Enerji yönetimi şirketi Eaton’ın EMEA enerji alanında önderi Louis Shaffer, 2019 yılı enerji eğilimlerini değerlendirdi.
Yüksek oranda yenilenebilir enerjinin entegrasyonu’nun kaçınılmaz bir şekilde güç şebekelerimizin bir parçası haline geldiği yenilenebilir enerji taşma noktalarının planlanması Avrupa’da başlatıldı. Bloomberg New Energy Finance (BNEF) ile geçen yıl yapılan bir çalışma Avrupa’nın birçok yerinde ilk taşma noktasına zaten ulaşıldığını ortaya koydu. Rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi yeni enerji üretimi eklemek için en düşük maliyetli seçeneklerdir ve bu şekilde maliyetlerde düşecektir. Rapor aynı zamanda güç sistemlerini yönetmede esnekliğin gerekliliğini vurguluyor. Çalışmanın Kasım ayında tamamlanan ve Almanya ve Birleşik Krallık’a odaklanan ikinci kısmı EV’lerin, talep yanıtının, Norveç’te kullanılan boru ana parçalarının ve enerji depolamanın sistem maliyetlerini düşürürken bu esnekliği nasıl sağlayabileceğini gösteriyor.
Yenilenebilir enerji için yapılan Kurumsal Güç Alım Sözleşmeleri (PPA) hız kazanıyor
Apple, Google ve IKEA gibi RE100’e üye şirketler tarafından yönetilen, ABD’de gelenekselleşmiş olan daha az karbon ayak izi için uzun dönemli sözleşmelere zemin hazırlayan güç alım sözleşmelerinin varlığı ve büyümesi Avrupa’da gitgide yaygınlaşıyor. İşletmeler temiz olarak oluşturulmuş gücün sürümü için yenilenebilir enerji tesislerinin inşasına doğrudan kaynak sağlayabiliyor.
Elektrikli Araç (EV) pazarı da büyümeye devam edecek
Gitgide daha fazla model piyasaya çıktıkça ve şarj etme altyapısı arttıkça Elektrikli Araç (EV) pazarı da büyümeye devam ediyor. Bununla birlikte, E-Hareketliliğin elektrifikasyonu elektrik dağıtımı ve altyapı yönetimi üzerinde dikkate değer bir etki oluşturacak. Şebeke operatörlerinden, belediyelere, ticari binalara ve gelişimcilere kadar pek çok paydaş, EV şarj altyapılarını sürdürülebilir şekilde barındırmak için bu uygulamayı benimsemelidir. Aurora Energy Research ve Eaton tarafından kısa süre önce hazırlanan raporda da görüldüğü gibi, milyonlarca elektrikli aracı destekleyecek olan altyapıyı geliştirmek, yalnızca Birleşik Krallık ve Almanya’da 14 milyar € pazar fırsatı anlamına geliyor. Akıllı şarj ve akü depolama bu büyümeyi sağlamada kilit rol oynuyor.
Rüzgar ve güneş enerjisi projeleri gümrük vergilerine tabi olmadan ve enerji depolama özelliğini içerecek şekilde başlatılıyor
Avrupa genelindeki şirketler toptan enerji pazarlarında rekabet edebilmek için yenilenebilir enerji tesislerini ticari anlamda inşa etmeye başlıyor. Bu şekilde bir enerji üretimi, bu tür tesislere yalnızca mevcut geniş ölçekli enerji üretimiyle rekabet etmeye dayalı olarak etkili bir şekilde maddi kaynak sağlanabileceği anlamına geliyor. Bu tesislerin bazıları, enerji depolama özelliğini ekleyerek, yüksek perakende oranlarının ortaya çıktığı zamanlardan yararlanmak amacıyla ara kazanç sağlayabilir ve sonuç olarak yatırım karlılığını arttırabilir.
Küresel salınımları azaltmada aciliyet vurgusu yapılıyor
İki yıl önce Paris’te düzenlenen (İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesi ) 21’inci Taraflar Konferansı’nı takiben tüm uluslar bir ulusu kurtarmış ve kentsel ve bölgesel pek çok yönetim, CO2 azaltımı konusunda agresif hedefler belirlemişti. IPCC (Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli) tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlanan raporda, küresel sıcaklıklardaki 1.5ºC artışın bile bu hedeflere ulaşmak için ani eylemlerin gerçekleştirilmesini tetiklemesi gerektiğini vurgulamıştı. Bu rapor aynı zamanda küresel ısınmanın işaretlerini daha ağır hava koşulları ve deniz seviyesinin yükselmesiyle hali hazırda da görmekte olduğumuzu gösteriyor. Dünya genelinde had safhaya ulaşan aşırı sıcaklık, soğuk hava, fırtına, yangın ve kuraklıklardan sonra; 24’üncü Taraflar Konferansı’nda, kısa dönemde hangi adımların atılabileceğine odaklanılması bekleniyor.
Elektrikli araçlar konusunda yazılarınızı bekliyoruz