Audi, elektrikli modellerinde kullanılan batarya modüllerini, ömürlerini tamamladıktan sonra değerlendirecek yeni bir kullanım alanı oluşturuyor. Audi Çevre Vakfı ve Nunam şirketinin işbirliğinde Hindistan’ın Uttar Pradesh eyaletinde kullanılmış malzemelerden imal edilen bir enerji depolama sistemi prototipi test edilmeye başlandı.
Uygulamanın ilk sonuçlarında, kullanılmış iki batarya modülüyle, bir haftadan çok az bir süre boyunca yaklaşık 50 küçük dükkanın elektrik enerjisi sağlandı.
Audi, elektrikli otomobillerinde kullanılan batarya modüllerinde ‘Erken geri dönüşüm yerine ikinci kullanım‘ uygulamasını devreye alıyor. Audi Çevre Vakfı ve Audi’nin startup şirketlerinden Nunam işbirliğinde gerçekleştirilen projede, test otomobillerinden alınan iki batarya modülü, güneş enerjisiyle çalışan (solar) bir nanogride dönüştürüldü.
Hindistan’da yerel bir enerji hizmeti sağlayıcısında günlük kullanım amacıyla test edilmeye başlanan yeni geliştirilen prototip enerji depolama sistemi, yaklaşık 50 esnafın ve küçük işletmenin elektrik ihtiyacını karşılıyor.
Esnafa destek fikrinden doğdu
Prototipin kullanıldığı Uttar Pradesh’in belirli bölümlerinde, saatler süren elektrik kesintileri yaşandığını söyleyen Nunam’ın kurucu ortaklarından Prodip Chatterjee, “Bu durum, bölgede yaşayanların hayatını zorlaştırıyordu. Bir aile ziyaretinde aklıma, lambalar gibi günlük hayatta kullanılan önemli eşyaların çalışmaya devam etmesini sağlamak fikri geldi. Buradan da elektrik kaynaklarının, ikinci kez kullanıma yönelik mobil enerji depolama sistemleriyle desteklenmesi düşüncesi doğdu. Dükkanlar kırsal bölgelerde gece geç saatlere kadar açık kalıyor ve ışık olmadığında, esnafların büyük kısmı gelir kaynaklarını kaybediyordu.“ dedi.
Laptop pilinden, otomobil bataryasına
Audi Çevre Vakfı, projenin, eski dizüstü bilgisayar bataryalarının hücrelerinin lambalar veya akıllı telefonlar gibi düşük güç tüketen cihazlara yönelik enerji depolama sistemlerine dönüştürüldüğü pilot safhasının ilk kısmını finanse etti. İkinci proje safhasında, uygulama kapsamı genişletildi ve Audi’nin elektrikli test araçlarından alınan çok daha güçlü batarya modülleri kullanıldı. Bataryaların ikinci kez kullanımının, sürdürülebilirliğin artırılmasına yönelik büyük fırsatlar sunduğunu söyleyen Chatterjee, “Böylece bir yandan düzgün çalışan batarya modüllerinin erken geri dönüşümünü engellerken, diğer yandan insanların elektriğe ucuz bir şekilde erişebilmesini de sağlıyoruz. Batarya depolama sistemlerinin yedek çözümler haline getirilmesini hedefliyoruz.“ dedi.
Verim, kullanım döngüsü ve performans
Kullanım ömürlerinin sonuna gelindiğinde, elektrikli otomobillerin bataryalarında halen performans kabiliyeti büyük ölçüde korunabiliyor. Batarya modüllerinin teknik durumu ilk olarak kapasite, voltaj eğrisi ve sıcaklık dağılımı açısından kontrol ediliyor. Dizüstü bilgisayar bataryalarından elde ettiği deneyimi, otomobil batarya hücrelerine aktaran firma, en az üçte iki seviyesinde kapasiteye sahip modüllerin, diğer kalite ve güvenlik gerekliliklerini de yerine getirmek şartıyla, ikinci kez kullanıma uygun olduğunu gösterdi.
Projede, bataryalar solar nanogriddeki çok daha hızlı bir şekilde tükenen dört kurşun-asit bataryanın yerini aldı. Bir SIM kart yardımıyla internete de bağlı olan prototip, bataryanın şarj durumuna ilişkin verileri de düzenli olarak Nunam’a iletiyor. Testlerin sonuçlarını yakın zamanda açık bir platform üzerinden çevrimiçi olarak sunmayı planlayan Nunam’ın Nanogrid çalışmasından gelen ilk sonuçlar gelecek vadediyor: Batarya modülleri tam şarj edildiğinde, LED ampullere yönelik olarak yaklaşık 50 küçük dükkana bir haftaya kadar bağımsız bir şekilde elektrik sağlayabiliyor.
Teknoloji sürdürülebilir hale gelebilir
Dünya üzerindeki otomobillerin giderek daha fazla elektrikli hale gelmesinin bir sonucu olarak, elektrikli otomobillerin bataryalarının muhtemel kullanım amaçlarını değerlendirmelerinin gerekli olduğunu söyleyen Audi Çevre Vakfı Genel Müdürü Rüdiger Recknagel, “Nunam’ı destekleyerek, bu alanda bir örnek teşkil etmek istiyoruz. İlk olarak, geliştirme sürecinde belirlenen ilk kullanım amacının yanı sıra ikinci ve hatta üçüncü kullanım amaçlarını değerlendirmeniz durumunda, modern teknolojinin sürdürülebilir hale gelebileceğini kanıtlamak istiyoruz. Ayrıca, bilhassa köklü şirketlerle aynı kaynaklara erişimi olmayan genç araştırmacılara destek vermek istiyoruz. Çevre eğitimi ve sorgulayıcı bir ruh yaşanabilir bir gelecek için olmazsa olmaz konumunda bulunuyor.” dedi.