Otomotiv sektörünün bir araya geldiği Dünya Otomotiv Konferası’na konuşmacı olarak katılan Assan Hanil Genel Müdürü Atacan Güner, otomotiv üretiminde dijitalleşme ve robotik uygulamalar üzerine açıklamalarda bulundu.
Bu yıl dördüncüsü 11 – 12 Ekim tarihlerinde İstanbul Hilton Bosphorus Hotel’de Worldwide Partnership tarafından gerçekleştirilen Dünya Otomotiv Konferansı’nda konuşan Kibar Holding grup şirketlerinden Assan Hanil Genel Müdürü Atacan Güner, otomotiv üretiminde dijitalleşme ve robotik uygulamalar üzerine açıklamalarda bulundu.
Assan Hanil’in ana sponsor olduğu Dünya Otomotiv Konferansı’na Türkiye’deki 14 otomotiv üreticisinin tamamının yanı sıra dünya devi otomotiv markaları, bakanlıklar, kamu kuruluşları ve sektör derneklerinden de temsilciler katıldı. Konferansı 40 ülkeden temsilcinin de içinde olduğu 550’nin üzerinde katılımcı takip etti. Konferans kapsamında Amerika, Almanya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, Hollanda, İsviçre, İran, Macaristan, Suudi Arabistan, Sırbistan ve Türkiye’den 50’nin üzerinde uluslararası konuşmacı, küresel trendlerin Türk otomotiv endüstrisini nasıl etkileyeceği, son yıllarda büyük öneme sahip olan Endüstri 4.0 kavramı, robotlaşma ile beraber dijitalleşmede Türkiye’nin konumu ve sektöre etkileri gibi otomotiv piyasasının geleceğine yön verecek konular üzerine konuşmalar gerçekleştirdi.
Assan Hanil Genel Müdürü Atacan Güner Dünya Otomotiv Konferansı’nda “Otomotiv Üretiminde Dijitalleşme ve Robotik Uygulamalar” üzerine bir sunum gerçekleştirdi.
2020’de 50 Milyar Cihaz Birbiriyle Konuşacak
Geleceğin üretim eğilimleri üzerine açıklamalarda bulunan Atacan Güner: “Dünya, 2020’li yılların başında mega eğilimlerin etkisini ciddi şekilde hissedecek. Bu durum, büyük bir değişim, devrim olarak nitelendirilebilir. Değişimden fayda sağlamak için söz konusu trendler yakından takip edilmeli. Her bir eğilim için etkin aksiyon planları oluşturulması ve hızlıca hayata geçirilmesi kritik öneme sahip. Sanayinin, mega eğilimler etkisi ile değişim göstereceği de kaçınılmaz. Endüstri 4.0, giderek artan küresel rekabet, teknolojinin gelişimi ve dijital dönüşüm ile birlikte oluşan verimlilik potansiyeli sonucu ortaya çıkmıştır. Bu dönemde ağırlıklı olarak otonom sistemler ve sanal ortamlardan bahsedebiliriz. 2020 yılında yaklaşık 50 milyar cihazın birbiriyle iletişim halinde olacağı tahmin ediliyor.” dedi.
Assan Hanil’den Türkiye Otomotiv Sektöründe Bir İlk: Doruk
Konferansta otomotiv yan sanayinin önemli ana parça tedarikçilerinden olan Assan Hanil’in Endüstri 4.0 uygulamalarından da bahseden Atacan Güner, “Biz Assan Hanil olarak Endüstri 4.0 dinamiklerini sistemlerimize entegre ediyor ve gerekli altyapıyı hazırlıyoruz. Assan Hanil’in, mevcut ihtiyaçları ve gelecek için belirlediği hedeflerine ulaşması için güçlü bir teknolojik altyapı ihtiyacı bulunmaktaydı. Bu doğrultuda, mevcut süreçler gözden geçirilerek, uçtan uca süreç yapılandırması için Doruk adını verdiğimiz SAP S/4 HANA 1610 Projesi’ne başladık. Doruk, Türkiye Otomotiv Sektörü’nde Simple Lojistik kullanılarak yapılan ilk projedir. Bu proje ile Assan Hanil, bir dönüşüm yaşamış olacak. Böylece sahip olacağı alt yapı ile, büyük veriyi anlık ve hızlı olarak analiz edebilecek, problemler oluşmadan müdahale edebilecek ve etkin raporlamalarımızla gelişim alanlarını bularak hayata geçirebileceğiz. Yapacağımız yatırımlarda, Doruk’un esnek ve hızlı entegrasyon avantajını kullanarak etkin karar alma fırsatlarını yakalayabileceğiz.” dedi.
Akıllı Robotlar Geldi, Meslek Hastalıkları Oluşma Riski Ortadan Kalktı
Assan Hanil, robotların üretimde kullanılması anlamında da öncü çalışmalar gerçekleştiriyor. Şirketin robot kullanımı konusunda da örnekler veren Atacan Güner, “Şirketimiz bünyesinde katma değerli olmayan işlerin elemine edilmesi ve çalışanlarımızın kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına yakalanma riskinin ortadan kaldırılması gerekliydi. Bunun üzerine “Koltuk Hattı Ütüleme Robotu” projemizi geliştirdik. Ütüleme robotu, herhangi bir yazılım kullanılmaksızın tamamen öğrenen robot yaklaşımı ile tasarlandı. Robotun, ürünü devreye alma esnasında operatörlerin öğrettiği ütüleme açısı, uzaklığı ve süresini tekrar eden çalışma prensibine göre ütüleme yaptığını söyleyebiliriz. Bu projemiz ile meslek hastalıklarına yakalanma riskinde radikal bir düşüş sağladık.” dedi.