Mercedes-Benz Türk, tarihi bugüne ulaştırmak ve geleceğe taşımak misyonuyla desteklerini sürdürmeye devam ediyor. Bu hedef doğrultusunda Mercedes-Benz Türk, T.C. Cumhurbaşkanlığı kararıyla T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kocaeli Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Bathonea Antik Kenti kazı çalışmalarının bu yılki sponsorluğunu da üstlendi. İstanbul’un tarihi ve arkeolojik mirasının ortaya çıkarılması ve korunmasında önemli bir rol üstlenen Bathonea Antik Kenti’nde, Mercedes-Benz Türk’ün ev sahipliğinde gerçekleşen imza törenine Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Polonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğunu temsilen Muavin Konsolos Tomasz Krakowiak ve Kültürden Sorumlu Muavin Konsolos Dorota Andrzejak ile Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Ay ve çeşitli üniversitelerin rektör, rektör yardımcıları ve dekanları ile akademisyenler katıldı. İmza töreninde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kazılar Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Nihal Metin, Bathonea Kazı Başkanı Prof. Dr. Şengül Aydıngün, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk ve Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün konuşma yaptı.
Süer Sülün: “Kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasına destek oluyoruz”
Gerçekleştirdiği konuşmada, Bathonea Antik Kenti’nin kazı çalışmalarının destekçisi oldukları için duydukları gururun altını çizen Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, şu açıklamalarda bulundu: “Eşsiz konumuyla birçok medeniyete ev sahipliği yapan şehrimiz, yer üstünde gördüklerimizin ötesinde yer altında da keşfedilmeyi bekleyen zengin bir mirasa sahip. Biz de Mercedes-Benz Türk olarak bu kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasına destek olmaktan dolayı gurur duyuyoruz. İmalat süreçlerimizin yanında, sosyal faydalarımızla da ülkemize hizmet etmeye devam ediyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak sosyal fayda çatımızı eğitimin, eşitliğin, kültür sanatın ve sporun #daimayanında olmak üzere belirledik. Bu hedef doğrultusunda da tarihi bugüne ulaştırmak ve geleceğe taşımak misyonuyla desteklerimizi sürdürüyoruz. Bunu da en iyi bildiğimiz şekilde yük ve yolcu taşımacılığından yola çıkarak gerçekleştiriyoruz. Daha önce Truva Antik Kenti’nde olduğu gibi bugün Bathonea’da da aynı özveri ve adanmışlıkla desteklerimizi sürdürüyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu çalışmalar hem İstanbul’un tarih öncesi kronolojisindeki büyük boşlukların doldurulmasına katkı sunacak hem de ülkemize değer katacak.”
Dr. Şengül Aydıngün: “Bathonea kazıları, ülkemizdeki en büyük bilim heyetlerinden birine sahip”
Bathonea Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Şengül Aydıngün ise konuşmasında şu açıklamalarda bulundu: “Kazılarımız Avcılar’ın Firuzköy yarımadası olarak adlandırılan yarımada üzerinde üç noktada gerçekleşiyor: Yarımadanın en ucundaki Büyük Liman, orta noktadaki Küçük Liman ve en kuzeyde bulunan ve bu yıl ki kazı çalışmalarımızı yürüttüğümüz ‘Sur içi’ olarak adlandırılan bölge. Burada çalışmalarımızı 120 bilim insanıyla gerçekleştiriyoruz. Bathonea kazılarının ülkemizdeki en büyük bilim heyetlerinden birine sahip uluslararası güçlü bilim insanlarından oluşan bir ekibe ev sahipliği yaptığını söyleyebiliriz. Bunun yanında arkeolojik kazılarda kas gücünün büyük önem arz ettiğini ve bu çalışmalarda, kazma sallayan, toprak atan, el arabası taşıyan her bir işçimizin de katkısının çok kıymetli olduğunun da altını çizmek ister ve kendilerine teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca burada birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğumuz Mercedes-Benz Türk’e de bir kez daha teşekkürlerimizi sunar, bu güzel beraberliğimizin uzun yıllar devam etmesini dileriz.”
Bathonea Antik Kenti kazıları hakkında
Küçükçekmece Gölü havzası içindeki Bathonea Antik Kenti kazıları 2007 yılında yüzey araştırmasıyla başladı. Çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve İstanbul Valiliği’nin maddi desteğiyle 2009 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Prof. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında bilimsel kazılara çevrildi.
Kazılar sırasında Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen “Büyük” ve “Küçük” olarak adlandırılan iki adet antik liman ve göl içinde kalmış bir antik deniz fenerinin izleri tespit edildi. Bu keşifle birlikte Patara’dan sonra ülkemizde ikinci antik deniz feneri tespit edilmiş oldu.
2009 yılındaki araştırma sonuçları üzerine; Amerikan Arkeoloji Enstitüsü (Archaeology) Dergisi, İngiliz Independent Gazetesi ve Heritage Key adlı yayın organları 2009 yılında kazı alanını “Dünyanın En Önemli Arkeolojik Keşiflerinin İlk On Listesi”ne aldı.
2011-2012 yılında gerçek anlamda başlayan kazılarda bugüne kadar antik liman yapıları, İmparator Büyük Konstantin (M.S.330) tarafından yaptırıldığı tespit edilen dev bir açık sarnıç (100×20 metre uzunluğunda 7.000 metreküp su hacimli), bir kale kalıntısı ve tabanları mozaik kaplı büyük bir saray kompleksi, yer altı su kanalları ile antik yollar ortaya çıkarıldı. Bu yapıların içlerinde ele geçen küçük objeler, seramikler ve amphoralar, M.Ö. 6. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar Akdeniz’in batısından doğusuna kadar pek çok antik merkezle (İspanya, İtalya, Sicilya, Fas, Mısır, Lübnan, Fenike, Suriye, Ege Adaları) Karadeniz arasında yapılan yoğun bir deniz ticaretinin varlığını ortaya koydu.
Küçükçekmece Göl Havzası’nda yapılan kazılar, yalnızca İstanbul’un eksik kalan tarihsel boşluklarını tamamlayacak veriler sunması açısından değil; tüm Trakya’da ilk kez Hitit izlerini sunan bölge olması açısından da bilim dünyasında oldukça heyecan yaratan ve dikkat çeken bir proje olma yolunda ilerliyor.