Kamyonların uzun yolda boş seyahatlerini önlemek amacıyla, yükveren şirketlerle kamyonları dijital platformda buluşturan Kamion, karayolu taşımacılığında daha verimli ve sürdürülebilir bir yapı sunuyor. Kamion Kurucusu Berkay Adlım, lojistik sektörünün bugünkü durumu hakkında bilgi vererek sürdürülebilir yeşil lojistik yaklaşımı, uygulama ile sağladıkları faydalar ve bu sene hayata geçirdikleri uluslararası taşımacılık faaliyetleri hakkında son gelişmeleri paylaştı.
“Taşımaların %90’ı karayoluyla gerçekleşiyor”
Türkiye’de lojistik sektörünün 100 milyar dolar üzerinde bir büyüklünün olduğunu belirten Berkay Adlım, “Türkiye’deki taşımaların %90’ı karayoluyla gerçekleşiyor. Bu oran, Avrupa’daki en yüksek oranlardan biri. Kara taşımacılığı 40 milyar dolar gibi bir hacim kaplıyor. Türkiye’de SRC belgesine sahip 1.2 milyon kamyoncu, yollarda 960 bin civarında kamyon bulunuyor. Günde ortalama 480 bin adet tam kapasite taşıma gerçekleşiyor. Bu rakamlar ve ülkemizin coğrafi konumu dikkate alındığında lojistik sektörü oldukça olumlu bir tablo sergiliyor. Türkiye güçlü altyapısı ve yatırımcılardan aldığı destekle, bu sektörde gelişmeye açık bir perspektif sunuyor.” dedi
“Boş kamyonetlerin çevreye verdiği zararı engellemek için her yıl 215 milyon ağaç dikmek gerekiyor”
Sürdürülebilir yeşil lojistik konusunun önemine vurgu yapan Adlım, sözlerine şöyle devam etti: “Yollarda seyreden her 100 kamyondan 35’inin boş olduğunu görüyoruz. Bu da Türkiye ekonomisine yılda 14 milyar USD’ye mal oluyor. Bu boş taşımaları %1 azaltmak bile ülkemize yılda 400 milyon USD’lik bir katkı sağlar ki, Kamion olarak buraya hizmet etmeyi önemsiyoruz. Ayrıca bu boş kamyonların karbon salınımını dengelemek için her yıl 215 milyon ağaç dikmek gerekiyor. Tüm bunları göz önüne alırsak, sunduğumuz verimlilik çözümleri çevresel etkiler açısından büyük önem taşıyor. Ürettiğimiz teknolojiler sayesinde boş yolculukların önüne geçerek hem ticari yük taşımacılığı yapan tedarikçilere hem yükveren şirketlere hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz.”
“9 ayda 16 ülkeye ulaştık”
Sene başı itibarıyla uluslararası taşımacılığa başladıklarını ve bugün 16 ülkeye karayolu taşımacılık hizmeti verdiklerini belirten Berkay Adlım, bu konuda hızlı bir büyüme kaydettiklerinin altını çizdi. Mevcut müşterilerinin %20’sinin uluslararası yüklerini taşıdıklarını, uluslararası taşımacılıkla beraber toplam müşteri sayılarının %28 arttığını söyleyen Adlım; Irak, Almanya, İsviçre, Çekya, Fransa, İngiltere, Kosova, Romanya, İtalya, Polonya, İskoçya, Kıbrıs, Arabistan, Hollanda, Norveç, Estonya’ya taşımacılık hizmeti verdiklerini, bu ülkelerdeki varlıklarını büyütmenin 2025 yılında öncelikli planlarında yer aldığını söyledi.
Platforma kayıtlı 20 binin üzerinde kamyon bulunduğunu ve bu rakamın bir önceki yıla göre %70 artış gösterdiğini belirten Adlım, platformda 200’den fazla yükveren firma bulunduğunu ve bu iş birliklerini artırarak yeşil lojistiği desteklemeğe devam edeceklerini sözlerine ekledi.
“Hedefimiz globalde ilk 5 nakliye platformundan biri olmak”
Gelecek dönem hedeflerini de paylaşan Adlım, sözlerine şöyle devam etti: “Orta vadede Türkiye’nin en güçlü lojistik platformlarından biri olmayı, uzun vadede ise globalde ciro bazında ilk 5 nakliye platformundan biri olmayı hedefliyoruz. Bu büyük hedefe ulaşmak için, aldığımız yatırımları büyük bir disiplin ve stratejik yaklaşımla şirketimizin büyümesine kanalize etmeye devam ediyoruz. 2025 itibarıyla uluslararası pazarda büyümemizi daha da hızlandıracak, lojistiği besleyecek dikey alanlarda yapabileceklerimize odaklanacağız. Yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde taşımacılık sektörünü dönüştürme hedefiyle teknolojimizi ve hizmetlerimizi küresel pazarlara taşımak, verimliliği en üst düzeye çıkaran çözümler sunmak ve sektörün dijital dönüşümüne katkıda bulunmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Yük taşıyan kamyonlarla yük veren şirketleri bir platformda buluşturan uygulama; doğru zamanda doğru kamyonu doğru yükle bir araya getirerek taşımacılık sürecini maksimum verimlilikle gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Yazılım tabanlı çözümler ve operasyonel gücüyle tüm süreçleri hızlandırıyor, maliyetleri optimize ediyor ve özellikle yükverenlere sürdürülebilir bir çalışma modeli ve rekabet avantajı katıyor.