Koronavirüs pandemisi nedeniyle aracı olan vatandaş toplu taşıma araçlarını kullanmamaya başladı. Trafikte giderek artan araç sayısı yakıt tüketimini artırırken, LPG dönüşümü sağladığı yüzde 40’ı aşan tasarrufla tercih nedeni oldu. LPG diğer fosil yakıtlar içerisinde en çevreci yakıt olarak öne çıkıyor. Türkiye’de trafiğe kayıtlı 5 milyona yakın LPG’li araç her yıl 2 milyon ton karbon salımını azaltıyor. Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, LPG dönüşüm sektörünün dünü, bugünü ve geleceğini değerlendirdi.
Türkiye, LPG sektöründe öncü ülkeler arasında yer alıyor. 90’lı yıllarda başlayan LPG’li araç kullanımı, teknolojik gelişmeler paralelinde her gün daha da geliştirilen standartlar sayesinde güvenilirlik kazandı. Vatandaşın gözündeki LPG’li araç algısını olumlu yönde etkileyecek adımları atan BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü giderek büyüyen sektörün dünü, bugünü ve geleceğini değerlendirdi.
‘LPG dönüşümündeki başarımız dünya tarafından ilgiyle izleniyor”
BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü sektörün bugün geldiği noktayı, “Ülkemizde 1995’den itibaren araçlarda LPG kullanımı hız kazandı. Başlangıçta hiçbir teşvik olmadan, sadece ekonomik bir yakıt olduğu düşüncesiyle vatandaşımız tarafından tercih edildi ve talep gördü. Artan talep pazarı büyüttü ve Ar-Ge çalışmalarını yoğunlaştırdı. Teknolojiyi yakından takip ederek verimliliği, Avrupa Birliği’nin uyguladığı güvenlik standartlarını birebir uygulayarak LPG’li araçların güvenliğini garanti altına aldık. Bugün dünyanın dört bir yanına otogaz ekipmanları ihraç ediyoruz. Ülkemizdeki sistemler, istasyonlar, LPG dönüşüm sektörü Dünya LPG Örgütü (WLPGA) gibi uluslararası kuruluşlarca örnek göstermesi açısından takip ediliyor ve raporlanıyor.” ifadeleriyle anlattı.
‘Otomotiv firmaları LPG’li araç ayrımı yapmıyor”
LPG’li araç sektörünün artan talep karşısında yıllar içerisinde hızla geliştiğini ortaya koyan Kadir Örücü, “LPG’li araçların 90’ lı yıllardaki dönüşümleri herhangi bir standarda ayak uydurmayan, altyapısı hazırlanmamış sistemlerle, halk arasında ‘tüplü’ dediğimiz ev tipi LPG tüplerin araçlara uyarlanmasıyla sağlandı. Artan talep standartların oluşturulmasına ve otomotiv firmalarının LPG’ye yönelmesine neden oldu. Bugün, Avrupa Birliği’nin kullandığı ECE 67.01 standartlarına uygun dönüşüm ekipmanları üretiyoruz. Bu standart sayesinde LPG’li araçlar, benzinli araçlardan daha güvenli hale geldi. Otomotiv firmalarının sıfır araç satışında LPG’li araç seçeneklerini de pazara sunması, LPG’li araçlarla, benzinli araçları aynı garanti kapsamında değerlendirmesi sektörün güvenilirlik kazanmasına büyük katkı sağladı. Ayrıca akaryakıt ve LPG şirketlerinin dağıtım ağına yaptığı istasyon yatırımları bugün her yerde LPG’nin kolay bulunuyor olmasını sağlayarak otogaz sektörünün hızla gelişmesinin önünü açtı.” dedi.
‘Türkiye dünyanın en büyük otogaz tüketicisi‘
Dünya LPG Örgütü (WLPGA) verilerine değinen Kadir Örücü, “Ülkemiz 2018 yılında trafiğe çıkan LPG’li araç sayısıyla otogaz tüketiminde Güney Kore’yi geçerek birinci sıraya oturdu. WLPGA’nın 2020 değerlendirme raporuna göre Türkiye’de 10 yılda otogaza olan talep yüzde 46 oranında arttı. 2020 yılında sıfır kilometre LPG’li araç satışları bir önceki yıla nazaran üç kat artarak rekor kırdı.” ifadelerini kullandı.
‘Otogaz ile ilgili şehir efsaneleri sektörü zarar veriyor‘
Otogaz dönüşümünün belirli standartlara uymadan, merdiven altı tamirhanelerde gerçekleştiği yıllardan kalma söylemlerin halen basında dile getirildiğini bunun da LPG dönüşüm sektörüne zarar verdiğini belirten Örücü, “ECE 67.01 standartlarının uygulanmasıyla, LPG’li araçların yakıt tankının patlaması, gaz sıkışması yaşanması, teknik anlamda mümkün değildir. LPG’li araçların yakıt tankı askeri araçların zırh standardı olarak bilinen DIN EN 10120 çelik sacdan üretilirler. Yakıt sistemindeki sızdırmazlık, multivalf adı verilen bir ekipmanla sağlanır. Fabrikasyon araçların tercih ettiği ve TÜVTÜRK tarafından denetlenen yakıt sistemlerinde yakıt tankının patlaması mümkün değildir.” şeklinde konuştu.
‘Avrupa LPG’ye yöneliyor’
LPG’nin bilinen en çevreci fosil yakıt olduğuna dikkat çeken Kadir Örücü, “Karbon salımının dünyanın tahammül seviyelerini aşması küresel ısınmaya, küresel ısınma ise iklim değişikliğine sebep oluyor. Ne yazık ki bugün iklim değişikliğinin yarattığı etkileri ülkemizde de görmekteyiz. Ulaşım araçları karbon salımında önemli bir etkiye sahip. Bu nedenle Avrupa Birliği, 2021 yılından itibaren araçlara kilometre başına 95 gram karbon emisyonu sınırı getirdi. 2030 yılı hedefiyse 60 gram olarak belirlendi. Bu nedenle Almanya’nın başlattığı dizel yasakları diğer ülkelerde de uygulanmaya başlandı. Nihai hedef sıfır emisyon olsa da, karbon emisyonunun azaltılması için hızla uygulanacak ilk önlem LPG dönüşümüdür.” dedi.
‘Otogaz teşvik edilmeli‘
En çevreci fosil yakıt olarak nitelendirilen LPG’nin dünyanın dört bir yanında teşvik paketleriyle desteklendiğini belirten Kadir Örücü, “Dünya çapında AB ülkeleri dışında Cezayir, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve İngiltere’de LPG’li araçlara çevreci ve ekonomik olduğu için teşvik uygulanıyor. AB ülkelerinde uygulanan emisyon değerlerine göre vergilendirilme Türkiye’de de uygulanabilir. Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde çevreci araçlara teşvik uygulamasına gidilebilir. LPG’li araçların ücretli otoyol ve köprülerden indirimli geçmesi sağlanabilir. Her yıl 200 bin ağacın sönümlediği karbonu daha ortaya çıkmadan engelleyen LPG’li araçlar için desteğe ve teşvike ihtiyacımız var.” diyerek sözlerini sonlandırdı.