Alman Otomotiv Sanayi Derneği VDA, 67’nci IAA Fuarı öncesinde ticari taşıt üreticilerini ve uluslararası basını Frankfurt’ta buluşturdu.
Alman Otomotiv Sanayi Derneği VDA (Verband der Automobilindustrie), 20 – 27 Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 67’nci IAA Ticari Taşıtlar Fuarı öncesinde Frankfurt’ta Uluslararası Basın Çalıştayı düzenledi. Dünyanın birçok ülkesinden 120’nin üzerinde basın mensubunun ve Alman otomotiv sanayi temsilcilerinin katıldığı çalıştayda VDA Başkanı Bernhard Mattes , Volkswagen AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Volkswagen Truck & Bus CEO’su Andreas Renschler , Daimler AG Yönetim Kurulu Üyesi Martin Daum , Iveco S.p.A Marka Başkanı Pierre Lahutte , MAN Truck & Bus CEO’su Joachim Drees , Mercedes-Benz Kamyonları Başkanı Stefan Buchner , Volkswagen Ticari Taşıtlar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Heinz-Jürgen Löw , Daimler Vanları Başkanı Volker Mornhinweg , Scania Kurumsal İlişkiler Başkanı Erik Ljungberg , Krone GmbH Genel Müdürü Gero Schulze Isfort , Opel Automotive GmbH Hafif Ticari Taşıtlar Kıdemli Müdürü Tobias Stöver , Heuliez Bus Ürün Yönetimi Direktörü Giandomenico Demartini , Volvo Otobüsleri Kıdemli Danışmanı Wolfgang Presinger ve VDA Genel Müdürü Dr. Kurt-Christian Scheel birer sunum yaptılar.
Çalıştay sırasında bir tartışma paneli de düzenlendi. “Yarını sürmek’ – Taşımacılık ve Lojistik – sürdürülebilir, verimli ve akıllı ” konulu tartışma paneline Daimler AG Yönetim Kurulu Üyesi Martin Daum , Volkswagen AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Volkswagen Truck & Bus CEO’su Andreas Renschler , Schmitz Cargobull AG Yönetim Kurulu Başkanı Andreas Schmitz ve Wiedmann & Winz GmbH CEO’su Dr. Micha Lege katıldı.
Fuar, 19 Eylül tarihindeki basın gününün ardından 20 Eylül’de ziyaretçilere açılacak ve 27 Eylül’e kadar devam edecek.
Dijitalleşme, bağlantılılık, özerk sürüş ve seçenek tahrik sistemlerinin ticari taşıtlar alanındaki en önemli yenilikler olduğunu ve bu konuların doğal olarak 67’nci IAA Ticari Taşıtlar Fuarı’nın odağında yer aldığını açıklayan VDA Başkanı Bernhard Mattes , trafiğin dijitalleşmesinin büyük kentlerde ve ötesinde hareketlilliği daha yumuşak ve daha verimli hale getirmek için tamamen yeni fırsatlar yarattığını, yayımları azalttığını ve daha da önemlisi dijitalleşmenin, bağlantılılığın ve özerk sürüşün yol güvenliğinde yeni bir çağ başlatacağını dile getirdi. Dijitalleşmenin, taşımacılık ve lojistik zinciri içinde farklı taşımacılık modlarının birbirine daha iyi bağlanmasına katkıda bulunacağını ve artan yük hacmini karşılamak için tüm taşımacılık tiplerinin karşılıklı etkileşimine ihtiyaç duymaları nedeniyle bunun gerekli olduğunu kaydeden Bernhard Mattes , kamyon müfrezelerini örnek vererek dijitalleşmenin faydalarına dikkat çekti. Kamyon Müfrezesi Etkinliği’nin müfreze halindeki sürüşün teknik uygulanabilirliğini kanıtladığını ve artık gerçek lojistik operasonlarda denendiğini söyleyen Bernhard Mattes , müfreze halinde sürüşün yakıt tüketimi ve karbondioksit yayımında yüzde 10’a kadar düşüş sağladığını ve gelecek adımın farklı markaların kamyonlarıyla karışık müfrezeler oluşturarak bu yaklaşımın genel uygulanabilirliğini kanıtlamak olduğunu ifade etti. Elektrikli hareketliliğin IAA Fuarı’nın en önemli konularından biri olacağının altını çizen Bernhard Mattes , fuarda elektrlkli vanların ve kentiçi otobüslerinin yanı sıra 26 tona kadar elektrikli kentiçi dağıtım kamyonlarının da sergileneceğini belirterek, doğal gaz gibi seçenek yakıtların kentsel alanlarda çevreyle dost taşımacılık için önemine dikkat çekti. Uluslararası ticari taşıt pazarlarının iyi bir gelişim içinde olduğunu, mayıs ayı sonu itibariyle Batı Avrupa pazarının yüzde 1 büyüdüğünü ve şimdiye kadar 125 bin adet ağır kamyon satıldığını açıklayan Bernhard Mattes , yeni AB üyesi ülkelerde ve Rusya’da da kamyon pazarlarının büyüdüğünü belirterek, hafif ticari taşıtlar pazarının Batı Avrupa’da yılın ilk beş ayında yüzde 4 büyüdüğünü söyledi. 2017 yılının ikinci yarısından bu yana iyi bir gelişim içinde bulunan ABD kamyon pazarının ilk beş ayda yüzde 18 büyüdüğünü, dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de, ikinci yarıdaki soğuma beklentilerine karşın, ilk beş ayda kamyon pazarının yüzde 12 büyüdüğüne dikkat çeken Bernhard Mattes , son yıllarda endişe kaynağı olan Brezilya’da iyimserliğin hakim olmaya başladığını, dünyanın en büyük üçüncü bireysel pazar olan Hindistan’ın ise bu yıl şimdiye kadar yüzde 49 büyüme yaşandığını ifade eti.Bernhard Mattes , küresel ekonomideki sağlıklı durum nedeniyle 2018 yılındaki ticari taşıt pazarı öngörüsünün son derece olumlu olduğunu sözlerine ekledi.
Bugün üç önemli dönüşümün yaşandığını söyleyen Volkswagen AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Volkswagen Truck & Bus CEO’su Andreas Renschler , taşımacılık hacminin hem ulusal hem de küresel anlamda gitgide arttığını, toplumun sadece demografik olarak değil; insanların değer sistemlerinin de değiştiğini ve dijitalleşmenin daha önce hayal edilemeyen olanaklar sağladığını dile getirdi. Bugün sektörde değişim dendiğinde yeni aktarma organlarından ya da yeni bir kabinden bahsetmediklerini, ekonominin çok önemli bir parçası olan taşımacılık endüstrisinin belki de tarihteki en büyük dönüşümü şekillendirmeye nasıl yardımcı olacağını konuştuklarını kaydeden Andreas Renschler , “Hiçbir şey değiştirmeyenler kendileri değişir” sözünü hatırlatarak taşımacılık sektöründe bir paradigma değişimi yaşandığnı ifade etti.Andreas Renschler , günümüzde bir ticari taşıt tedarikçisinin tanımının şunları kapsadığını söyledi: Daha az trafik yaratarak daha düşük maliyetlerle malların akışını sağlayacak dijital lojistik platformlar sağlamak. Özerk ya da yarı özerk kamyonlarla sürücülerin iş yüklerini azaltmak. Kamyonların müfrezeler halinde ilerlemesini sağlayarak daha yüksek yol güvenliği ile yakıt tüketimini ve karbondioksit yayımlarını azaltmak. Seçenek tahrik sistemleri üzerinde çalışmak. Tamamen teknik nedenlerden dolayı ağır yük sektöründe ve uzun yolda uzun vadede çok az elektrikli kamyon görüleceğinin altını çizen Andreas Renschler , elektirkli araçların giderek artan bir şekilde yoğun kentiçi dağıtımınıda ve kentiçi yolcu taşımacılığında kullanılacağını dile getirdi.
Yenilikçilikte belirleyici etkenin vizyon üretmek değil, özel teknolojilere sahip araçları yola çıkarmak ve hem müşteriler hem de kendileri için iş üretmek olduğunu açıklayan Daimler AG Yönetim Kurulu Üyesi Martin Daum , Daimler Kamyonları ve Otobüsleri olarak 120 yıldan fazladır bunu yaptıklarını dile getirdi. Gerçek zamanlı bilgi ile kamyonlarını daha verimli hale getirdiklerini ve Mercedes-Benz Uptime ve Fleetboard hizmetleriyle Avrupa’da, Detroit Connect ile Kuzey Amerika’da ve Truckonnect ile Asya’da kamyonların ağa bağlı olduğunu kaydeden Martin Daum , Omniplus Uptime ile benzer bir hizmeti otobüsler için de vermeyi planladıklarını ifade etti. En geniş elektrikli kamyon ve otobüs yelpazesine sahip olduklarını ve FUSO eCanter’in 2017 yılında seri üretime girdiğini vurgulayan Martin Daum , gelecek aylarda Avrupa’da Mercedes-Benz eActros ve Birleşik Devletler’de Freightliner eCascadia ile müşterilerine yenilikçi filoları teslim edeceklerini söyledi. Gelecek yıl elektrikli okul otobüsleri “Jouley”in küçük bir seri olarak üretime gireceğini, bir gün önce Mercedes-Benz eCitaro elektrikli kentiçi otobüslerini tanıttıklarını ve geniş ölçekli seri üretimin yılın sonuna doğru başlayacağını kaydeden Martin Daum , elektirkli kamyonlar ve otobüsler için küresel yetkinliklerini yeni E-hareketlilik Grup’larında toplayacaklarının altını çizdi. Çok yakında özerk kamyonlar ile taşımacılığı daha güvenli ve daha verimli bir hale getireceklerine dikkat çeken Martin Daum , kamyonlar için Stage 2 (2’nci evre) özerk sürüş ile vizyondan pazara sunuma geçmeye hazır olduklarını ve bir dünya tanıtımı için çok beklemeyeceklerini ifade etti. Açık arzularının tüm yeni teknolojilerde önder olmak olduğunu açıklayan Martin Daum , kamyon ve otobüsün yaratıcısı olarak yenilikçiliğinin DNA’larında bulunduğunu söyledi.
IVECO’nun IAA 2018’deki standının hiçbir dizel aracın yer almayacağı düşük yayımlı bir alan olacağını ve yolcu taşımacılığından uzun yol taşımacılığına kadar seçenek tahrikli araçların sergileneceğini açıklayan IVECO S.p.A Marka Başkanı Pierre Lahutte , IVECO’nun elektrik, CNG, LNG, hibrit ve biyometan olmak üzere tam bir seçenek tahrikli yelpazeye sahip olduğunu dile getirdi. Doğal gazı temiz kentiçi taşımacılık için bir çözüm olarak kabul eden Fransa’nın Lille kentinin 428 adet sıkıştırılmış doğal gazla çalışan IVECO otobüs ile Avrupa’nın en büyük doğal gazlı otobüs filolarından birine sahip olduğuna dikkat çeken Pierre Lahutte , otobüslerin üçte birinden fazlasında atıklardan elde edilen biyometanın kullanıldığının altını çizdi. Biyometanın Avrupa’nın en büyük biyometan üretici olan Almanya için özellikle çekici bir çözüm olduğunu kaydeden Pierre Lahutte , 2018 yılının başında VERBIO Lojistik’e beş adet Stralis NP teslim ettiklerini ve bu kamyonlar ile VERBIO’nun ilk karbondioksitsiz ağır hizmet filosunu hizmete soktuğunu ifade etti. 2018 yılı ocak ayında bininci LNG’li kamyonu teslim ederek önemli bir km taşına ulaştıklarını ve uzun yol taşımacılığında Stralis NP satışlarının hızla arttığını açıklayan Pierre Lahutte , bugün 25 Avrupa ülkesinde 400 taşımacılık firmasının filosunda bulunan Stralis NP’lerin yılda 400 milyon km yol yaptığını belirterek, Stralis NP satışlarının bugün 3 bin adede ulaştığını ve trafikteki yayımları azaltma hedefi doğrultusunda satışların artmaya devam edeceğini düşündüklerini söyledi. Doğal gaz dağıtım ağının hızla genişlediğini, Fransa ve İspanya gibi ülkelerde zaten çok sayıda doğal gaz istasyonunun bulunduğunu ve Almanya’da istasyon sayısının hızla artacağını kaydeden Pierre Lahutte , 2018 yılı sonunda Avrupa çapındaki istasyon sayısının 300 adede ulaşacağını vurgulayarak, Avrupa Komisyonu’nun ulaşımda doğal gaz kullanımını teşvik etmek için Mavi Koridorlar Proje’sini desteklediğini dile getirdi. Pierre Lahutte , IAA Fuarı sırasında taşımacılık sektöründe seçenek tahrik teknolojilerinin benimsenmesi ve döngüsel bir iktisadi yaklaşım için fırsatlar konularında bir seri çalıştay düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
2050 yılına kadar dünyadaki kentsel nüfusun yüzde 50 artacağını ve bunun sonucunda hem taşıt trafiğinin hem de buna bağlı olarak araçlardan kaynaklı yayımların önemli bir sorun haline geleceğini kaydeden MAN Truck & Bus CEO’su Joachim Drees , bir ticari taşıt üreticisi olarak kentlerdeki taşımacılığı daha sürdürülebilir hale getirme sorumluluklarının bulunduğunu belirterek, MAN Truck & Bus’ın kentiçi lojistiğindeki zorluklar konusunda yaptığı “Kentler Ne İstiyor?” adlı araştırma hakkında bilgi verdi. Bu araştırmanın ana amacı 2030 yılında kentiçi lojistik için amaca uygun ve uygulanabilir kavramlar ortaya koymak. İrdelenen senaryolar sıradan vatandaşlar, siyasi karar vericiler ve diğer uzmanlar ile birlikte ayrıntılandırıldı ve tasarımlar değerlendirildi. Geleceği şekillendirmek ve kapsamlı bir hareketlilik sistemi oluşturmak MAN’ın stratejik ilgi alanlarından biri durumunda. Şirket, yarının kentiçi lojistiği için bütünsel çözümler geliştirmek için özel ve kamusal oyuncularla birlikte çalışıyor. Sadece ticari taşıt üreten bir şirketten sürdürülebilir ve akıllı bir ulaşım çözümleri sağlayan bir şirket haline dönüştüklerinin altını çizen Joachim Drees , IAA 2018 ile birlikte Volkswagen Truck & Bus’ın TRATON Group adını alacağını söyledi.
Geleceğin kamyonu hakkında düşündüklerinde gelecek araştırma bölümlerine, ileri mühendisliklerine, müşterilerine, sürücülerine ve satış ve satış sonrası ağlarına güvendiklerini kaydeden Mercedes-Benz Kamyonları Başkanı Stefan Buchner ; verimlilik, güvenlik ve çalışma süresi olmak üzere üç ana konuya odaklandıklarını söyledi. Seçenek tahrik sistemlerinde tamamen elektrikli kamyonlara konsantre olduklarını ve yenilikçi eActros filolarını denemeleri için müşterilerine verdiklerini dile getiren Stefan Buchner , Mercedes-Benz’in güvenlik konusunda her zaman standartları belirlediğinin ve bundan sonra da belirlemeye devam edeceğinin altını çizdi. Araçların kullanımda olmadığı her dakikanın müşterilerin para kaybetmesi anlamına geldiğini, bu nedenle kamyonlarının çalışma sürelerini uzatmak için gerçek zamanlı bilginin analizine dayanan Mercedes-Benz Uptime gibi çok başarılı bir sisteme sahip olduklarını vurgulayan Stefan Buchner , bir kamyonun verimliliği, güvenliği ve çalışma süresi için çok önemli bir hızlandırıcı olan bağlantılılığın her zamankinden daha verimli, daha güvenli ve daha güvenilir olacak geleceğin kamyonu için belirleyicci bir rol oynayacağını ifade etti.
E-Crafter ile Volkswagen Ticari Taşıtlar‘ın kent merkezlerindeki uygulamalar için elektrikli bir van sunduğunu ve Aralık 2017’den bu yana 38 adet e-Crafter aracın dört ülkedeki 28 müşteri tarafından son denemelerinin yapıldığını açıklayan Volkswagen Ticari Taşıtlar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Heinz-Jürgen Löw , gerçek kullanım şartlarında yapılan denemelerin son derece tatmin edici olduğunu belirterek, Eylül 2018 itibariyle seri üretim araçların bayilerde yerini alacağını söyledi. Geleceğin hafif ticari taşıtlarının sadece elektrikli değil; aynı zamanda bağlantılı, kişiselleştirilmiş, yüksek verimli ve özerk olarak sürülebilir olması gerektiğini kaydeden Heinz-Jürgen Löw , bu araçların iç kavramlarının yolcu veya yük ya da aynı anda ikisinin de taşınabileceği şekilde değiştirilebilir olacağını ifade etti.
Neredeyse tüm endüstrilerde şirketlerin yeni zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu, hayatın her alanındaki dijitalleşme ve kişiselleşmenin karmaşık bir iş ortamına yol açtığını kaydeden Daimler Vanları Başkanı Volker Mornhinweg , ticari taşıt üreticilerinin bu şirketlerin ihtiyaçlarını tam olarak bilmek ve ekonomik terzi işi çözümler üretmek zorunda olduklarını vurgulayarak, Mercedes-Benz Vanları’nın bu zorlu görev için alışılagelmedik; ama son derece başarılı bir yaklaşım geliştirdiği ifade etti. “Müşteriyle Beraber Yaratma” adındaki bu yaklaşımın yeni bir işbirlikçi yenilikçilik modeli olduğunun altını çizen Volker Mornhinweg , Mercedes-Benz Vanları’nın müşteriyle birlikte insanlar ve yükler için terzi işi hareketlilik çözümleri geliştirdiğini dile getirdi. Volker Mornhinweg , konuşmasında paket dağıtımından, toplu taşımacılıktan ve filo yönetiminden bu yaklaşımın nasıl çalıştığı ve bugün yenilikçiliğin nasıl geliştirildiğiyle ilgili seçilmiş örnekler kullandı.
Bugün dünyadaki ana eğilimlerin kentleşme, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme olduğunun altını çizen Scania Kurumsal İlişkiler Başkanı Erik Ljungberg , teknolojinin taşımacılık endüstrisini dönüştürdüğünü belirterek, bağlantılı, elektrikli ve özerk (otonom) araçların ön plana çıktığını dile getirdi. Sürdürülebilir taşımacılığa olan yaklaşımlarının enerji verimliliğini, seçenek yakıtları ve elektrifikasyonu ve akıllı ve güvenli taşımacılığı temel aldığını kaydeden Erik Ljungberg , Scania’nın akıllı lojistik kavramlar, elektrikli araçlar, çift yakıtlı araçlar, yakıt hücreleri ve özerk araçlar konularında araştırmalar, geliştirmeler, ortak projeler ve denemeler gerçekleştirdiğini ifade etti.
Yükleme dokümanlarının ve bilginin tüm tedarik zinciri boyunca tüm paydaşlar tarafından paylaşılması gerektiğini, spot pazarda yük ararken ek maliyetler geldiğini, bilgi paylaşımında yaşanan sıkıntılardan dolayı yük sığalarının verimsiz kullanıldığını, treyler sığalarının yaklaşık yüzde 30-50’sinin tam kullanılamadığını ve treylerlerin yüzde 25’inin boş olarak yollarda dolaştığını dile getiren Krone GmbH Genel Müdürü Gero Schulze Isfort , yapılan bir araştırmaya göre Avrupa Birliği’nde kentiçinde hafif yüklerin yüzde 50’sinin tüm yüklerin ise yüzde 25’inin bisikletlerle taşınabileceğinin ortaya çıktığını ifade etti. Sektörde iş yapma modellerinin tekrar ele alınması gerektiğinin altını çizen Gero Schulze Isfort , dijitalleşmenin küresel eğilimler bağlamında kendilerine sayısız fırsatlar sunduğunu söyledi.
Opel Automotive GmbH’nın bir süredir PSG Grubu’nun bir parçası olmasının özellikle ticari taşıtlar alanında kendilerine büyük olanaklar sağladığını kaydeden Opel Automotive GmbH Hafif Ticari Taşıtlar Kıdemli Müdürü Tobias Stöver , Fransız teknolojilerini Alman mühendisliği ile bir araya getireceklerini vurgulayarak, küresel hafif ticari taşıt geliştirme ve tüm PSA Grubu içinde yeni hafif ticari taşıt platformu sorumluluğunun Rüsselsheim’a verildiğini söyledi.
Yeni çözümler ve yenilikçilikler konusunda önder olan şirketin bugün elektrohareketlilik iş modelleri ve sürdürülebilir kentiçi hareketliliği için ürünler geliştirdiğini kaydeden Heuliez Bus Ürün Yönetimi Direktörü Giandomenico Demartini , enerji saklama anlamında azami esneklik için modüler seçeneklere sahip olduklarını belirterek, uzun menzil için yüksek enerjili LNMC akü, uzun ömür için yüksek güçlü LTO akü ve hızlı şarj ve uzun menzil için esnek akü birleşimi sunduklarını ifade etti.
İşletmecilerin ve yolcuların ihtiyaçlarını karşılayan tam bir otobüs yelpazesi sunduklarını kaydeden Volvo Otobüsleri Kıdemli Danışmanı Wolfgang Presinger , bugüne kadar hibritten tam elektrikliye 4 bin adet kentiçi otobüsü sattıklarını belirterek, yeni 7000 serileri ile elektrohareketlilikte yeni bir evreye geçtiklerini dile getirdi. Wolfgang Presinger , seyahat otobüsü pazarına yönelik olarak tamamen yeniledikleri 9000 serisi ile tasarımı, güvenliği ve konforu odağa aldıklarını söyledi.
Çalıştaya dünyanın birçok ülkesinden 120’nin üzerinde basın mensubu ve Alman otomotiv sanayi temsilcileri katıldı.
Yazılar güzel, Kayseriden selamlar