Uzun yıllardır ağır kamyon sınıfının önde gelen üreticilerinden biri olan MAN, bu yılın nisan ayında üretimi başlayan yeni TGE serisiyle birlikte ilk kez van sınıfına girdi. Artık 3.5 tondan 44 tona kadar tam bir ticari taşıt ürün yelpazesi sunan Alman üretici, kamyon işindeki müşteri odaklı yaklaşımını hafif ticari taşıt sınıfına da aktarmayı hedefliyor.
Geniş gövde seçeneği
Yeni MAN TGE serisi, toplamda iki farklı dingil mesafesi, üç farklı araç uzunluğu ve üç farklı tavan yüksekliği ile 3.0, 3.5, 3.88, 4.0 ve 5.5 ton olmak üzere beş farklı tonajda sürümden oluşuyor. Farklı dingil oranları ve farklı çekiş seçenekleri (arkadan çekiş, tüm tekerlerden çekiş ve önden çekiş) ile yeni TGE serisi çok farklı sektörlere ve uygulama alanlarına sesleniyor.
MAN TGE’nin van sürümleri; normal, yüksek ve ekstra yüksek tavan seçenekleriyle 18.4 metrekübe kadar yükleme hacmi sunuyor. 2.8 metrelik yüksekliğe sahip ekstra yüksek tavanlı sürüm, 5.98, 6.83 ve 7.39 metrelik uzunluklarla alınabiliyor. Yüksek tavanlı sürümün yüksekliği 2.59 metre ve normal tavanlı sürümün yüksekliği 2.35 metre iken tek tekerli vanların genişliği aynalar haricinde 2.04 metre. Panel vanlar haricinde tek veya çift kabinli şasi sürümleri de bulunuyor.
Geniş iç hacim ve yüksek yükleme sığası
MAN TGE, donanımlarına ve tonajına göre dikkate değer bir yükleme sığasına sahip. Örneğin kısa dingil mesafesine ve normal tavan yüksekliğine sahip 3.5 tonluk van 1.5 ton yük taşıyabiliyor. Daha ağır modellerde yükleme sığası daha da artıyor. Tek kabinli şasi sürümü yaklaşık 3 ton yük taşıyabiliyor. Panel vanlar ise çekiş düzenine göre 9.3’ten 18.4 metrekübe kadar yükleme hacmi sunuyor. Gövde uzunluğuna bağlı olarak yeni TGE’ye boyu 3.45 ile 4.85 metre arasında olan yükler yüklenebiliyor. Yüksek tavanlı modelde 1.96 metrelik, ekstra yüksek tavanlı sürümde ise 2.19 metrelik iç yükseklik sayesinde rahatça ayakta durulabilirken, normal tavanlı sürümde bile 1.72 metrelik iç yükseklik sunuluyor. 1.3 metre genişliğindeki yan kayar kapıdan kolayca yükleme yapılabiliyor. İstek üzerine sol tarafta da kayar kapı alınabiliyor. Arka kapılar istenirse dar alanlarda yükleme ve boşaltma kolaylığı sağlamak için 250 derece açılabiliyor. Tek tekerli modelde iki teker arasında 1.38 metrelik, çift tekerli modelde ise 1.03 metrelik yükleme genişliği bulunuyor. Modele ve motor tipine göre 3.5 tonluk çekme sığası sunuluyor. İzin verilen toplam yüklü katar ağırlığı ise 8 ton. Her bir TGE modeli treyler çeki kancası takılabilmesi için ön hazırlıkla üretiliyor. Farklı dingil mesafesi ve arka uzantı seçenekleri sayesinde şasi sürümlerine çift kabinde 3.7 metreye kadar, tek kabinde ise 4.5 metreye kadar üstyapı monte edilebiliyor.
Verimli aktarma organları
İzin verilen toplam yüklü ağırlığa göre önden çekiş, arkadan çekiş ve tüm tekerlerden çekiş seçenekleri sunuluyor. Tüm sürümler altı oranlı manuel ya da sekiz oranlı otomatik şanzımanla alınabiliyor. MAN TGE, yeni nesil dizel motorlardan güç alıyor. Dört silindirli 2.0 litrelik turbo arasoğutmalı dizel motorun 102 beygirlik (280 Nm azami tork), 122 beygirlik (300 Nm azami tork), 140 beygirlik (340 Nm azami tork) ve 177 beygirlik (410 Nm azami tork) dört güç seviyesi bulunuyor. Bu motorlar, fabrika verilerine göre 100 km’de ortalama 6,7 ile 7.0 litre arasında mazot tüketiyor.
Üç farklı çekiş seçeneği
Önden çekişli sürümler, arkadan çekişli sürümlere göre 100 mm daha alçak bir yükleme yüksekliği sağlıyor ve bu sayede yaklaşık 18 metreküplük yükleme hacmi elde edilebiliyor. Önden çekişin bir diğer avantajı ise yanlamasına yerleştirilen motor ve şanzımandan oluşan kompakt tahrik birimi sayesinde ölü ağırlığın düşürülmesi ve yükleme sığasının artırılması. Önden çekişli sürümler, 3.0 ve 4.0 ton arasındaki tonajlarda alınabiliyor.
Azami yüklü ağırlığı 4.0 ton olan tüm tekerlerden çekişli sürümler yaklaşık 1.35 ton yük taşıyabiliyor.
Arkadan çekişli sürümler daha ağır yüklerin taşınması için tercih ediliyor. Bu sürümlerin toplam yüklü ağırlıkları 3.5 ile 5.5 ton arasında değişiyor. Arkadan çekiş, çok iyi bir yük dağılımı sağlıyor. Bu da bu sürümleri treyler çekmek için ideal hale getiriyor. 3.5 tonluk sürümlerde arkada tek teker, 5.5 tonluk ağır sürümlerde ise arkada çift teker sunuluyor.
Sekiz vitesli otomatik şanzımanın kısa vites basamakları sayesinde motor düşük devirlerde çalışıyor ve yakıt tüketimi azalıyor. Tüm tekerlerden çekişli sürümlerde manuel ya da otomatik vites alınabiliyor. Arkadan çekişli sürümlerde istek üzerine diferansiyel kilidi elde edilebiliyor. Arkadan çekişli sürümlerde 40 Kw güç çıkışlı mekanik bir PTO yine istek üzerine alınabiliyor.
Süspansiyon sistemi ve yardımcı sistemler
Yeni MAN TGE’nin süspansiyon sistemi, önde bağımsız McPherson süspansiyondan arkada ise yaprak yaylı sabit dingilden oluşuyor. Tek tekerli sürümlerde 235/65 16 C, çift tekerli sürümlerde ise 205/75 16 C ebatında lastikler kullanılıyor. 3638 mm’lik dingil mesafesine sahip önden çekişli sürüm 13.6 metrelik bir çapta dönebiliyor.
MAN, yeni TGE serisinde Acil Fren Yardımcısı’nı EBA (Emergency Brake Assist) standart olarak sunuyor. Öndeki araçla aradaki kritik mesafeyi takip eden mesafe duyargaları, durma mesafesinin kısalmasına yardımcı oluyor. Bütünleşik kent EBA işlevi, düşük hızlarda aracı otomatik olarak frenliyor. Mesafe ayarlı hız sabitleme sistemi uzun yollarda konfor seviyesini artırıyor.
Yolda
Devir Saati Yazıişleri Müdürü T. Selçuk Oğuz, Barselona’nın doğası ve tarihi mirası çok iyi korunmuş kırsal ve turistik bölgelerinde gerçekleştirilen sürüş etkinliğinde MAN TGE serisinin farklı tonajlarda, farklı motor güçlerinde, önden ve arkadan çekişli ve hepsi altı ileri oranlı manuel şanzımanlı panel van ve şasi kabin sürümlerini kullanma olanağı buldu.
Kullandığım araçlar biri haricinde yüklü olmadıkları için motor güçleri arasındaki farkı çok fazla hissedemedim; ama 102 beygirlik motora sahip sürüm bile bana yeterli sürüş keyfini verdi. Elektromekanik direksiyon sisteminin yüksekliği ve derinliği ayarlanabilir simidi ve konforlu sürücü koltuklarının kolay ayarı sayesinde uygun sürüş konumunu kolaylıkla buldum. Kabinin başarılı yalıtımı sayesinde motor sesi içeri fazlaca girmediği için duyduğum tek ses rüzgar sesiydi. MAN TGE serisinin yol tutuşunu, özellikle arkada yük varkenki süspansiyon konforunu, direksiyon, gaz ve fren tepkilerini beğendim. Geniş ön ve yan camların yanı sıra ince A sütunu sayesinde ön ve yan görüş sorunsuzdu. Geniş üst aynalar arka görüşü iyileştirirken alt geniş açılı aynalar ölü noktaları ortadan kaldırıyor. Aynaların geniş olmasının tek olumsuz yönü çapraz görüşü biraz kısıtlaması. Ayna ayarlarının sürücü kapısının üzerindeki konumu ise son derece başarılı.
Kabin içinde geçişi kolaylaştıran joystick tipi vites kolunun konumunu ve vites geçişlerini beğendim. Okunaklı gösterge tablosunun da yer aldığı kumanda panelinin ergonomisi genel olarak başarılıydı. En temel sürümde kumanda panelinin plastik kalitesini biraz düşük bulsam da üst sürümlerde malzeme kalitesi daha yüksekti. Sürücü, kapılardaki ve kumanda panelinin çeşitli yerlerinde bulunan gözlere 1.5 litrelik şişlerden A4 boyutundaki dosyalara, cep telefonundan ilk yardım kiti ve üçgen uyarı levhasına kadar çok çeşitli eşyalarını koyabiliyor.
Yüksek donanımlı TGE sürümlerinde çok işlevli direksiyon simidi üzerindeki düğmelerden hız sabitlenebiliyor ve sabitlenen hız artırılıp düşürülebiliyor. Sürüşümüzün özellikle otoyol ve kentdışı yollardaki kısmında hız sabitleme sistemini devreye aldık. Hız sabitken TGE serisinde standart olarak sunulan EBA (Emergency Brake Assist) sistemi sayesinde araç öndeki araca yaklaştığında aradaki güvenlik mesafesini korumak için otomatik olarak yavaşladı. Bu sayede sürüş sırasında yavaşlamak için fren pedalına basmak zorunda kalmadık. Yoldaki ortalama hız düştüğünde ya da yolun uyulması gereken azami hız sınırı daha düşük olduğunda parmak ucuyla sabitlenen hızı düşürdük. Tam tersi durumda, yani yoldaki ortalama hız arttığında ya da yolun uyulması gereken azami hız sınırı daha yüksek olduğunda sabitlenen hızı artırdık. Bu tarz bir sürüşte sürücünün ne gaz ne de fren pedalına basmasına gerek kalıyor ve tüm sürüşü ellerinizle gerçekleştirebiliyorsunuz. Kullandığımız araçların hepsi manuel vitesli olduğu için hız çok düştüğünde ya da çok arttığında vitesi küçültmek ya da büyütmek zorunda kaldık. Ancak otomatik vitesli sürümlerde buna da gerek kalmıyor.