Bosch Group, bu yıla iyi bir başlangıç yaptı ve birinci çeyrekte satışlarını yaklaşık yüzde 12 artırdı. Kur etkilerinin ayarlanmasının ardından artış oranı yüzde 11 oldu. Bu yıl düşük ekonomik genel görünüme ve jeopolitik belirsizliğe rağmen Bosch, yüzde üç ile beş arasında bir satış büyümesi elde etmeyi hedefliyor ve şirketin geleceğini korumaya yönelik yoğun ön yatırımlarına rağmen bu artışı elde ediyor. Bosch’un Renningen’deki araştırma yerleşkesinde gerçekleştirilen yıllık basın toplantısında konuşan Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Volkmar Denner, “Bugünkü ticari başarı, yarının dünyasını şekillendirmede bize imkanlar sağlıyor. Mevcut işimizi ileriye taşımak, yeni iş alanları açmak ve teknolojik açıdan önder bir kornuma sahip olmak – işte dönüşüm süreci stratejimiz budur. Bu dönüşümün odak noktaları, hareketlilik alanında ve IoT bağlanabilirliğindeki değişikliklerdir. Bir yenilikçilik önderi olarak dönüşümü şekillendiriyor ve öncülük ediyoruz.” dedi.
Ar-Ge’ye 7 milyar Euro yatırım
Bosch Group, 2016 yılında satışlarını 73.1 milyar Euro‘ya çıkardı. Satışlardaki artış yüzde 3.6 veya kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 5.5 oldu. Bosch, geçtiğimiz yıl araştırma ve geliştirme harcamasını yüzde 10‘un biraz altında artırarak 7 milyar Euro‘ya çıkarttı.
IT ve yazılım uzmanları aranıyor
Bosch Group, 31 Aralık 2016 tarihi itibarıiyle dünya genelinde yaklaşık 390 bin çalışana sahip. Çalışan sayısı geçtiğimiz yıl 14 bin 500 kişi arttı. Bölgesel olarak iş gücü yapısı büyük ölçüde aynı kaldı. Almanya’da çalışan sayısı iki bin kişilik artışla 134 bine yükseldi. Geriye kalan çalışan sayısındaki artışın büyük bir kısmı Asya ve Kuzey Amerika’da oldu. Şirket, özellikle yazılım ve IT uzmanlığında olmak üzere hala uzman ve yönetici kadro konusunda önemli bir gereksinime sahip. Şu anda bile Bosch, dört bini nesnelerin interneti alanında olmak üzere 20 bin yazılım mühendisi çalıştırıyor.
Yeni hareketlilik kavramları: sıfır yayım, sıfır stres, sıfır kaza
Hareketlilik sektörü önemli bir değişimin eşiğinde. Denner, “Bosch, yayımsız, stressiz ve kazasız yeni bir tür hareketliliği mümkün kılacak. Hareketlilik artık sadece otomobillerin daha iyi üretilmesiyle ilgili değil. Hareketliliği dönüştürmemiz gerekiyor.” dedi. Denner, 2050 yılı itibariyle küresel nüfusun yüzde 70’inin yaşayacağı şehirlerdeki hava kalitesinin iyileştirilmesinin endüstri, siyaset ve toplumun birlikte ele alması gereken bir konu olduğunu söyledi. Dizel araçlara yönelik sürüş yasaklarıyla ilgili güncel tartışmaya da değinen Bosch CEO’su, daha iyi hava kalitesine yönelik hedeflerin ve politikaların teknolojiden bağımsız olması gerektiğini vurguladı. Denner, “Siyaset nedeniyle mühendislerimizin yaratıcılığı belirli bir teknolojiyle sınırlandırılmamalıdır.” dedi. Bosch CEO’su, içten yanmalı motorlarda yapılacak olan iyileştirmelerin çok büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanıyor. 2017 yılının sonbaharında yürürlüğe girecek olan RDE (gerçek sürüş yayımları) ölçüm prosedürü, araçların azot oksit yayımlarını daha fazla azaltmaya yardımcı olacak. Bosch, halihazırda yaklaşık 300 geliştirme projesi üzerinde çalışmalar yürütüyor. Benzinli araçlar için şirket, parçacık filtrelerinin yaygın kullanımını uzun zamandır destekliyor. Ayrıca, ulaşıma bağlanabilirliğin uygulanması da hava kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bosch, Stuttgart bölgesinde farklı ulaşım araçlarına yönelik bir yardımcı geliştirdi. 2018 yılından itibaren, Bosch tarafından geliştirilen topluluk tabanlı park etme servisi de üretilen araçlarda yer alacak.
Hareketliliğin elektrifikasyonu: elektrik ve yakıt birleşimi
Bosch, elektrikli sürüşü ileriye taşımak konusunda da yoğun çaba gösteriyor. Yeni elektrohareketlilik iş kolu, şirketin bu alandaki tüm faaliyetlerini bir araya getirecek. İçten yanmalı motorların iyileştirilmesi için yapılan milyarlarca Euro’luk yatırıma ek olarak şirket, elektrohareketlilik alanında bir ilerleme sağlamak için her yıl yaklaşık 400 milyon Euro yatırım yapıyor. Bu yatırımın büyük bir kısmı batarya araştırma ve geliştirmesine harcanıyor. Bosch, hem şimdinin hem de geleceğin akü hücresi teknolojilerini araştırıyor. Şirket daha şimdiden elektrohareketlilikle ilgili 30’dan fazla sipariş aldı. 2016 yılında, dünyanın en büyük elektrohareketlilik pazarı olan Çin’den 11 sipariş alındı. 2018 yılının başından itibaren yeni Güç Aktarma Çözümleri bölümü ve bu bölümün 88 bin çalışanı, tek bir kaynaktan her türlü güç aktarma teknolojisini sunuyor olacak. Denner, “İster yakıtlı ister elektrikli olsun Bosch, güç aktarma çözümlerini gelecekte de kullanıyor olacak. Müşterilerimiz açısından bir numaralı mühendislik ve teknoloji ortağıyız ve bu şekilde kalmaya devam etmek istiyoruz.” dedi.
Sürücü destek sistemlerinde ticari başarı
Söz konusu özerk (otonom) sürüş olduğunda Bosch, teknolojik ilerleme ve ticari başarısı ile dikkat çekiyor. Sürücü destek sistemleri ile şirket, 2016 yılında ilk kez bir milyar Euro’nun üzerinde satış yaptı ve ayrıca 3.5 milyar Euro’luk sipariş aldı. Sonuç olarak Bosch, 2017 yılında yüzde 30 büyümesi beklenen sürücü destek sistemleri pazarında daha hızlı büyümeyi amaçlıyor. Yaklaşık üç bin Bosch mühendisi özerk sürüş üzerinde çalışıyor. Geçtiğimiz yıl bu alandaki çalışan sayısı 2 bin 500’dü. Bosch, trafikte tamamen özerk ve sürücüsüz araçların ilerletilmesi konusunda Daimler ile birlikte çalışıyor. Amaç, 2020 yılının başından itibaren araçların şehirlerde tamamen bağımsız bir şekilde kendilerini sürmesi. Bunun en önemli bileşenlerinden bir tanesi Bosch AI yerleşik bilgisayar. Yapay zekası, kendi kendini süren otomobilin beynini oluşturuyor. 2019 yılı sona ermeden önce şirket, radar sinyallerine dayanan son derece yüksek doğruluğa sahip dijital bir harita oluşturmuş olacak. Böyle bir harita, özerk sürüş için son derece önemli bir gereksinim. Vodafone, Telekom, Huawei ve Nokia ile ilerleyen ortaklıklar kapsamında Bosch, özerk ve ağa bağlı trafiğe yönelik altyapı üzerinde çalışmalar yürütüyor. Örneğin, araçtan araca güvenli kablosuz iletişimi bulmak üzere testler yapıyor.
Yeni teknolojiler hem akıllı hem duygusal
Yine 2020 yılı itibariyle Bosch, IoT pazarının küresel hacminin yılda yüzde 35 büyüyerek 250 milyar Dolar‘a yükseleceğini tahmin ediyor. Şirket, 2016 yılında 27 milyon adet internet bağlantısına sahip ürün sattı. 2020 yılında, şirketin tüm yeni elektronik ürünlerinde bağlanabilirlik özelliği bulunacak ve gelecekte servisler de her bir ürünle birlikte sunuluyor olacak. Bunu sağlayacak olan şey yapay zeka (AI) olacak. Bundan 10 yıl sonra, neredeyse tüm Bosch ürünleri yapay zeka ile geliştirilecek, üretilecek veya donatılacak. Önümüzdeki beş yıl içerisinde Bosch, kendi yapay zeka merkezine 300 milyon Euro’luk bir yatırım yapacak. Almanya’nın Baden-Württemburg eyaletinde Bosch, “Siber Vadi“nin (Cyber Valley) kurulmasına yardımcı oluyor. Siyasiler, iş insanları ve bilim insanlarından oluşan bu birlik, AI araştırmasını artırmayı amaçlıyor. Bosch, derin öğrenmeye yönelik bir araştırma laboratuvarı olan Delta Lab‘ı Amsterdam Üniversitesi ile birlikte işletiyor. Volkmar Denner, “Yapay zeka, duygusal seviyede deneyimlenebilecek bir şey olarak bağlanabilirliği kişisel hale getirecek. Dijital yardımcılar giderek daha akıllı bir hal alacak ve kullanıcıları gündelik işlerden kurtaracak.” dedi. Tractica, dijital yardımcıların sayısının 2020 yılının başında üç kat artarak 1.5 milyarın üzerine çıkacağını tahmin ediyor.