Borusan Otomotiv ve BMW Türkiye, “Otomotiv Sektöründe Elektrifikasyon Dönüşümü ve Sürdürülebilirlik” paneline ev sahipliği yaptı

0
335
borusan-bmwturkiye-panel
"Küresel Değer Zincirleri" ana temasıyla bu yıl 6.'ncısı düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi'nin sponsorları arasında yer alan Borusan Otomotiv ve BMW Türkiye zirvede "Otomotiv Sektöründe Elektrifikasyon Dönüşümü ve Sürdürülebilirlik" konulu panele ev sahipliği yaptı.

Küresel Değer Zincirleri” ana temasıyla bu yıl 6.’ncısı düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi‘nin sponsorları arasında yer alan Borusan Otomotiv ve BMW Türkiye zirvede “Otomotiv Sektöründe Elektrifikasyon Dönüşümü ve Sürdürülebilirlik” konulu panele ev sahipliği yaptı. Moderatörlüğünü usta gazeteci Hakan Çelik’in gerçekleştirdiği panelde BMW, MINI ve BMW Motorrad Genel Müdür Yardımcısı Can Mete Paker, Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, Yuvam Dünya Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ve IPSOS Marka Yönetimi Ülke Sorumlusu Yasemin Özen Gürelli otomotiv sektörünün sürdürülebilirlik çalışmaları ve vizyonu hakkında bilgi verdi.

Türkiye’de elektromobilite konusunda bundan 10 yıl önce çalışmalara başladıklarını ve bu alanda lider sorumluluğuyla sektörel dönüşüm için çalışmalar yaptıklarını belirten BMW MINI ve BMW Motorrad Genel Müdür Yardımcısı Can Mete Paker, Tüketicilerin karbon farkındalığı arttıkça, çevreye negatif etkisi en az olan ürünlere yönelimleri de paralel olarak artıyor. Yeni regülasyonların yanında otomotiv sektöründeki elektrifikasyon dönüşümü, tüketicilerin de eğilimleriyle hızlanmaya başladı. Ancak konu sadece elektrikli araç kullanımı değil. Bu sürdürülebilirlik bilinciyle birlikte tüketiciler, fayda değer zincirindeki tüm süreçlere bakmaya başladılar. Böylelikle satın alınacak otomobilin yalnızca enerji tüketim boyutunu değil üretim süreçlerindeki enerji kullanımından ham madde ihtiyacına kadar her aşamasında sürdürülebilir bir yapı aranmaya ve talep edilmeye başlandı. Borusan Otomotiv olarak Türkiye temsilcisi olduğumuz BMW Group’un dünya çapındaki tüm tesislerindeki üretimini tamamen karbon nötr hale getirmek üzere çalışmaları bulunuyor. Bunları; ‘RE:THINK, RE:DUCE, RE:USE, RE:CYLCE” (Yeniden Düşün, Azalt, Yeniden Kullan ve Geri Dönüştür)’ yaklaşımı altında bir araya getiriyor. Projeksiyon doğrultusunda BMW Group’un hayata geçirdiği ve üzerinde çalıştığı birden fazla çalışması var. Elektrikli otomobillerde kullanılan kobalt, nikel ve alüminyum gibi materyallerin yüksek oranda tekrar kullanım potansiyellerini değerlendirmesi bunların en önemlileri arasında yer alıyor. Otomobil üretiminde çok önemli bir yere sahip olan çeliğin üretimi için karbonsuz ve yenilikçi teknolojilere yatırımlar yapıyor. Ayrıca daha az CO2 salınımı sağlayan vegan deri döşeme uygulaması, biyolojik bazlı hammaddeler, yüzde 100 geri dönüştürülmüş sentetik deri kullanımını artırıyor” dedi.

Borusan Otomotiv’in sürdürülebilirlik odağında yaptığı çalışmalardan da örnekler veren BMW, MINI ve BMW Motorrad Genel Müdür Yardımcısı Can Mete Paker, “Türkiye’nin rüzgar enerjisinde lider şirketi Borusan EnBW Enerji ile işbirliği yapıyoruz. Bu birliktelikle Borusan EnBW Enerji’nin sürdürülebilir kaynaklardan ürettiği elektrik enerjisini BMW kullanıcılarına sunuyoruz. Ayrıca elektrikli otomobil sahibi BMW kullanıcılarının yer aldığı ‘BMW Elektriğin Öncüleri’ topluluğu için Solarçatı ile de bir iş birliği gerçekleştirdik. Buna göre topluluk üyeleri hem otomobillerinde hem de evsel tüketimde kullanacakları elektriği, güneş çatı sistemlerinden üretmelerini sağlayan Solarçatı paketlerine avantajlı fiyatlarla sahip olabiliyor.” dedi.

Elektrifikasyon Dönüşüm Platformu (EDP) ile süreci hızlandıracağız

Can Mete Paker, iklim değişikliğinin yarattığı negatif etkileri düşük karbonlu bir gelecekte dengelemek ve sürdürülebilir ulaşım seçeneklerini yaygınlaştırmak için sektördeki eksiklikleri tamamlamak gerektiğini belirterek, “Borusan Otomotiv olarak elektrifikasyon dönüşümünü sağlam temellere oturtmak ve hızlandırmak üzere Sürdürülebilirlik Akademisi iş birliği ile “Elektrifikasyon Dönüşüm Platformu” oluşturduk. Elektrifikasyon Dönüşüm Platformu; düşük karbonlu bir gelecek hedefi ile Türkiye’de elektrifikasyon dönüşümünün hızlandırılması için ilgili tüm paydaşları bir araya getirerek, eksikleri, ihtiyaçları ve bu doğrultudaki hedefleri belirleyip kapsayıcı yaklaşımlarla çözüm önerileri ortaya koyan bir ortak çalışma platformu olacak. Kamu kurumları merkezde olmak üzere otomotiv sanayi, enerji üretim şirketleri, akaryakıt istasyonları, şarj istasyonu ağları, dernekler, sivil toplum kuruluşları gibi dönüşümün tüm ayaklarında rol oynayan paydaşları kapsayacak bu platform ülkemizde sürdürülebilir ulaşımın geleceğini şekillendirecek.” dedi.

İklim krizi, iklim değişimi demekten daha etkili…

Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa,İklim değişimi yerine iklim krizi denmesi toplumda konunun ehemmiyetinin farkına varılmasını sağladı. Böylece krizin sanayiden, ihracata, ithalattan ekonomiye her sektöre derinden zararı olduğunun farkındalığı yaratılmaya başlandı. Sürdürülebilirlik Akademisi olarak bu krizin etkilerini azaltmak ve ortadan kaldırmak için Borusan Otomotiv’in liderliğinde Elektrifikasyon Dönüşüm Platformu (EDP)’yi oluşturduk. Bu platform sayesinde elektrifikasyon dönüşümünü hızlandırmak, iklim krizinin etkilerini azaltmak ve ortadan kaldırmak için tüm paydaşları bir araya getiriyoruz. Yapılması gerekenler hakkında fikir alışverişinde bulunuyor önemli çalışmalara imza atıyoruz.” dedi.

“Toplumun yüzde 98’i elektrikli araçlar hakkında yeterli bilgiye sahip değil”

İPSOS Marka Yönetimi Ülke Sorumlusu Yasemin Özen Gürelli,Yaptığımız araştırmalar sonucunda toplumun yüzde 63’ü iklim değişimini çok büyük bir sorun olarak görüyor. Ancak bu kişiler hükümetten ve markalardan adım atılmasını beklediği için tek başına bir aksiyon almıyor. Anket sonuçları Türk insanının yüzde 30’unun markaların, yüzde 20’sinin ise hükümetlerin bu işe el atmasını gerektiğini düşündüğü ortaya çıktı.” dedi.

Ankete katılan tüketicilerin yüzde 66’sı’nın iklim krizi dendiğinde otomotiv sektörünün negatif durumu tetiklediğini düşündüğünü belirten Yasemin Özen Gürelli,Otomotiv sektöründe elektrikli araçlar dendiğinde bu taşıtların çevreci olması ne yazık ki Türk tüketicisi gözünde büyük önem taşımıyor. Bu araçlar daha çok düşük yakıt tüketimi ve tasarruflu olmasıyla değerlendiriliyor. Bu yüzden markaların elektrikli ürünler özelindeki stratejilerini gözden geçirmelerinde fayda var. Toplumun hala yüzde 98’i elektrikli araçlar özelinde yeterli bilgiye sahip değil. Bu işi tüm kamuoyuna yaymak için farkındalık yaratılmalı.” diyerek sözlerini tamamladı.

Hepimiz bu krizin birer parçasıyız

Yuvam Dünya Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ise panele katılan dinleyicilerin tümüne bir soru yönelterek konuşmasına başladı. Kurnaz, “Bugün bu panele katılmak için hangimiz toplu taşıma kullandık? Kullanmayan herkes, bugünkü iklim krizinin bir parçası, bir nedeniyiz. Hangimiz ihtiyacımız kadar kıyafet alıyor ya da hangimiz evinin bu mevsimde sıcaklığını 20 derecenin altında ayarlıyor? Çok basit önlemler alarak bu süreci yavaşlatabiliriz. Bu salondaki herkes elektrikli otomobil kullanabilir, imkanı varsa almalı da… Bu araçların menzilleri ve şarj noktalarının benzinciler kadar yaygın olmaması sorun değil. Bugün hangimiz içten yanmalı motorlu aracımıza bindiğimizde tek seferde 600 km gidiyoruz? Hiçbirimiz… O zaman neden elektrikli otomobillerin de her zaman 600 km yol yapacak biçimde hazır olmasını bekliyoruz? Bu düşünce yapımızı değiştirmemiz lazım.” dedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz