Mercedes-Benz, yüksek yol tutuş sınırlarını ve sürüş dinamiklerini, mümkün olan en üst düzey sürüş güvenliği ile birlikte yaşamak isteyen ve bu nedenle tercihini dört tekerlekten çekiş sisteminden yana kullanan sürücüler için ürün yelpazesinin tamamında ürüne özel birçok çözüm üretiyor. Mercedes-Benz, kompakt sınıftan CLS’ye, arazi taşıtlarından hafif ticari taşıtlara ve hatta Unimog’a kadar farklı motor ve gövde tipleri için dört tekerlekten çekiş sistemleri sunuyor. Mercedes-Benz’in gelişmiş dört tekerlekten çekiş sistemleri sayesinde verimlilikten de taviz verilmiyor.
Tam değişken tork dağılımı: Kompakt sınıfta 4MATIC
Kompakt sınıftaki modern lüks kavramını yeniden tanımlayan yeni Mercedes-Benz A-Serisi, bugüne kadar daha çok lüks sınıfta karşımıza çıkan özellikleri kullanıma sunan MBUX – Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi gibi teknolojik özelliklerle dikkat çekiyor. Belirli sürüş koşullarında kısmen özerk (otonom) sürüş özelliğine sahip olan yeni Mercedes-Benz A-Serisi isteğe bağlı olarak MULTIBEAM LED farlarla donatılabiliyor.
Yeni A-Serisi, 1991 cc hacimli turbo benzinli motorun 190 BG (140 kW) üreten A 220 4MATIC (karma koşullarda yakıt tüketimi 6.6-6.5 lt/100 km, karma koşullarda CO2 yayımı 151-148 gr/km) ve 224 BG (165 kW) üreten A 250 4MATIC (karma koşullarda yakıt tüketimi 6.6-6.5 l/100 km, karma koşullarda CO2 yayımı 151-148 gr/km) olmak üzere iki farklı güç seviyesinde, isteğe bağlı olarak tam değişken tork dağılımı özelliğine sahip sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi ile donatılabiliyor. Her iki sürümde de güç 7G-DCT otomatikleştirilmiş çift kavramalı şanzıman üzerinden aktarılıyor. Önceki nesil ile kıyaslandığında daha da geliştirilen sportif karakterli dört tekerlekten çekiş sistemi daha fazla sürüş keyfi ve daha fazla verimlilik sunuyor.
Gücü arka dingile ileten şanzımana bütünleşik diferansiyel ve bütünleşik çoklu plakaya sahip arka dingil diferansiyeli 4MATIC sisteminin en önemli bileşenlerini oluşturuyor. Arka dingil diferansiyeli eskiden olduğu gibi elektrohidrolik olarak değil, elektromekanik olarak çalışıyor.
Ön ile arka dingil arasındaki tork dağılımı tam değişken. Sürüş koşullarına bağlı olarak torkun yüzde 100’ü örneğin ön dingil tekerlekleri yere sağlam bastığı durumlarda ön dingile veya ön dingilin tutunma zorluğu çektiği durumlarda ise yüzde 100’ü arka dingile aktarılabiliyor.
Sürücü, DYNAMIC SELECT seçim düğmesi üzerinden 4MATIC’in karakterine müdahale edebiliyor. A-Serisi’nde kavramayı kumanda etmek üzere iki farklı seviye sunulurken, 4MATIC ile donatılan araçlarda dört kollu bir arka dingil devreye giriyor.
Mercedes-Benz C-Serisi: üç farklı gövde tipi, benzinli ve dizelde 4MATIC
Mercedes-Benz’in en başarılı model ailesi olan C-Serisi kapsamlı bir şekilde yenilenerek 2018 yılında beşinci üretim yılına girdi. Görsel değişim ağırlıklı olarak aracın ön kısmında, farlarda ve stop lambalarında toplanırken, elektronik mimarisi ise tamamen yenilendi. İsteğe bağlı ekran ve bilgi çözümleri sunan tamamen dijital gösterge paneli, bilgi ve eğlence sistemi ile donatılabiliyor. S-Serisi seviyesindeki sürüş destek sistemlerine sahip C-Serisi, benzinli ve dizel motor seçenekleriyle teknik açıdan da kapsamlı bir şekilde güncellendi.
Türkiye’de 184 BG (135 kW) üreten C 200 4MATIC (karma yakıt tüketimi 6.9-6.5 lt/100 km, karma CO2 yayımı 156-148 gr/km) motor seçeneği ile birlikte sunulan C-Serisi Sedan ve Coupé modelleri, 4MATIC sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi ile donatılabiliyor. İyileştirilen yol tutuş ve sürüş dengesi özellikle zorlu kış koşullarında önemli bir avantaj kazandırıyor. 4MATIC dört tekerlekten çekiş sistemi yüzde 45 ön ve yüzde 55 arka tork dağılım oranıyla başarılı sürüş dinamikleri sunuyor. Sürüş dinamikleri düzenleme sistemi ESP ile elektronik çekiş kontrol sistemi 4ETS’nin bir arada kullanılması alışagelmiş geleneksel diferansiyel kilidini gereksiz kılıyor. Bu durum sadece ağırlık tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sürüş güvenliğini ve sürüş konforunu da belirgin bir şekilde artırıyor.
C-Serisi’nde sunulan en gelişmiş süspansiyon sistemi AIR BODY CONTROL havalı süspansiyon, her bir tekerleğin sönümleme hareketini bağımsız olarak düzenliyor ve böylece son derece yumuşak ve konforlu bir sürüşe olanak sağlıyor. Sistem ayrıca farklı yük koşullarına kendini otomatik olarak uyarlıyor ve sürüş anındaki güvenlik rezervini artırıyor.
4MATIC ile standart şıklık: Mercedes-Benz CLS
Mercedes-Benz CLS üçüncü nesliyle eğilim yaratan ilk neslin karakteristik tasarım unsurlarını çok daha dinamik ve çok daha iddialı bir şekilde geleceğe taşıyor. Önden arkaya doğru gergin bir yay gibi uzanan omuz çizgisi, dar yan cam alanları ve basık kabin mimarisi, dört kapılı coupé modelini benzersiz kılıyor. Gövdesindeki çıkıntı ve çizgileri azaltılan CLS aynı zamanda markanın en güncel yalın tasarım dilini devam ettiriyor.
Sadece sportif bir duruş sergilemekle kalmayan CLS, aynı zamanda markaya has konfor seviyesini de sunuyor. AIR BODY CONTROL havalı süspansiyon sistemi, ENERGIZING konfor paketi ve araç içi ofis özelliğine sahip bilgi ve eğlence sistemi, Mercedes-Benz Link üzerinden akıllı telefon entegrasyonu ve kablosuz akıllı telefon şarjı gibi özellikler konforu destekliyor. Tüm konfor işlevlerinin ve ayarlamaların kullanımını sağlayan orta konsola bütünleşik dokunmatik kumanda paneli sezgisel ve işitsel geri bildirim ile kullanım kolaylığını destekliyor.
En güçlü motor seçeneği olarak altı silindirli benzinli birim bulunuyor. CLS 450 4MATIC, EQ-Boost (bütüleşik marş alternatörü) ve 48 Volt araç içi elektrik sistemi gibi özelliklerle elektrikli geleceğe hazırlanan yeni sıralı altı silindirli benzinli motor (karma yakıt tüketimi 8.0-7.8 lt/100 km, karma CO2 yayımı 184-178 gr/km) ile satışa sunuluyor. 367 BG/270 kW güç ve 500 Nm tork üreten motor, EQ Boost sayesinde ilave olarak 250 Nm torku ve 22 BG/16 kW gücü kullanıma sunuyor. Sisteme bütünleşik elektromotor EQ Boost; hızlanma anında içten yanmalı motoru destekliyor. İçten yanmalı motor olmadan da ‘süzülme’ işleviyle hareket etme imkanı tanıyor ve yüksek verimlilik seviyesine sahip enerji kazanım özelliği ile bataryaya enerji transfer ediyor. Sadece yüksek yakıt verimliliği sunmakla kalmayan yeni sıralı altı silindirli motor, sekiz silindirli bir motorun performansını da daha düşük tüketim değerleriyle sağlıyor. CLS 450 4MATIC, standart olarak gelen bir parçacık filtresiyle donatılıyor.
Sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi 4MATIC ile donatılan tüm Mercedes-Benz CLS modelleri yüzde 45 ön ve yüzde 55 arka tork dağılım oranıyla başarılı sürüş dinamikleri sunuyor. Tıpkı C-Serisi’nde olduğu gibi bir arada kullanılan sürüş dinamikleri düzenleme sistemi ESP ile elektronik çekiş kontrol sistemi 4ETS, tekerleklerden birinin tutunma zayıflığı yaşadığı durumlarda diferansiyel kilidinin yerini alıyor. Bu durum ağırlık tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sürüş güvenliğini ve sürüş konforunu da belirgin bir şekilde artırıyor.
Yeni Mercedes-Benz G 350 d
Güçlü, konforlu ve güvenilir yapısıyla yeni nesil G-Serisi modelleri haziran ayından bu yana dünyanın farklı noktalarında boy gösteriyor. Gücü, güvenliği, modern sürüş destek sistemleri ve etkileyici sürüş özellikleriyle ön plana çıkan efsane arazi aracının en yeni nesli, ürün yelpazesini yüksek verimlilik seviyesine sahip bir dizel motor ile genişletiyor. Yeni G 350 d, (karma yakıt tüketimi: 9.8-9.6 lt/100 km; karma CO2 yayımı 259-253 gr/km) yüksek güç üretimiyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Ocak 2019 itibariyle siparişe açılacak olan araçlar ilkbaharda yollara çıkmaya başlayacak. Böylece G-Serisi müşterileri G 500 (karma yakıt tüketimi: 12.1-11.5 lt/100 km, karma CO2 yayımı 276-263 gr/km) ve AMG G 63’ün (karma yakıt tüketimi: 13.1 lt/100 km, karma CO2 yayımı 299 gr/km) yanı sıra yeni G 350 d modelini de seçebilecek.
Yüksek verimlilik seviyesine sahip güçlü motoruyla tüm zamanların en verimli G-Serisi
Yeni OM 656 kodlu dizel motor G-Serisi’nde de benzersiz bir performans vaat ediyor. Yalnızca performans konusunda iddialı olmakla kalmayan yeni sıralı altı silindirli motor, aynı zamanda efsane arazi aracını gelmiş geçmiş en verimli G-Serisi’ne dönüştürüyor. 286 BG (210 kW) gücü üreten motor 1200 dveri/dk’dan 3200 devir/dk’ye kadar sabit bir şekilde üretilen 600 Nm tork kuvvetini de kullanıma sunuyor.
Değişken supap zamanlaması CAMTRONIC veya silindir çeperindeki sürtünmeyi azaltmaya yarayan NANOSLIDE yüzey kapaması da dahil gelişmiş motor teknolojilerini bünyesinde barındıran yeni altı silindirli motor, gelecekteki yayım ölçütü RDE’yi (Gerçek Sürüş Yayımı – Real Driving Emissions) karşılayacak şekilde tasarlandı. Yayımı düşürmeye yönelik tüm donanımlar doğrudan motora bağlanmış durumda bulunuyor ve katalizör ile dizel parçacık filtresinin hızlı ve etkin bir şekilde çalışmasını sağlıyor. Böylece egzoz gazı arındırma çözümlerinin motora yakın konumlandırılması ve yeni çift kademeli yanma süreci de dahil diğer teknolojik çözümler sayesinde tüketim ve yayım azalıyor.
Modern OM 656 motor ailesinin üyesi olan sıralı altı silindirli turbo dizel motor bünyesinde barındırdığı teknolojik çözümler ve gelişmiş egzoz gazı arındırma sistemleri sayesinde performanslı kullanımlarda bile güncel Euro 6d-TEMP yayım ölçütünü karşılıyor. Bu noktada Ammoniak-Sperr-Kat (ASC) ilaveli Seçici Katalitik İndirgeme (SCR) Katalizörü önemli bir sorumluluk üstleniyor ve egzoz gazındaki azot oksitleri (NOx) azaltıyor. Bunun için sisteme sıvı bir üre çözeltisi olan AdBlue püskürtülüyor. Üre çözeltisi egzoz gazındaki azot oksidi kimyasal bir tepkimeye sokuyor. Bu işlem esnasında amonyum açığa çıkarken devamında devreye giren SCR Katalizörü azot oksidin yüzde 80 kadarını zararsız azot ve suya dönüştürüyor. AdBlue deposuna ait kapak standart yakıt deposu girişinin hemen yanına entegre edildiğinden zahmetsiz bir dolum gerçekleştirilebiliyor.
ECO sürüş modunun süzülme işlevi yakıt ekonomisine katkı sağlıyor. Sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesiyle şanzımanın kavraması ayrılıyor ve motor devri rölantiye düşürülerek motorun sıkıştırmasından kaynaklanan direnç ve sürtünme ortadan kaldırılırken G-Serisi o anki hızın sağlamış olduğu ataletle hareket etmeye, yani süzülmeye devam ediyor. Böylece G-Serisi tekrar gaza basma gereksinimi olmadan daha uzun süre yol almaya devam ederken bu sayede yakıt tasarrufu da sağlanıyor. Sürücünün gaz veya fren pedalına dokunmasıyla birlikte kavrama tekrar devreye girerek süzülme işlevini sona erdiriyor.
Sessiz ve titreşimsiz çalışan yeni dizel motor sayesinde G-Serisi uzun yolculuklar da dahil olmak üzere olağanüstü konforlu bir sürüş sunuyor. Egzoz sistemi ve yüksek devirlerde de rahat çalışan motor sayesinde sürüş esnasında kabin içine çok daha az gürültü ve titreşim ulaşıyor. Gürültü seviyesini azaltmak için ilk kez dizel motorun motor yatakları kapatılabiliyor. Daha yüksek motor devirlerinde her iki motor yatağı daha sert bir seviyeye ayarlanırken böylece salınım konforu ve sürüş dinamikleri artırılıyor.
9G-TRONIC otomatik şanzıman
Motorun gücünü aktarmak üzere devreye giren tork konvertörlü otomatik şanzıman 9G-TRONIC arazi efsanesi için özel olarak ayarlandı. Optimize edilen yazılımla 9 kademeli otomatik şanzımanın vites değiştirme ve tepki süreleri kısaltıldı ve bu sayede G-Serisi için daha canlı ve istekli bir sürüş tesis edildi. Uzun oranlı şanzıman yapısı ile daha düşük devirlerde bir sürüşe olanak tanınırken, bu sayede daha konforlu ve daha sessiz bir sürüş elde ediliyor. Yine uzun oranlı şanzıman sayesinde yakıt ekonomisine de katkı sağlanıyor. G-Serisi, örneğin trafik ışıklarında kalkış yaparken atak bir şekilde ileriye doğru atılıyor ve ara hızlanmalarda da gaz emirlerine daha hızlı cevap veriyor. Güç dağılımını gerçekleştirilen yeni diferansiyel, doğrudan 9G-TRONIC otomatik şanzımana bağlanıyor. Sistem gücü yüzde 40 ön ve yüzde 60 arka dingile aktaracak şekilde dağılımı gerçekleştiriyor. Böylece özellikle asfalt sürüşlerinde daha atak ve kıvrak sürüş ortaya çıkıyor. Sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi her an azami tutuş sunmak üzere çalışıyor. Ancak G-Serisi’ni G-Serisi yapan en karakteristik özellik onun arazi yeteneklerinde gizleniyor. Tam bu noktada ise tekerleklere aktarılan tork değerini belirgin bir şekilde artıran ve zorlu arazi şartlarındaki hareket kabiliyetini artıran arazi şanzımanı devreye giriyor.
Son derece zengin donanım seviyesi
Mercedes-Benz G 350 d önceki nesil ile karşılaştırıldığında deri koltuk döşemeleri, deri konsol, damarlı ahşap yüzeyler de dahil olmak üzere çok daha zengin bir standart donanımla banttan çıkıyor. Bunun dışında G 350 d müşterileri yeni isteğe bağlı donanımlarla araçlarını zevklerine göre kişiselleştirebiliyor ve bu sayede G 350 d, Mercedes-Benz’in el işçiliği ve kişiselleştirme seçenekleriyle daha da özel bir araca dönüşebiliyor. Titiz el işçiliği ile en az 100 saatlik montaj süresini beraberinde getiren G-Serisi büyük oranda el işçiliği ile üretiliyor. Bu, her bir G-Serisi’nin özel ve kaliteli olması anlamına geliyor. Araçta standart olarak sunulan DYNAMIC SELECT donanımı 5 farklı sürüş modu kullanıma sunuyor. Sürücü böylece saniyelik zaman dilimi içerisinde otomobilin karakterini değiştirebiliyor. Her bir sürüş modu; motor, şanzıman, yürüyen aksam ve direksiyon sistemini o programa uygun olarak ayarlıyor. Bunun dışında G-Serisi’nde Aktif Fren Asistanı da dahil olmak üzere yeni sürüş destek sistemleri kullanıma sunuluyor.
Hiç olmadığı kadar iyi Off-road ve On-road performansı
Sağlamlık ve güvenilirlik gibi niteliklerden ödün vermemek üzere geliştirilen yeni G-Serisi’nde önceki neslin off-road yetenekleri korundu ve daha da geliştirildi. Ön dingildeki çift salıncaklı bağlantılar ara bağlantı olmadan doğrudan şasiye bağlanıyor ve alt salıncağın şasiye bağlantı noktası mümkün olduğunca yukarıda tutuluyor. Böylelikle asfalt dışı yollardaki hareket kabiliyeti de artırılmış oluyor. Önceki nesilden farklı olarak rijit arka dingil her bir yandan dört adet dingil taşıyıcı ve bir adet panhard çubuğu ile kontrol ediliyor. Böylece asfalt sürüşlerinde daha konforlu bir yapı elde ediliyor. Arka dingil süspansiyonları 82 mm itme ve 142 mm çekme sığası ve 241 mm yerden yüksekliği ile zorlu arazi koşullarında engellere takılmadan ilerleme olanağı sunuyor. Yeni ön dingil kavramı sadece üstün arazi yetenekleri sunmakla kalmıyor, aynı zamanda gelişmiş bir asfalt performansı da sağlıyor. Aynı zamanda G-Serisi hem asfalt üzerinde hem de asfalt dışı yollarda son derece kıvrak, dengeli ve konforlu bir sürüş sergiliyor.
Teknik özellikler: Mercedes-Benz G 350 d
Motor tipi : OM 656
Motor hacmi : 2925 cc
Çap x strok : 82.0 x 92.3 mm
Sıkıştırma oranı : 15.5:1
Azami güç : 286 BG (210 kW), 3400-4600 d/d
Azami tork : 600 Nm, 1200-3200 d/d
Karma Yakıt tüketimi NEFZ : 9.8-9.6 lt/100 km
CO2 yayımı : 259-253 gr/km
Azami hız : 199 km/s
Hızlanma 0-100 km/s : 7.4 sn
Zamandan daha güçlü
Sadece Mercedes-Benz tarihinin en uzun süre üretilen binek otomobil model ailesi olmakla kalmayan G-Serisi aynı zamanda Mercedes-Benz ‘Yıldızı’nı taşıyan tüm SUV modellerinin de atası konumunda bulunuyor. Bu nedenle tüm güncel Mercedes-Benz arazi araçlarının model isminde bir ‘G’ harfi yer alıyor.
Bundan 40 yıl önce Daimler-Benz AG ve Avusturya merkezli Steyr-Daimler-Puch işbirliği ile hayata geçirilen projenin bugün gelinen noktası düşünüldüğünde köklü geçmişi ile başlı başına bir başarı öyküsüne dönüştüğü görülüyor. 1979 yılının ilkbaharında motor güçleri 72 BG/53 kW ile 156 BG/115 kW aralığında değişen dört farklı motor seçeneği ile pazara sunulmuştu. Müşterilere kısa dingil mesafesine sahip Cabriolet ile birlikte kısa ve uzun dingil mesafesine sahip Estate model seçenekleri sunuluyordu. Araç için basit ama aynı zamanda akılda kalıcı ve arazi aracı anlamına gelen ‘Gälendewagen’ kelimesinin ilk harfi ‘G’ ismi uygun görüldü. O yıllarda kimse gelecekte Mercedes-Benz binek otomobillerinin sınıf ve model isimlerinin tek bir harfle anılacağını tahmin edemezdi.
Mercedes-Benz, 1989 yılında 463 kasa ile ciddi bir evrim ortaya koydu. Yalnızca teknik anlamda değil karakteristik yapısıyla da bu evrime katkıda bulunan G-Serisi, kalıcı ve günden güne genişleyen bir hayran kitlesini de beraberinde getirdi. 1993 yılında ilk kez resmi olarak ‘G-Serisi’ ismi kullanılmaya başlandı. 2017 yılının yaz aylarına gelindiğinde ise Graz’daki fabrikada 300 bininci G-Serisi banttan indi.
Altı silindirli motor ve sürekli dört tekerlekten çekiş ile X-Class
Mercedes-Benz X-Class; modern tasarım ve sağlam yapı, etkileyici arazi becerileri ve başarılı sürüş dinamikleri, ileri seviyede konfor ve zekice uygulanan işlevsellik olmak üzere birçok özelliği bir arada sunan bir pick-up. Böylece X- Class pick-up dünyasının Mercedes’i olarak öne çıkıyor. X-Class gerek sürüş dinamikleri gerekse de sürüş konforu bakımından farklı sürüş koşullarıyla baş edebilecek başarılı sürüş ve yol tutuş özellikleri sunuyor.
X-Class ürün yelpazesinin tepe noktasını 258 BG (190 kW) ve 550 Nm tork üreten altı silindirli dizel motoruyla X 350 d 4MATIC oluşturuyor. Güç 7G-TRONIC PLUS otomatik şanzıman ve Low-Range arazi şanzımanı ve arka dingil diferansiyel kilidi ile donatılmış sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi 4MATIC üzerinden tekerleklere aktarılıyor. Motor ve şanzımanın tepkileri DYNAMIC SELECT üzerinden konfordan sportife kadar farklı seviyelerde parmak hareketiyle ayarlanabiliyor. Sistem kar ve buz üzerinde yüksek tutunma sınırları ve başarılı sürüş dinamiklerini mümkün olan en yüksek sürüş güvenliği ile birlikte sunuyor.
X 350 d 4MATIC, 7G-TRONIC PLUS şanzımana bağlanan iki aşamalı bir diferansiyel ile donatılıyor. Sistem güç dağılımını ön ile arka dingil arasında yüzde 40 ile yüzde 60 arasında dağıtan gezegen dişliye sahip merkezi bir diferansiyel ile donatılıyor. Söz konusu arka ağırlıklı yapı artırılmış bir sürüş dinamiği ve daha yüksek yanal ivmelenme dışında hızlanma anında daha etkin bir tutuş sağlıyor. Arazi kullanımlarında ve kış koşullarında daha etkin bir tutuş sağlamak üzere diferansiyele bütünleşik elektromekanik plakalı kavramaya sahip diferansiyel kilidi devreye giriyor. Söz konusu diferansiyel kilidi tutunma zorluğu yaşanan zeminlerde her bir tekerleğin yere daha etkin bir şekilde tutunmasını sağlıyor.
Sprinter 4×4 en zorlu yol şartlarına meydan okuyor
Sprinter 4×4 satışa sunulduğu 2011 yılından bu yana başarılı sürüş ve yol tutuş özellikleri ve markaya özgü güvenlik ve güvenilirlik özellikleriyle öne çıkıyor ve en zorlu yol şartlarında yüksek sürüş güvenliği ve yol konforu sunuyor. Dört tekerlekten çekişli üçüncü nesil Sprinter karla kaplı yollar kadar asfalt dışı yollarda da benzersiz sürüş güvenliğiyle dikkat çekiyor. Devre dışı bırakılabilen dört tekerlekten çekiş sistemi tutunma zorluklarının yaşandığı gevşek zeminlerde veya kötü yol şartlarında yol tutuşu artırarak sürüş güvenliğine ve sürüş dinamiklerine katkı sağlıyor. Daha da zorlu yol şartları için ayrıca bir arazi vitesi de sipariş edilebiliyor. Ayrıca ilk kez dört tekerlekten çekişle birlikte sürüş konforunun yanı sıra yakıt verimliğine de katkı sağlayan 7G-TRONIC PLUS otomatik şanzıman da isteğe bağlı olarak sunuluyor.
Mercedes-Benz Ticari Taşıtlar, ticari taşıt sınıfının konfor, ergonomi ve işlevsellik kavramlarını yeniden tanımlamak üzere Daimler Grubu’nun en güncel teknolojilerini hiç olmadığı kadar yoğun bir şekilde kullanıyor. Yeni Sprinter modelinde kullanılan donanımlar ve kumanda kavramları büyük hacimli ticari taşıt pazarını tamamen yeni bir boyuta taşıyor.
Yeni bilgi ve eğlence sistemi MBUX – Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi, kumanda panelindeki kumanda ve gösterge kavramı, ergonomik koltuklar ve modern sürüş destek sistemleri en önemli yeniliklerden bazıları olarak öne çıkıyor.
Unimog U 4023
Unimog’un benzersiz arazi becerilerini etkin bir şekilde gösterebilmesi için gerçekten zorlu arazi şartları gerekiyor. Söz konusu becerilerin temelini zorlu arazi şartlarını karşılamak üzere geliştirilen yürüyen aksam ve şasi oluşturuyor. Kaynaklı şasi ve enlemesine taşıyıcılar 600 mm’ye kadar yükseklikte sağlam bir yapıyı beraberinde getiriyor. Esnek yapıdaki şasi tasarımı ve 30 dereceye kadar salınıma izin veren özel dingil ve süspansiyon yapısıyla Unimog burularak arazideki engebelere uyum sağlıyor. Sektörde az bulunan bu özellikleriyle Unimog, lastikleri zeminden kopmadığı ve güç aktarımını zemine kesintisiz iletebildiği için en çetin arazi koşullarında dahi hedefine ulaşıyor. Sahip olduğu donanıma göre yaklaşma açısı 44 derece, uzaklaşma açısı 51 derece ve karın altı açısı 34 derece olan aracın meyil tırmanma kabiliyeti ise 45 derece. Ayrıca Unimog, istek üzerine elde edilen donanım ile 1.20 metre derinliğindeki sulardan geçebiliyor ve 38 derece yan açılarda ilerleyebiliyor. Olağandışı sürüş koşullarında, 3 kademeli olarak seçilebilen diferansiyel kilitleri ve lastik basınç kontrolüne sahip dört tekerlekten çekiş sistemi devreye alınabiliyor.
Mercedes-Benz Unimog’da OM 934 serisindeki yüksek tork değeri sunan 4 silindirli ve 5.1 litre hacmindeki BlueTec 6 motor, 170 kW (231 BG) güç ve 1200 ile 1600 devir/dk arasında 900 Nm azami tork değeri sunuyor. Yasal hız sınırları çerçevesinde bulunan 90 km/s’lik azami hıza ulaşabilen Unimog, uzun yolculuklara ve otoyol trafiğine uyum sağlıyor.
Euro 6 ölçütlerine uygun olarak satışına başlanan Unimog, düşük yakıt tüketimini ve yayım değerlerini, dayanıklılığı, uzun yaşam döngüsünü ve artırılmış bakım aralıklarını bir arada sunuyor. Araçta, atık gazların azaltılabilmesi ve yayım değerlerinin düşürülebilmesi için AdBlue püskürtmeleri, SCR-katalizatörü ve parçacık filtresi kullanılıyor. Mercedes-Benz Unimog, tüm bu iyileştirmeler sonucunda yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu ve yüzde 90’a varan yayım azaltımı ile Euro 6 uyumunu yakalayarak çevreci özelliklerini geliştiriyor.