Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. ile Lexus Türkiye, Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili doğrudan etkileyen depremlerin ardından bayilerini, çalışanlarını ve iş ortaklarını da içine alan bir yardım kampanyasıyla bölgeye katkı sağladı. Toyota ve Lexus Türkiye koordinasyonunda organize edilen yardım kampanyası ile; Toyota Türkiye ve Lexus Türkiye bayileri, bayi çalışanları, ajansları ve ALJ Türkiye şirketleri çalışanlarının desteğiyle 20 milyon TL toplanarak, Ahbap Derneği‘nin, afet bölgelerindeki barınma sorununa çare olmak üzere başlattığı Konteyner-Ev Projesi’ne dahil olundu. Bu sayede 500’e yakın konteyner-ev Ahbap koordinasyonunda ihtiyaç sahiplerine teslim edilecek.
Deprem ve etkileriyle ilgili olarak Toyota ve Lexus Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, şunları söyledi:
“Maalesef ülke olarak benzeri görülmemiş bir felaketle karşı karşıyayız. Yaklaşık 100 bin km2 büyüklüğündeki bir alanda gerçekleşen deprem felaketi, bizleri derinden üzmüştür. Depremin ilk saatlerinden itibaren kurduğumuz kriz masasıyla ilk andan itibaren bayilerimizle iletişim halinde olarak, durum tespiti yaptık. Maalesef birçok insanımızı kaybettik, henüz birçoğunun da enkaz altında olduğunu üzülerek takip etmekteyiz. Ülkemizin ve milletimizin başı sağ olsun, geçmiş olsun.
Bu tür felaketlerde ilk saatlerde ve ilk birkaç günde ihtiyaçlar farklıdır. Öncelikle enkaz alındaki kişilere ulaşabilmek için, zamana karşı bir yarış sözkonusudur. Orta vadede ve uzun vadede ise çok daha farklı ihtiyaçları yönetmeniz gerekir. Geçmiş tecrübelerimiz göstermektedir ki, depremlerden sonraki en büyük ihtiyaçlardan bir tanesi de barınma ihtiyacıdır. Böylesine büyük depremlerin yaralarını sarmak yıllar alacaktır. Hepimizin sabırlı ve dirayetli olması gerekmektedir. Bundan sonra bu bölge, tüm Türkiye tarafından korunup kollanmalı ve desteklenmelidir.
Şimdi işimiz bu felaket karşısında isyan etmek değil, çözüm üretmek olmalı. Biz, büyük bir ülke, güçlü bir milletiz. Bunun da üstesinden birlikte geleceğiz. Ancak, bu mücadelenin uzun yıllara yayılacağının farkında olmalı, sabrımızı, soluğumuzu uzun tutmalıyız. Yapılan yardımlardan sonra, uzun yıllar boyunca bölgenin her anlamda kalkınmasına da destek vermeye devam etmeliyiz. İnsanların günlük hayatlarına yeniden dönmesi, çocukların yeniden okula gitmesi, insanların temel ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi gerekeceğini aklımızdan çıkartmamalıyız.”