Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Dr. Altuğ Erciş, Olağan Gelen Kurul toplantısında başkanlığa seçilmesinin ardından, ilk kez basın mensuplarıyla bir araya geldi. Başkan Dr. Altuğ Erciş, gerçekleştirilen basın buluşmasında değerlendirmeler yaptı ve OYDER’in gelecek vizyonunu aktardı.
Türkiye’de otomotiv sektörünün tüketiciler ile iletişimini sağlayan, tüm otomotiv yetkili satıcılarını temsil eden tek sivil toplum kuruluşu olarak, OYDER’e bu dönemde büyük görev ve sorumluluklar düştüğünün altını çizen Erciş, “Otomotiv, Türkiye’de lokomotif sektörlerin başında geliyor. Katma değeri çok yüksek ve son derece dinamik olan sektörümüzü, geleceğe nasıl taşıyacağımız konusu gündemimiz ilk maddelerinin başında geliyor. Pandemi kaynaklı sorunların yanı sıra, çip krizi ile başlayan, lojistik sorunlarıyla devam eden hammadde teminiyle sıkıntıya giren ve son olarak da Rusya-Ukrayna çatışmasının etkilerini yaşadığımız bir dönemdeyiz. İşte tam da burada OYDER olarak dinamiklerimizin ne olacağı önemli bir yer tutuyor. Aynı zamanda sektördeki paydaş derneklerimiz olan ODD, TAYSAD, OSD, TOKKDER gibi diğer dernekler ile yakın işbirliklerinde bulunarak sektörümüzün daha da büyümesi için çaba harcayacağız. Birlikteliğin bize kuvvet getireceğine inanıyoruz.” dedi.
“2. elde büyük bir potansiyel var”
Bugün sektörün birçok olumsuz gelişmeyle karşı karşıya geldiğini ifade eden Dr. Altuğ Erciş, “Pandemiyle birlikte başlayan bulunurluk, ÖTV matrahları, vergilendirme, yüksek kurlar, yüksek enflasyon ile birlikte alım gücünün azalması gibi bir dizi olumsuz konuyla karşı karşıyayız. Tüm bu gelişmeler, bayilerin 2. el araç satışlarına yönelmesi gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Avrupa’da bayilerin toplam satışlarının yüzde 48’ini 2. el araçlar temsil ederken, ülkemizde bu oran yalnızca yüzde 2 seviyesinde kalıyor. Burada yüksek bir potansiyel olduğunu görüyoruz ve 2. eli de kendi içerisinde ayırıp, özel olarak yetişmiş istihdamıyla işimizin ana motoru gibi görmeliyiz. Bayilik sisteminde başarılı olmanın en büyük anahtarı bu. Yetkili satıcılık sistemini ayakta tutmak için tıpkı ABD ve Avrupa’da olduğu gibi 2. el satışlarını kendi bünyemizde yapmak en önemli unsur olacaktır. Şu anda bunun için yetkili satıcıların önünde herhangi bir engel bulunmamakta. Yetişmiş personelle birlikte mevcut yatırımlarını daha verimli bir şekilde değerlendirmelerini sağlayacaktır.” diye konuştu.
“Yetkili satıcıların 1.5 milyon araç satacak kapasitesi var”
Mevcut durumda yetkili satıcıların sıfır araç yatırımına konsantre olduğunu ifade eden Erciş, ”Genel tabloya bakıldığında bayiler şimdiye kadar Türkiye’de ikinci el yatırımını pas geçmiş olsa da, önümüzdeki dönemin en önemli başlıklarından biri bu olacaktır. Bayiler şu anda 1.5 milyon araç satacak potansiyele sahipler ve mevcut koşullar yetkili satıcıların bu kadar adette sıfır araç satmasına imkan vermiyor. Ancak bu da bayilerin potansiyellerini ikinci elde kullanmalarının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Gelecekte yetkili satıcıların cirolarının yüzde 40-45 oranında ikinci elden gelmesini bekliyoruz. İşte bu yüzden ikinci ele önem vermemiz gerekiyor.” dedi.
“İkinci el pazarına olumlu yansımaları olacaktır”
Yetkili satıcıların ikinci el araç satışına odaklanmalarının pazara olumlu yansımaları olacağının altını çizen Erciş, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de 7 milyona yakın bir ikinci el pazarı bulunuyor. Yetkili satıcıların uzmanlıklarını 2. el pazarında da ortaya koyması, hem pazar hem de tüketici açısından olumlu karşılanacaktır. 2. el araç isteyen bir tüketicinin, o marka aracı satan bir yetkili satıcıdan alması bir tercih sebebi olacaktır. Aynı zamanda satış rakamı konusunda da daha sağlıklı bilgiler elde edilecek ve spekülatif fiyatlandırmanın önüne geçilecek. İkinci el pazarını bir fırsat olarak gören otomotiv perakendecileri olarak, ikinci el satış oranını en az Avrupa seviyesine getirmeyi hedefliyoruz.”
“Bizlerin kendi organizasyonlarımızı kurmamızdaki harcadığımız emek ve yatırım tutarları çok yüksek. Ayrıca biz otomotiv perakendecileri olarak da şu anda yaklaşık 120 bin kişiye direkt istihdam veren bir organizasyonuz. Dolaylı olarak bu 500 bini aşkın kişiye tekabül ediyor. Yapmış olduğumuz bu yatırımların geri dönüşünü almak durumundayız ve ikinci el her zaman göz ardı ettiğimiz bir konu olmuştu. Buna ağırlık verenler oldu ama genel olarak baktığımızda bu çok düşük oranda kalıyor. Bunun için uygun yerlerimiz, ona göre uygun yatırımımız ve yetişmiş personelimiz bulunuyor. İkinci el olarak da alacağımız yollar var ve bu konuda da yetkili satıcılarımızın güçlenmesini amaçlıyoruz.”
“Perakendede azalma yok”
Mevcut koşullarda perakende müşteri talebinde bir azalma görülmediğini ifade eden OYDER Başkanı Dr. Altuğ Erciş, “Şu anda bekleyen bir filo talebi var ama aynı zamanda bekleyen bir perakende talebi de bulunuyor. Pandeminin ardından yaşanan tedarik problemi devam ediyor. Araç geldiği zaman öncelikle perakendeye satılıyor, çünkü buradaki karlılık daha yüksek. Bu yüzden önce perakende talebi ardından filo talebi doyurulmaya çalışıyor. Ancak henüz perakende talebini doyuracak kadar araç tedariği elde edilmiş değil. Markadan markaya değişmekle birlikte satışların çoğunluğunun perakende pazara ait olduğunu ifade edebiliriz. Genel tablo, perakende ağırlıklı olarak gerçekleşiyor.” dedi.
“Yetkili satıcılar için dijital dönüşüm bir tehdit değil, bir fırsat”
Son dönemin en önemli başlıklarından biri olan dijitalleşme konusuna da değinen OYDER Başkanı Dr. Altuğ Erciş, “Dijital dönüşümü, yetkili satıcıların karşılaşacağı bir tehdit olarak değerlendirmiyoruz. Pandemiyle birlikte tüketicilerin alışverişteki davranışları ve alışkanlıkları değişti. Daha çok online alışveriş, bilgiye daha kolay ulaşma gündeme geldi. O yüzden bayilik teşkilatı da mutlaka dijitalleşecek. Bu kapsamda bayi konsepti çok büyük oranda değişmeyecektir. İş yapış şekilleri açısından markadan markaya bazı değişiklikler olabilir ama bayilik sistemi konumunu korumaya devam edecek. Dijitalleşmeyi bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Bu tür dijitalleşmeler, müşterinin hayatını kolaylaştıracak ve araca ulaşmasını hızlandıracaktır. Bu da müşteri memnuniyetini artırmamızı sağlayacak. Bu süreçle birlikte hayatı kolaylaştıracak dijital yeniliklerle fiziksel yapı bir araya gelerek, yetkili satıcılar ‘fijital’ bir deneyim sunarak öne çıkacaklar.” dedi.
“Z kuşağı dijital dönüşümüne öncülük yapacak”
Dijitalleşme konusunda özellikle yetkili satıcılardaki Z kuşağının önemini anlatan Erciş, “Arkadan gelen bir Z kuşağı var. 25-30 yaşlarında, baba-dede mesleğine olan ilgilerini ve bakış açılarını görmek gerçekten çok güzel. Bu noktada aldığı eğitimlerle birlikte iş yapış şekillerini değiştirecek ve dijital dönüşüme öncülük yapacak düzeyde bir nesil geliyor. Dijital dönüşüm sayesinde işler eskisi gibi ağır ilerlemeyecek ve nihai tüketicinin memnuniyeti yükseltilerek, marka bağlılığı artırılabilecek.” dedi.
“Servis girişlerinde azalma gözlemlemedik”
Yetkili servislerin durumunu da değerlendiren Erciş, yetkili servislerden özel servislere kayma olmadığının altını çizerek, “Şu anda piyasada enflasyon var. Bu ortamda yetkili servis fiyatları artsa da, özel servisler de işlerini sürdürmek adına fiyatları artırmak zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla yetkili servis girişlerinde herhangi bir düşüş öngörmüyorum,” dedi.
“Vergi sisteminde değişim beklentimiz var”
Vergi sisteminde ve ÖTV matrahlarında değişim beklentisi olduğunu belirten Erciş, şunları söyledi:
“Vergi konusunu çok net biçimde her ortamda ifade ediyoruz. Bununla ilgili önümüzdeki süreçte de ortak çalışmalarımız olacak. Ülkemizde otomotiv sektörü ve araç sahipleri adına oldukça dezavantajlı bir durum söz konusu. Bizim kanunlarımız açısından yakın olduğumuz AB ülkelerindeki vergi sisteminde ÖTV’ye benzer bir vergi yok. Sadece bizdeki KDV’ye denk gelen bir vergilendirme sistemi uygulanmakta. Aynı zamanda bugün ÖTV matrahlarının güncellenmesi, gerek yetkili satıcıların gerekse de halkımızın en büyük beklentisidir. Özellikle kurlar sebebiyle fiyatların gelmiş olduğu noktada, neredeyse tüm modellerin yüzde 80’lik dilime girmesi nedeniyle; matrah tutarlarının güncellenmesi ile ilgili beklentimiz oluşmuştur. Kurların stabil halde kalması ve öngörülebilir olması sektör paydaşlarımız için önemini korumaktadır. Devletimizden matrah tutarlarının güncellenmesi ile ilgili beklentimiz halen devam etmektedir. Umarız ki, bu konuda da yakın zamanda bir adım atılacaktır.”
“Daha çevreci ve çağa uygun bir vergi sistemi oluşturulması gerekiyor. Motor hacmi ve fiyat bazında uygulanan vergi sistemimiz hem karmaşık hem de emsal ülkelerin sisteminden oldukça farklı. Bu sistem değişikliğinin ülkemiz otomotiv sanayisinin de zarar görmeden tüm taraflar için en uygun ve çağdaş bir sisteme dönüştürülmesi gereklidir.”