Scania sürücüsüz taşımacılık araçları artık İsveç’in Södertälje ve Jönköping şehirleri arasındaki tüm yol kategorilerinde çalışabilecek.
İsveç Taşımacılık Ajansı Transportstyrelsen, ülkenin yollarında otonom araç testlerinin güzergahını ve menzilini genişletmek için Scania’ya onay verdi.
Şubat 2021’de Scania’ya, şirketin Södertälje’deki ana üretim tesisi ile 70 kilometre güneyde yer alan Nyköping arasındaki E4 otoyolunun bir bölümünde üç otonom kamyonu çalıştırma izni verildi.
Bu denemenin başarısı, şimdi testlerin mesafesinin ve parametrelerinin genişlemesine yol açtı. Otonom kamyonlar, Södertälje ile yaklaşık 300 kilometre ve üç buçuk saat uzaklıktaki güneydeki Jönköping şehri arasındaki yerel ve ulusal her türlü yolda gidebilecek.
Bu, madencilik ve dağıtım uygulamaları dahil olmak üzere son on yılın en iyi kısmında bu teknolojiyi araştıran Scania‘yı memnun eden bir gelişme.
Başkan Yardımcısı ve Otonom Çözümler Başkanı Peter Hafmar, konuyla ilgili olarak “Södertälje ile Jönköping arasındaki tüm yol kategorilerinde Scania ürünlerini taşımak amacıyla üç otonom kamyon için nakliye otoritesinin desteğine sahip olmak harika. Mevzuat bize engel olmuyor ve bu bizim ve bu teknolojiyle yaptığımız çalışmalar için ileriye doğru atılmış büyük bir adım.” dedi.
Peter Hafmar, şöyle devam etti: “Bu, araçlarımızın Scania kapılarından varış noktasına kadar tamamen otonom olarak gidebileceği anlamına geliyor. Bu test sırasında direksiyonda sistemi izleyen biri var, ancak araçlar kendi kendine gidiyor. Ürünleri teslim ettiğimiz varış noktasına kendi başlarına gelmeden önce döner kavşaklarda ve yerel yollarda gidebildikleri yoğun yerel trafikte ve daha sonra 80 km/s hızla Jönköping’e giden otoyoldalar.“
Otonom araçlara neden ihtiyaç duyuluyor?
Otonom araçların seri üretimi ve benimsenmesi hala biraz uzakta olsa da, bu teknolojiye yönelik ivme son yıllarda daha da güçlendi. Scania, güvenlik ve ihtiyaç fazlası sürücü sorunları kaçınılmaz olarak ortaya çıksa bile, gelecekteki taşımacılık yolculuğunun önemli bir parçası olarak bu gelişmeyi yakından takip etmek istiyor.
Hafmar, şöyle konuştu: “Teknolojinin kendisi harika, ancak daha da iyisi, taşımacılık endüstrisinin karşı karşıya olduğu sürücü eksiklikleri, güvenlik ve sürdürülebilirlik gibi bazı acil sorunları çözmemize yardımcı oluyor. Avrupa ve ABD’de büyük bir sürücü eksikliği var. Yalnızca ABD’de 2021’de 80 bin sürücü eksikliği yaşandı ve bu rakamın 2030’a kadar iki katına çıkması bekleniyor. Otonom araçlar, sürücülerin ihtiyaç duyduğu molalar olmadan uzun mesafeler kat edebiliyor. Bu, onları potansiyel olarak 7/24 çalıştırabileceğimiz, ancak daha güvenli ve daha az enerji yoğun hızlarda çalıştırabileceğimiz anlamına gelirken, aracın sensörleri, hayvanlar gibi yol tehlikelerine daha hızlı tepki vermelerini sağlıyor. Sürücülerin haftalarca evden uzakta kalmaları yerine, yerel sürücüler fiili boşaltma ve teslimatları yapmak için ‘son kilometre’ için direksiyona geçebiliyorlar.“
Sonraki adımlar
Peter Hafmar, mevcut İsveç testlerinden toplanan verilerin Scania‘nın otonom araçlarla karşılaşabilecek olası en geniş senaryo yelpazesini ele almak için makine öğrenimini geliştirmesini sağlayacağını söylüyor. Yavaş ve istikrarlı bir genişleme aşamasında, Avrupa’nın diğer bölgelerinde daha fazla prototip ve daha fazla test bekliyor.
Genel olarak, Scania‘nın otonom stratejisi, halihazırda birkaç proje üzerinde çalıştığı madenciliğe ve ayrıca ‘transfer merkezinden transfer merkezine‘ veya terminalden terminale uygulamalara odaklanıyor. Transfer merkezinden transfer merkezine lojistik, büyümeye devam eden bir pazar ve kalabalık şehirlerin karmaşıklığına kıyasla sahip olduğu daha kolay çalışma koşulları, onu Scania’nın otonom yolculuğu için ideal hale getiriyor.
Otonom teknolojinin 2020’lerin sonuna kadar endüstrileşeceğini bekleyen Hafmar, ivmenin durdurulamaz olduğuna inanıyor.
Peter Hafmar, sözlerini şöyle tamamladı: “Teknoloji şimdi gerçekten yaklaşıyor ve tıpkı yirminci yüzyılın başında içten yanmalı motorlara karşı muhalefette olduğu gibi, engeller giderek kaldırılıyor. Taşımacılık sektöründeki diğer sürdürülebilir gelişmeleri tamamlayacak olan bu değişime hazır olmamız gerekiyor. Bu yüzden şimdi ona yatırım yapıyoruz.“