Almanya’da otomotiv sektöründeki yenilikleri analiz eden bağımsız Bergisch Gladbach CAM Enstitüsü’nün dünya çapında yaptığı bir araştırma, elektrikli ve hibrit araçlara olan talebin artığını ortaya koyuyor. Bu araçların yapımında kullanılan, uygun şekilde taşınmadığında ekonomik ve çevresel açıdan ciddi tehlikelere yol açabilecek bataryaların güvenle taşınması ise önemli bir öncelik olarak karşımıza çıkıyor. Paylaşıma ve yeniden kullanıma dayalı iş modeli ile CHEP, lityum-iyon bataryalara yönelik sürdürülebilir, ölçeklendirilebilir ve güvenli tedarik zinciri çözümleri sunuyor.
Çevreye olumsuz etkileri ve kullanıcı alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte birçok otomobil üreticisinin fosil yakıtlı otomobillere alternatif olarak üretmeye başladığı elektrikli ve hibrit araçların kullanımı her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz yıla oranla satış rakamlarında yüzde 40’a varan artış yaşanan ve dünyada 7 milyon 200 bine yükselen elektrikli araç sayısı pandemi döneminde fosil yakıtlı araçlara oranla daha az kayıp yaşadı. Ancak artan bu talep, elektrikli araçlarda kullanılan lityum iyon bataryaların taşınması sorununu da akıllara getiriyor.
9’uncu sınıf tehlikeli maddelerin taşınması için özel çözümler
CHEP, uluslararası tedarik zinciri süreçlerinde müşterilerinin doğru çözümleri uygulamasına yardımcı olacak altyapısıyla, olası bir patlama ya da sızıntı durumunda maddi kayıpların yanı sıra çevresel felaketlere de yol açabilecek 9’uncu sınıf tehlikeli maddelerin taşınmasına yönelik alternatif çözümler sunuyor. Ambalaj Grubu II (orta derecede tehlikeli olan maddeler) için Birleşmiş Milletler sertifikalı yeniden kullanılabilir ve katlanabilir plastik konteynerleri (FLC) ile özel taşıma yönetmeliklerine tabi tutulan lityum iyon bataryalar gibi riskli parçaları güvenle taşıyor.
Sertifikalı ambalaj çözümleri riskleri ortadan kaldırıyor
CHEP, otomotiv tedarik zincirinde en çok kullanılan ve uluslararası nakliye konteynerleri arasında yer alan “EuroBin” ve “IsoBin 33” konteynerlerini tehlikeli madde taşımacılığına adapte ederek riskleri ortadan kaldırıyor. İç katman ve üste tam oturan kapak sayesinde bu konteynerler, tehlikeli madde taşımacılığına yönelik tüm BM gerekliliklerini karşılıyor.
Dört yönlü forklift erişimi sağlayan ve kolay hat yanı erişimi için aşağı açılan kapılar içeren iki ürün de kolay elleçleme için tasarlanıyor. Azami ürün koruması ve yük dengesi sunan bu çözümler, kullanılmadığı zaman katlanabiliyor ve depolama alanında tasarruf sağlıyor. Hafif ve sağlam olan çözümlerin bölgesel gereksinimleri karşılamak için farklı ebatları da bulunuyor. Tutarlı teknik özellikleriyle otomasyonlu üretim ve hat yanından raflama için de uygun olan çözümlerin RFID (Radyo Frekanslı Tanımlama) takip ve izleme özelliği bulunuyor. Tamamen geri dönüştürülebilir malzemeler çevre üzerindeki etkiyi en aza indiriyor.
Engin Gökgöz: “Sektörün tedarik zincirinin kesintisiz devam etmesine katkı sağlıyoruz”
Nakliyat sırasında uygun olmayan taşıma modellerinin tüm tedarik zincirini kesintiye uğratacağını hatta çevresel ve ekonomik boyutta felaketlere dahi yol açabileceğine dikkat çeken CHEP Türkiye & Romanya Otomotiv Ülke Lideri Engin Gökgöz, “Hibrit ve elektrikli araçların en önemli ve riskli parçalarını bataryaları oluşturuyor ve bataryaların taşınmasına yönelik özel yönetmelikler bulunuyor. CHEP olarak bu yönetmeliklerin yerine getirilmesine yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Otomotiv sektöründe global ölçekte ana ve yan sanayi parça üreticileriyle çalışan, tedarik zinciri süreçlerinde büyük deneyime sahip olan bir firmayız. Ürün ve hizmetlerimizle otomotiv sektörünün tedarik zincirinin kesintisiz devam etmesine katkı sağlıyoruz. Gümrük süreçlerini hızlandırıyor, taşınması riski olan ürünleri tüm yasal mevzuat doğrultusunda nakliyesini gerçekleştiriyor; üreticilerin ihtiyaçlarına yönelik güvenli ambalaj çözümleri sunuyor, maddi ve zaman tasarrufu sağlıyoruz.” dedi.