Basri Bey, Busworld Türkiye 2022 Fuarı’nın bir değerlendirmesini yapabilir misiniz?
Fuar oldukça kalabalık. Ben bunu iki yıldır pandemiden dolayı fuar yapılamamasına bağlıyorum. Herkes özlemiş; örneğin Anadolu’dan çok sayıda otobüsçü geldi. Şu anda aşırı bir talep var. Bir de tabii fuar alanının daha önceki Busworld Türkiye fuarlarına göre daha küçük olması da fuarı daha kalabalık gösteriyor. Bence böylesi daha iyi, daha kompakt. Bizim standımız oldukça kalabalık; ulusal gazetecilerin yanı sıra uluslararası gazeteciler de var. Ben ilgiden memnunum. Gerçek kullanıcıların gelmesi çok iyi. Tabii biz fuarda çok uzun süredir beklenen minibüsümüzü de sergiliyoruz.
Yeni minibüsünüz Centro ile eskiden sizin neredeyse mutlak hakimiyetinizde olan hat minibüsü sınıfına geri dönüş mü yapıyorsunuz?
Evet, oraya geri dönüş yapıyoruz; ama pazar da değişti. Evvelden sadece 14+1 kişilik minibüs pazarı vardı. Ancak bu minibüslerin ayakta yolcu alma meselesi nedeniyle trafikte çok fazla yasal sıkıntı yaşamalarından dolayı birçok minibüsçü ya da minibüs kooperatifi halk otobüsüne dönüşüyor. Minibüs boyutundaki araçla halk otobüsü olarak çalışıyorlar. Böyle olunca, biz de üründe yeni geliştirmeler yaptık. Eskiden bizim minibüslerimizin uzunluğu 5.90 metreydi. Bu uzunluğu 6.60 metreye çıkararak, minibüsümüzü yüzde 10 oranında büyüttük. Böylece daha fazla yolcu alabileceği için daha çok para kazanabilecek. Kısacası, aynı mekaniğe sahip araçla daha yüksek bir kapasiteye sahip olup daha fazla yolcu taşıyacak. Dolayısıyla, Centro bu bakımdan ilgiyle beklenen bir araçtı. Türkiye’de böyle başka bir minibüs yok. Yeni minibüsümüz Centro’yu ilk defa burada sergiliyoruz. Piyasada başka bir markanın otobüs tipi var; ama tadilat projesi ile minibüsten otobüse çevriliyor. Sanayi Bakanlığı’ndan alınmış bir belgesi yok. Bizimki her türlü testleri yapılmış, her türlü tedbiri öngörülmüş şekilde Sanayi Bakanlığı’ndan alınmış belge ile fabrikadan çıkıyor.
Öyleyse, hat minibüsü pazarında Centro ile yeni bir eğilim başlatıyor olduğunuzdan söz edebilir miyiz?
Evet. Bu araçtan beklentimiz büyük. Centro’nun bir de elektriklisi var, E-Centro adını verdiğimiz. Artık bundan sonra yatırımlar elektrikliye gidiyor. Avrupa’da birçok kentte elektrikli araçlara yatırım yapılıyor halihazırda. Türkiye’de de eğilim bu yöne doğru gidecek; ama Türk Lirası’nın değer kaybetmesinden dolayı elektrikli araç fiyatları bize göre çok pahalı kalıyor şu anda. Elektrikli Centro, Türkiye için belki biraz daha geleceğe dönük bir araç. Elektrikli sürümün komponentlerinin daha az olmasından dolayı içi daha da büyük. Özellikle de arka tarafı. Basamak yok; yakıt deposu yok; aküler aracın tabanına yerleştirilmiş vaziyette. İçerdeki daha büyük alanı yolcu için kullanıyoruz. Avrupa’da kesinlikle müşteri bulabilecek bir araç E-Centro. Zaten şu anda yabancı bayilerden ve yabancı müşterilerden çok ciddi bir ilgi var. Centro ve E-Centro, özellikle İtalya ve İspanya gibi ükelerde büyük otobüslerin giremediği yerlerde fazlasıyla talep görecektir.
Centro ikizleri, Avrupa’da Türk tarzı hatlı minibüs taşımaclığını, diğer ifadesiyle dolmuşçuluğu yaygınlaştırabilir mi?
Avrupa’da da hatlı minibüs taşımacılığı var aslında. Class 1 dediğimiz mini otobüs taşımacılığı yapılıyor Avrupa ülkelerinde. Doğu Avrupa tamamen Türkiye’deki minibüs mantığı ile çalışıyor; Avrupa’nın özellikle tarihi yerlerindeyse mini otobüs kullanılıyor. Örneğin Roma’da kentiçinde dolaşan bu boyda elektrikli araçları görebilirsiniz kolaylıkla. Bu açıdan bakınca Avrupa’da da minibüs taşımacılığının olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla yeni minibüsümüz Centro Avrupa’nın tamamına seslenecek; ama tarihi yerlere sahip ülkelerde çok daha fazla ilgi görecek.
İhracatın Otokar’ın satışlarındaki payı nedir?
Satışlarımızın neredeyse yüzde 90’ı ihracata gidiyor. Türkiye pazarı bizim için minimal hale geldi. Yeni minibüsümüzle iç pazarın biraz daha hareketleneceğini düşünüyorum. Zaten Sultan grubu ile çok hareketliyiz. Ağırlıklı olarak onu satıyoruz. Halk otobüslerinde satışlar yavaş yavaş hız kazanıyor. Ancak toplu taşımada ciddi sıkıntı yaşanıyor.
İçten yanmalı motorlara seçenek oluşturan güç kaynaklarına sahip araçlarda pazarlarınızın durumu nedir?
Avrupa ve Çin’de alternatif güç kaynaklı araçların pazarı üstel (eksponansiyel) bir şekilde, yani katlanarak artıyor. Bunların dışındaki yerlerde satışlar belirgin bir büyüme kaydetmeksizin, yatay bir seyir izliyor. Ekonomisi iyi olan gelişmiş ülkelerin hepsinde üstel (eksponansiyel) bir artış var. Bu ülkelerde elektrikli otomobil satış adetleri de çok hızlı artıyor. Elektriğin bir ileri aşaması da hidrojen. Bir ekibimiz şu anda hidrojen için çalışıyor. Şu anda hidrojen üretimi çok pahalı ve depolama sorunu var. Ancak olayın gidişatı bu yöne doğru. Elektriğin ardından hidrojeni takip ediyoruz. Bu teknolojiden uzak duramayız. Çok büyük olmasa da bir ekibimiz bu konuda çalışıyor; teknolojiyi takip ediyor; birtakım uygulamalar yapıyor; komponent seçiyor.
Cironuzun aşağı yukarı yüzde 8’lik kısmını ayırdığınız Ar-Ge harcamalarında hidrojenin de payı var o zaman, değil mi?
Evet, ama payı çok fazla değil. Esas pay elektriklide şu anda. Bir de askeri tarafımız var; oraya da çok Ar-Ge kaynağı ayırıyoruz. Akrep adında elektrikli askeri bir aracımız da var. Şu anda akü yatırımı yapıyoruz. Kendi akümüzü üretiyoruz. E-Centro’daki akü bizim paketlememiz mesela. Teknolojiyi takip edeceğiz; başka çaremiz yok.
Seyahat otobüsü üretmeyi düşünüyor musunuz?
Burada çok büyük bir pazar yok. Mevcut pazar da çok iyi kontrol ediliyor. Türkiye’de Mercedes, MAN ve Temsa olmak üzere üç üretici var. Tükiye seyahat otobüsü pazarında en iyi zamanda bin 200 adet otobüs satılmış yılda. 2021 yılında Türkiye pazarındaki toplam satış ise 350 – 400 adette kalmış. 2020’deyse daha da az adette otobüs satılmış. Üstelik Türkiye bu pazarın en büyüğü Avrupa’da. Burada gerçekleştireceğimiz satış adetleri için harcayacağımız enerjiyi diğer sınıflara harcamak bizim için çok daha verimli. Yoksa teknik olarak yapamayacağımız bir ürün yok bizim. Bizim 12-13 metrelik Kent U otobüsümüz var. Bu aracın altyapısı ile ötekinin hiçbir farkı yok. Sadece podyumu yükselteceksin, altına bagaj açacaksın ve aracı donatacaksın. Özet olarak, bu pazar bize çok cazip gelmiyor.
Sultan hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sultan’ı yenilemeyi düşünüyor musunuz?
Sultan modelimizin başarısındaki en önemli neden bu aracımızın şasisinin otobüs şasisi olmasıdır. Biz hiçbir zaman kamyon şasisi üzerine otobüs üretmedik. Biliyorsunuz kamyon şasisi dardır; ama otobüs şasisi geniştir. Biz pazarın en iyisiyiz, en kalitelisiyiz. Sultan’ın ana yapısını değiştirmeyi düşünmüyoruz. Dört-beş yılda bir aracın ön ve arka yüzünü daha modern ve çekici hale getiriyoruz. Zaten pazarda oturmuş, beğenilen bir aracı çok fazla değiştirmek de istemiyoruz.
Bize ayırdığınız zaman ve sorularımıza verdiğiniz açık, doyurucu yanıtlar için çok teşekkür ederiz, Basri Bey.