Bazı armatörler, 1 Ocak 2022’den itibaren taşıma işleri organizatörlerine müşteri adına kontrat (named account) ile hizmet vermeyi durduracaklarını açıkladı. Müşteri tabanının bir kısmına hizmet vermeyi durduran bu karar ile lojistik hizmet sağlayıcılarının tedarik zincirindeki ihtiyaçlarını taşıma işleri organizatörleri ile gidermesinin önünü kesmek, bazı armatörler ile doğrudan iş yapmak amaçlanıyor.
Bu armatörlerin gerçek yükleyicilere entegre hizmetler sunma konusundaki kararı yeni olmasa da ticari anlamda aldığı bu kararı taşıma işleri organizatörlerine yönelik açık bir adım. Taşıma işleri organizatörlerinin, daha az elverişli spot piyasaya girmedikçe, kargoları için yer bulamayacaklarına dair gerçek endişeleri var. Bu armatörler, yalnızca taşıma işleri organizatörlerinin sözleşmelerini reddetmekle kalmıyor; çalışmayı durdurdukları taşıma işleri organizatörlerinin müşterileriyle iş yapmak için de adım atıyorlar.
Bu gelişme hakkında yorum yapan CLECAT Genel Müdürü Nicolette van der Jagt, şunları söyledi: “Bu ayrımcı girişimin AB rekabet yasasına uygun olup olmadığını inceliyoruz. Armatörler ve taşıma işleri organizatörleri bir gemi paylaşım anlaşmasının parçası olan armatörlere geniş kapsamda bir bilgi paylaşma olanağı sunan Consortia Block Exemption Regulation (CBER) çerçevesinde eşit şartlar altında faaliyet göstermiyorlar. Bu bilgilerin bazıları ticari açıdan hassas bilgilerdir. Rekabet konularını ele almak için CBER’in daha modern araçlarla acilen değiştirilmesi için çağrıda bulunduk. Komisyon şimdiye kadar, taşıyıcılar arasında ve dikey olarak entegre edilmiş denizcilik şirketleri içinde bilgi alışverişi de dahil olmak üzere, taşıyıcıların dijitalleşme düzeyini göz önünde bulunduramamıştır. Dijital bilgi araçlarına ve platformlarına erişimi olan taşıyıcılar tarafından sunulan lojistik çözümlerin giderek yaygınlaşması, Avrupa rekabet otoriteleri tarafından kullanılan mevcut kavramları geçersiz kılıyor.“
Van der Jagt, şöyle devam etti: “Bu durum, taşıma hizmetlerinin istikrarı ve güvenilirliğinin en çok sarsıldığı, navlun fiyatlarının artmaya devam ettiği ve hatta tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bu son iki yılda birçok paydaşa verilen zarar göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Müşterilere kapıdan kapıya katma değerli hizmetler sunan sözleşmeli taşıyıcılar olarak hareket eden taşıma işleri organizatörleri ve NVOCC’lerin, malların sevkiyatı için en uygun çözümlerle hareket etmeye devam etmesi takdire şayandır. Bu en iyi şekilde pazardaki rekabetle sağlanır. Bugün, NVOCC’nin hizmetlerinin deniz taşımacılığı ayağı için çok az seçeneği kaldı, çünkü söz konusu üçlü ittifak oligopol piyasadaki ana ticaret yollarını denetliyor.
Armatörler konteyner lojistiğinin entegratörü olmaya çalışırken, birkaç oyuncunun eksiksiz tedarik zincirlerini yönettiği bir pazarın beklenmedik sonuçlarıyla karşılaşabileceğimize dair uyarıda bulunuyoruz. Mevcut kriz bize gösterdi ki, kontrol sadece piyasadaki birkaç oyuncunun elinde olursa fiyatlar ve güvenilirlik sarsılabiliyor. Bu, şimdiye kadar yalnızca dikey entegrasyon ve taşıyıcıların ortak koordinasyonuna yönelik taşıyıcıların stratejik seçimlerini kolaylaştıran Avrupa Komisyonu için bir uyarı niteliğinde olmalıdır.
Bugün, nihai müşteriler -yani Avrupa tüketicileri- de bu durumla karşı karşıyalar, çünkü taşıma mallarının maliyetindeki eşi benzeri görülmemiş artış ve konteyner teslimatındaki gecikmeler, Avrupalı ithalatçılar ve ihracatçılar için ciddi sorunlara neden oluyor. Bu arada taşıyıcılar pandemide tercihe bağlı olarak sunulan, dikey olarak entegre edilen devlet yardımı ve vergilendirme fırsatlarından faydalanarak milyarlarca kar etti. CLECAT, taşıma işleri organizatörlerinin artık taşıyıcılarla adil bir rekabet ortamında yarışmadığını tekrarlıyor. Avrupa Komisyonu’na, denetim hesabını yeniden dengelemesini ve nakliye sektöründe piyasa bozulmaları yaratan taşıyıcılara yönelik özel rejimleri durdurmasını tavsiye ediyoruz.”