Renault Trucks Dünya Başkanı Bruno Blin’in Türkiye ziyareti sırasında Renault Trucks Türkiye Başkanı Sebastien Delepine, Satış Direktörü Ömer Bursalıoğlu ve Bayi Ağı Geliştirme ve Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Özgür Fırat’ın katıldığı bir değerlendirme toplantısı düzenlendi.
Yeni Renault Trucks Ar-Ge Merkezi
Renault Trucks’ın tüm pazarlarda pazar payını artırdığını ve Türkiye’nin bu pazarlar içinde önemli bir role sahip olduğunu açıklayan Renault Trucks Dünya Başkanı Bruno Blin, Türkiye’deki pazar paylarını ortalamanın üzerinde artırdıklarına dikkat çekti.
Müşterilerinin kendi işlerinde başarılı olmalarına odaklı bir şirket olduklarını ve yaptıkları her işte önceliği müşterilerine verdiklerini kaydeden Bruno Blin, müşterilerinin kendi sektörlerinde giderek daha zor hale gelen şartlarda, gerçekten çok karmaşık bir dünyada çalıştıklarını vurgulayarak, misyonlarının müşterilerinin bu karmaşıklık içinde işlerini daha kârlı ve daha başarılı bir şekilde sürdürmelerini sağlamak olduğunu açıkladı. Bunun için çözümler üretmeye çalıştıklarını, gelecek için yatırım yaptıklarını ve bu kapsamda Lyon’da bir Ar-Ge merkezi yatırımına başladıklarını söyleyen Bruno Blin, 33 milyon Euro yatırım yapacakları ve binin üzerinde uzman istihdam edecekleri bu merkezin Fransa’daki en büyük 10 Ar-Ge merkezinden biri, Volvo Grup içinde ise en büyük ikinci Ar-Ge merkezi olacağını dile getirdi.
Beş tane büyük markaya sahip olan Volvo Grup’un, grubun tüm markalarına hizmet verecek yeni Ar-Ge merkezi için Lyon’u seçmesinin Volvo Grup’un Renault Trucks’a olan büyük güveninin bir göstergesi olduğunu ifade eden Bruno Blin, Lyon’daki ciddi iş gücünün, sahip olunan mühendislik yeteneğinin, önemli mühendislik okullarıyla kurulan yakın işbirliğinin ve ciddi bir satınalma ekibine sahip olunmasının da bu yatırım kararının alınmasında etkili olduğunu vurguladı.
Daha temiz çevre için dizele seçenek tahrik sistemleri
Önlerindeki en önemli meydan okumalardan birinin Avrupa Birliği regülasyonlarına uyum sağlamak olduğunu ve bu regülasyonların kendilerini zorlasa da müşteriler için hem karbon salımını azaltmak hem de yakıt tüketimini daha aşağılara çekmek için önemli bir fırsat yaratacağını kaydeden Bruno Blin, bu regülasyonların 2025 yılına kadar karbondioksit salımının yüzde 15, 2030 yılına kadarsa yüzde 30 azalmasını öngördüğünü açıkladı.
Birçok kentte belli bölgelerde sıfır yayım zorunluluğunun getirileceğini, bunun da elektrikli araçlar için önlerini açan bir zorunluluk olacağını dile getiren Bruno Blin, elektrikli araçlarının şu anda zaten mevcut olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bütün enerji kaynaklarını kullanacağımız bir çözüm paketi oluşturacağız. Karbondioksit hedeflerine ulaşabilmek için dizelin yerine geçebilecek yakıtlar üzerinde de çalışıyoruz. Tabii ki doğal gaz çözümleri ve bizim elektrikli araç yelpazemiz çok önemli bir paya sahip olacak; ancak bununla beraber dizelin kaçınılmaz olarak kullanılmaya devam edilecek bir enerji kaynağı olduğunu düşünüyoruz. Bunun içindir ki, doğal gazlı ve elektrikli araçları geliştirmeyi sürdürürken bir yandan da dizel motorları hem karbondioksit salımı hem de yakıt tüketimi anlamında daha etkin hale getirmek için yatırım yapıyoruz. Optifuel Lab 3 olarak adlandırdığımız laboratuvar aracımız tamamen bu çözümler için çalışan bir araç. İlk denemelerde şu andaki Euro 6 araçlarımıza göre yakıt tüketiminde yüzde 13’lik bir düşüş elde ettik. Geçtiğimiz sene Euro 6 Step D motorların üretimine geçtik. Yakıt tüketiminde Step C’ye göre yüzde 7 oranında bir iyileşme sağlamış durumdayız. 2004 yılından bu yana doğal gazla çalışan araçlar satıyoruz. Bunlar biraz daha kentsel ve yarı kentsel diye tanımlayacağımız iş kollarında yoğun olarak kullanılıyor. Bizim CNG’li ürünlerimiz aynı zamanda biyogazla da uyumlu araçlar. Diğer yandan dizel motorlarımız sentetik sıvı yakıt kullanımına da imkan veriyor. Bu da karbondioksit salımının azaltılmasına fayda sağlıyor. Elektromobilite üzerine de yoğun çalışmamız var. Yakın gelecekte sürdürülebilir kentiçi dağıtımında söz sahibi olmak için kesinlikle elektrikli araçlara ihtiyaç duyacağız. Elektrikli Z.E. yelpazemizi geliştirmek için çok ciddi bir para ve enerji harcıyoruz. Bugün elektrikli Z.E. sürümlerimiz 3.1 tondan 26 tona kadar uzanan bir yelpazede ticarileşmiş ve satışa sunulmuş durumda. Bu elektrikli araçlarla ilgili siparişleri almaya başlamış durumdayız. Şu an İsviçre’de çok önemli bir grup ile bugüne kadarki en büyük elektrikli araç anlaşmasını imzalamak üzereyiz.”
Predict öngörülü bakım paketi
Müşterilerin odak noktaları olması nedeniyle müşterilerinin araçlarını yolda çalışır durumda tutmaya devam etmek için birkaç ay önce öngörülü bakım olarak ifade edebilecekleri Predict paketini devreye soktuklarını ifade eden Bruno Blin, paket hakkında şu açıklamayı yaptı: “Bu paket doğrudan kamyonlardan gelen veriyi toplamak üzere kurulu bir sistem. Bakım konusunda uzmanlaşmış kişilerce veri analizi yapılıyor. Bu veri analizinde aracın herhangi bir yerinde arıza şüphesi ortaya çıktığında, arıza çıkmadan önce sürücüye ulaşılıyor, hatta en yakındaki serviste bir bakım randevusu oluşturulup araç yönlendiriliyor. Böylece öngörülmemiş ya da planlanmamış yolda kalmalar engelleniyor. Bu aynı zamanda aracın daha verimli çalışmasını, hatta yakıt tüketiminin de düşük olmasını sağlıyor. Bu paket şu anda Avrupa’da devreye girdi ve 10 binin üzerinde kamyon takip altında. Predict, 2021 senesinde Türkiye’de de uygulamaya girecek.”
“Türkiye’deki varlığımızı güçlendirerek devam ettireceğiz“
Türkiye’de 20 yıldan uzun bir süredir kendi şirketleriyle varlıklarını sürdürdüklerini ve Türkiye pazarının çok inişli çıkışlı olmasına karşın Türkiye’deki varlıklarını bundan sonra daha da güçlendirerek devam ettireceklerini dile getiren Bruno Blin, oldukça zorlu geçen 2019 yılında Türkiye’deki ekiplerinin bir önceki yıl yüzde 5.8 olan pazar paylarını 3 puan artırırak yüzde 8.8’e çıkartmayı başardıklarını vurgulayarak, kendilerini tebrik etti. Bayi teşkilatlarıyla olan sıkı ilişkilerinin ve bayi teşkilatlarının çabalarının da bu başarıda önemli bir paya sahip olduğunu kaydeden Bruno Blin, bu zorlu dönemde bayi teşkilatlarının finansal olarak çok sağlıklı kaldığını görmenin de önemli bir sonuç olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Finansal olarak güçlü ve sağlıklı bir bayi teşkilatının müşterilere vereceği hizmet ve destek de çok daha iyi olacaktır. Uzun zamandır Türkiye’de varız ve bundan sonra da çok uzun zamanlar Türkiye’de olacağız. Türkiye’de olmaktan ve Türk insanıyla iletişim içinde bulunmaktan ayrıca büyük keyif alıyoruz.”
Renault Trucks, son üç yılda en hızlı büyüyen marka oldu
Türkiye’de bulunduğu ve şimdiye kadar kendilerine verdiği destek için Renault Trucks Dünya Başkanı Bruno Blin’e teşekkür eden Renault Trucks Türkiye Başkanı Sebastien Delepine, 2017 yılında yeni yönetim ekibiyle birlikte çıktıkları inanılmaz yolculukta pazar şartlarının maalesef kendilerine hiç yardımcı olmadığını, pazarın sürekli daraldığını ve 2019 yılında Türkiye tarihindeki en düşük pazarın gerçekleştiğini belirterek, 2019’daki en önemli hedeflerinin müşterilerine yakın durmak, onları mümkün olduğunca desteklemek ve bayi teşkilatlarının sağlıklı bir şekilde kalmasını sağlamak olduğunu dile getirdi.
Hedeflerinin müşteriye yakın olmak ve müşteri memnuniyetini artırmak olduğunu ve 2019 yılında bu yolda harcadıkları çabaların karşılığını almanın ve müşteriler tarafından takdir edilmenin kendilerini mutlu ettiğini kaydeden Sebastien Delepine, şunları söyledi: “2017 yılında hedefimizi yüzde 10 pazar payına ulaşarak ilk üç markadan biri olmak olarak açıklamıştık. Son üç yılda en hızlı büyüyen marka Renault Trucks oldu. 16 ton üzerinde yüzde 3 olan pazar payımızı neredeyse yüzde 9’a çıkardık. 2019 yılı pazar payı anlamında Renault Trucks’ın bugüne kadar gelebildiği en iyi yer oldu. Çekici sınıfında ise yüzde 16 pazar payına ulaştık ve T serimiz Türkiye’de en çok satılan ithal çekici oldu.”
Başarının nedenleri
Sebastien Delepine, elde ettikleri başarının nedenlerini ise şöyle açıkladı: “Nedenlerden biri bayilerimizin, diğer bir deyişle iş ortaklarımızın bağlanmışlığı ve adanmışlığı. Biz bayilerimize çok yakın duruyoruz, bayilerimiz de müşteri odaklı bir şekilde kendi müşterilerine çok yakın duruyorlar. Krize rağmen yeni oyuncuları cezbetmeyi de başardık. Dün, Mersin’de bir bayimizin açılışını gerçekleştirdik. 13 ay önce Adana’da yeni bir bayinin açılışını yapmıştık. 2019’da Kayseri ve Hatay’da da yeni servisler açtık. Bir diğer önemli neden tabii ki mükemmel ürün yelpazemiz. Özellikle T serisi, çekici pazarında en çok tercih edilen ithal ürün oldu geçtiğimiz sene. Bu ürünümüz büyük filoların da güvenini kazandı. K inşaat serimizi de tekrar pazara soktuk. Maalesef pazarın en iyi olduğu dönem değildi, ama bugüne kadar cezbedemediğimiz filoları cezbettiğimiz gibi bir yandan da ağır madencilik sahasında çok önemli satışlara imza attık. Müşteriler K serimizin km/ton başına en ucuz taşımayı yapabildiğini gördüler. Tabii elde ettiğimiz başarı Renault Trucks Finansal Hizmetler şirketi tarafından da desteklendi. Biz tam bir çözüm paketi ile müşterinin karşısına çıkmak istiyoruz. Geçtiğimiz yıl içerisinde satışlarımızın yüzde 40’ının finansmanını Renault Trucks Finansal Hizmetler şirketimiz yaptı. Renault Trucks, marka değerinin ve ürünün de arkasında duruyor. Son üç yıl içinde kendi ikinci el merkezimizi de çok ciddi geliştirdik ve çok güzel performans gösterir hale getirdik. Aynı zamanda bayi teşkilatımızın içinde de güzel bir servis paneli oluşturduk. Geçtiğimiz yıl yapılan her dört satıştan biri servis paketleri ile beraber müşteriye ulaştırıldı. Bu da müşterinin kafasının huzurlu kalması ve satış sonrasında olabilecek harcamaların planlanabilmesi açısından çok önemli bir hizmet. Tüm bu hizmetler hakikaten çok eğitimli bir ekip tarafından müşteriye ulaştırıldı. Çünkü eğitime de çok önem veriyoruz. Geçen yıl 500 kişiye kendi eğitim merkezimizde eğitim verdik. Sonuç olarak bugün Renault Trucks en iyi lojistik çözümleri sunan marka. Biz müşteri için en doğru seçimiz.”
2020 hedefleri
2020 yılında müşterilerine yakın olmaya devam edeceklerini ve son dönemdeki gerilemeye karşın Türkiye pazarına güvenmeyi sürdüreceklerini dile getiren Sebastien Delepine, “Pazarın gerçek potansiyeline geri döneceğine eminiz. 80 milyonun üzerinde insanın yaşadığı bir ülke, bir dinamizm var. İnsanlar devamlı hareket ediyor, mal hareket ediyor. Sürekli bir lojistik ihtiyacı var. Dolayısıyla 2020’de pazarda bir gelişme göreceğimizi düşünüyoruz. Müşterilerimize yakın olmaya ve ürünümüzü iyi anlatmaya devam edeceğiz. Pazar payı hedefimiz halen yüzde 10’nun üzerine çıkmak ve ilk üç içerisinde olmak. 2019’da çekicide ilk üçe girmiştik. Tamamında da ilk üç içinde olmak istiyoruz. Büyümeyi sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.
13 litrelik motorla daha düşük toplam sahip olma maliyeti
2020 yılı hedeflerinin Türkiye’de 13 litrelik motorlarının penetrasyonunu artırmak olduğunu açıklayan Renault Trucks Türkiye Satış Direktörü Ömer Bursalıoğlu, “İçinde yaşadığımız ekonomik şartlarda toplam sahip olma maliyeti (TCO) kavramının sadece bizler tarafından değil, lojistik firmaları tarafından da çok ciddi olarak ele alındığını, hesaplandığını görmeye başladık. 13 litrelik motorlar toplam sahip olma maliyetini aşağıya çekiyor. Özellikle zorlu koşulları olan iş kollarında çok daha iyi bir yakıt tüketimi oranı yakalayabiliyoruz. Biliyorsunuz 11 litrelik motora sahip T 460 da pazarın en düşük yakıt tüketimine sahip araçlarından biri. Step D motorlarda Step C’ye göre yakıt tüketimini yüzde 7 düşürdük. Bunu Step D alan müşteriler çok yakından görebiliyor. İkinci el değeri de çok önemli bir etken. T 480’in ikinci el değeri aynı özelliklere sahip T 460’dan yüzde 15 daha yukarıda. Daha uzun motor ömrü de bir diğer etken. Bunların hepsi toplam sahip olma maliyetinin düşmesine katkı yapan unsunlar.” şeklinde konuştu.
Renault Trucks marka imajı yükseliyor
Türkiye’de de artık iyi sürücü bulabilmenin ve iyi sürücüyü elde tutabilmenin giderek daha zor hale geldiğine dikkat çeken Ömer Bursalıoğlu, lojistik firmalarının iyi sürücüyü ellerinde tutabilmeleri için sürücüyü mutlu edecek yüksek konforlu ve yüksek performanslı araçlar sunmaları gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “13 litrelik motora sahip yüksek kabinli T High çekicilerimiz bu konuda pazarda müthiş bir etki yarattı. Sürücüler, özellikle bu aracı tercih ediyorlar. Diğer yandan yüksek kabinli T High çekicilerimiz marka imajımızı çok ciddi bir şekilde yukarı çıkardı. Son iki sene içinde bugüne kadar hiç oyuncusu olmadığımız en üst ligde oynayabilir hale geldik.”