönetmeliğin 18. maddesinin 1. fıkrası yetki belgesi sahiplerinin verdikleri hizmetlerden yararlananların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile sağlanan tüketicinin korunması haklarına sahip olduğu düzenlemesini içermektedir.

Ancak 6502 sayılı kanunun “Tanımlar” bölümünde tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği” düzenlenmiştir. Taşımacılık ve lojistik hizmetinden yararlanan tacir olduğunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a tabi tutulamaz. Buna göre iki tacir arasında gerçekleşecek taşımacılık işinde 6502 sayılı yasa değil, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu geçerli olacaktır. Kanunlara aykırı olan bu yönetmelik maddesinin tamamen kaldırılması gerekmektedir.

8- YETKİ BELGESİZ ÇALIŞACAK FİRMALARIN DENETLENEMEMESİ HALİNDE PİYASADA OLUŞACAK HAKSIZ REKABET: Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği çerçevesinde alınması gereken çok yüksek bedelli R2 yetki belgelerini almayan, R2 dışında başka yetki belgesi sahibi olup da R2 Yetki Belgesi sahibiymiş gibi karayolu taşıma işleri organizatörü faaliyeti yürüten firmalar yıllardır tam olarak denetlenememiş ve yetki belgesi almış işletmeler aleyhinde haksız rekabet yaratılmıştır. Tam denetim mekanizması oluşturulmadan, bu yönetmelikle oluşturulacak yeni yetki belgesinin ücretinin R2’de olduğu gibi yüksek olması sektörde büyük haksızlıklar ve tepkiler oluşturacaktır. Denetleme mekanizması tam olarak oluşturulmadan yatırım ortamını bozucu ve haksız rekabet yaratıcı yüksek ücretli belgeler kesinlikle oluşturulmamalıdır. Tam tersine yetki belgesi ücreti, firmaların sisteme dahil olmasını ve kayıt altına girmesini özendirecek düşüklükte olmalı, bu belge ücreti devlet için bir gelir kapısı olarak görülmemelidir.

9- MEVCUT KANUNLARA UYUMSUZLUK: Yayınlanacak yönetmelikte ulusal ve uluslararası kanun ve anlaşmalara uygun olmayan maddelerle birlikte, hizmet ticareti çerçevesindeki mesleğin mevcut serbest ekonomi ve serbest rekabet ilkeleri çerçevesinde icra edilmesine engel oluşturacak maddelerin bulunması halinde UTİKAD, üyelerinin mesleki haklarını korumak ve Türkiye’de sanayi, ticaret ve lojistik alanlarında yatırım ortamının elverişliliğini bozacak bu yönetmeliğin günümüz gerçekleri çerçevesinde düzeltilmesi için hukuki yollara baş vurma hakkını saklı tutmaktadır.

UTİKAD, yukarıda belirtilen temel konulardaki görüşleri doğrultusunda, sektörün tüm bileşenleri ile birlikte yapılacak çalıştayda yönetmeliğin yeniden değerlendirmeye tabi tutulmasını önermektedir.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz