Yıllardır sağlık kontrollerimizi düzenli aralıklarla yaptırmaya özen gösterirdik. Ancak yıllar içinde öğrendik ki her röntgen ve bilgisayarlı tomografi vücudumuza gereğinden fazla radyasyon vererek bağışıklığımıza zarar veriyor; bu alışkanlığımızdan vazgeçtik. Artık kendimizi kolluyor ve ihtiyaç duyduğumuzda sağlık kontrollerine gidiyoruz. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada her yıl kontrol amaçlı yapılan mamografi çekimlerinde radyasyona maruz kalan kadınlarında meme kanserine yakalananların sayısının, erken teşhis edilenlerden daha yüksek olduğu ortaya çıkmış. Bu yüzden teşhis için yan etkisi olmayan ses dalgaları ile görüntüleme yapan ultrasonografi yöntemini öncelikle tercih etmekte fayda var. Maalesef günümüzde karşılaştığım birçok doktor, ya zaman yetersizliği ya da ticari kaygılar yüzünden olabilir, daha hastayı fiziki muayene etmeden hemen bu tetkikleri ardı ardına sıralıyor ve bu çekimlerin yapılması için devlet hastanelerinde aylarca sıra bekleniyor. Hadi sıra beklememek adına özel hastane veya polikliniklere gidelim dediğimizde de telaffuz edilen fiyatlar bütçemizin oldukça üzerinde kalabiliyor. Hepsini geçtik ve tetkik için bir kurumda gün bulduk diyelim bu sefer de cihazların niteliğinden veya bakımsızlığından dolayı birçok ciddi tümör vb. olguların gözden kaçabildiğine şahit oldum. Bir de yıllardır yaptırdığımız sağlık taramalarımızdaki rutin kan tahlillerimizde ne D vitamini değerimize ne de magnezyum seviyemize bakılıyor. Ayrıca aile hekimlerimiz yıllar önce D vitamini tetkiki yazabilirken günümüzde artık talepte bulunamıyorlar. Hatta geçtiğimiz yıllarda İstanbul dışındaki bazı devlet hastanelerine yakınlarımı götürdüğümde hiçbir şekilde D vitamini istemi yapılamıyordu. Günümüzde de bunlar için istekte bulunacak devlet hastanelerindeki doktorumuzun uzmanlığının dahiliye, fizik tedavi ve rehabilitasyon veya onkoloji olması gerekiyor ki tahlil isteğini sisteme girebilsin. Sanırım bundan çıkaracağımız sonuç ise kendi kendimizin doktoru olmamız gerektiği. Örneğin D vitamini (aslında bir hormon) seviyemiz 50 ng/ml üzerinde, kandaki magnezyum seviyemiz 2,5 civarında ve B12 vitamin seviyemiz ise 600 ve üzerinde değilse bağışıklık sistemimiz virüs, bakteri veya mantarlarla savaşamadığından hastalıklar baş gösteriyor. Dolayısıyla sağlıklı bir beden için tetkiklerimizi yaptırırken bu değerlerimizi ölçtürmeyi ihmal etmeyelim. Son olarak sizinle fonksiyonel tıp eğitimi alırken sevgili hocamın derste söylediği şu sözlerini paylaşmak isterim: “Siz bize film şeridi gibi akan hayatınızın bir karesini muayene sırasında anlatıyorsunuz ama tüm film şeridine hakim olan sizsiniz ve size neyin iyi veya kötü geldiğini de bizden daha iyi biliyorsunuz.” Sevdiklerinizle güzel anılar biriktirmeniz dileğimle bayramınız kutlu olsun!