İklim değişikliği ve çevreyi korumaya yönelik politikaları yakından takip ederek operasyonel kiralama sektöründe öncü uygulamalara imza atan LeasePlan, Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow şehrinde gerçekleşecek 26. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı COP26 öncesi “Kurumsal filolar iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edebilir?” isimli bir rapor yayımladı. Rapora göre, şu anda Avrupa’da satılan tüm yeni otomobillerin yaklaşık yüzde 60’ını yani her 10 araçtan 6’sını şirket araçları oluşturuyor. Şirket araçları hususi araçlara göre ortalama 2,25 kat daha fazla yol kat ediyor. Ayrıca, 2019 yılındaki yeni şirket araç kayıtlarının yüzde 96’sı benzinli ve dizel yakıtlı araçlardan meydana geliyor. Rapor, küresel C02 emisyonlarının yaklaşık yüzde 20’sini karayolu taşımacılığının oluşturduğu da göz önüne alındığında, kurumsal filoların iklim değişikliğine ciddi katkılarda bulabileceğine ve çözümün önemli bir parçası olabileceğine dikkat çekiyor. LeasePlan, tüm veriler doğrultusunda elektrikli şirket araçlarına geçişin sıfır emisyon politikalarının gerçekleşmesine önemli ölçüde katkıda bulunabileceğini vurguluyor.
17 ülke 2050’ye kadar içten yanmalı araç satışını yasaklıyor
Son yıllarda siyasi otoritelerin karbon emisyonunu azaltmaya yönelik baskıcı politikalar izlediği hatırlatılan “Kurumsal filolar iklim değişikliğiyle nasıl mücadele edebilir?” raporunda, dünyadaki sıfır emisyon hedeflerine yönelik güncel durum da ortaya koyuldu. LeasePlan raporunda, Avrupa Parlamentosu’nun sıfır karbon emisyonuna geçişe yardımcı olacak bir dizi girişimleri tartışacağı belirtildi. Bunun yanı sıra, AB’nin büyük şirketleri 2030 yılına kadar sıfır emisyona geçme zorunluluğuyla karşı karşıya bırakabileceği de ifade edildi. Aynı zamanda, İngiltere’nin 2030’dan itibaren yeni içten yanmalı motora sahip araçların satışını yasaklamak da dahil bir dizi cesur adım attığı, ABD’de ise Biden yönetiminin kısa süre önce, 2030’da satılan tüm yeni araçların yarısının sıfır emisyonlu, pilli elektrikli, plug-in hibrit veya yakıt hücreli elektrikli araçlardan oluşmasına yönelik kararname imzaladığına özellikle dikkat çekildi. LeasePlan raporu, şu ana kadar 17 ülkenin 2030 ila 2050 yılları arasında içten yanmalı motora sahip araçların satışını tamamen durdurmayı hedeflediğini belirtiyor.
“2030 yılında 145 milyon adet elektrikli aracın yollarda olması bekleniyor”
Ulaşımdan kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 72,8’nin karayolu taşımacılığından geldiğinin altı çizilen raporda, uzmanların özellikle elektrikli araçların rüzgar ve güneş gibi sürdürülebilir kaynaklardan güç aldığı zaman ulaşım emisyonlarının azaltılması açısından en büyük faydaları sağladığı konusunda hemfikir olduğu vurgulandı. Raporda küresel elektrikli araç adetleriyle ilgili güncel durum ise şu şekilde özetlendi: “2000’den bu yana küresel ulaşım emisyonları yılda yüzde 1,9 artmaktaydı. Ancak, 2019’da yüzde 0,5’ten daha az arttı. Aradaki fark; verimlilikteki gelişmeler, daha fazla biyoyakıt kullanımı ve elektrikli araçlardaki artış nedeniyle meydana geldi. Piyasada elektrikli araç sayısı arttıkça, karayolu taşımacılığından kaynaklanan emisyon düşüşlerinin gelecek yıllarda hızlanması beklenebilir. 2020’de küresel elektrikli araç satışları, pandeminin toplam araç satışlarını yüzde 6 oranında düşürmesine rağmen yüzde 41 artarak 3 milyona ulaştı. Sonuç olarak, elektrikli araçlar artık yüzde 4,6 küresel pazar payına sahip. Bugün 10 milyon olan küresel elektrikli araç adedinin 2030’da 145 milyona çıkması bekleniyor.”
“Türkiye’deki şirketler sıfır emisyon adımlarını bugünden atmalı”
LeasePlan Türkiye Genel Müdürü Türkay Oktay, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “LeasePlan, BM nezdinde kurulan EV100 girişiminin kurucu üyelerinden birisi. Sıfır emisyona giden yolda öncülük eden küresel bir anlayışımız var. EV100’ün kurucu üyesi olarak, 2030 yılına kadar tüm filosunda sıfır emisyon sağlamayı taahhüt ettik ve elektrikli araç filosunu finanse etmek için başarılı yeşil finansman adımı attık. Buradaki yeşil tahvillerin gelirleri şirket içerisinde yalnızca elektrikli araçları finanse etmek için kullanılacak ki bu da endüstride bir ilk. Raporda da vurgulandığı üzere, ülkelerdeki toplam araç parklarının büyük bölümünü şirket araçları oluşturuyor. Paris İklim Anlaşması’nı onaylamış bir ülke olarak önümüzdeki süreçte emisyonu azaltmak üzere tüm sektörün bazı adımlar atması gerekiyor. Bu noktada, raporda dikkat çekildiği gibi şirketlere önemli görevler düşüyor. Özellikle büyük şirketlerin filolarını adım adım sıfır emisyona taşıyacak adımları bugünden atması gerektiğini düşünüyoruz. İklim değişikliğiyle mücadelede filo sahiplerinin topluma ciddi bir yol gösterici olacağına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.