SAF-Holland CEO’su Detlef Borghardt ve SAF-Holland Türkiye Genel Müdürü Bilal Azizoğlu

1
16818

SAF-Holland hakkında biraz genel bilgi verebilir misiniz?

Bilal Azizoğlu: 28 ülkede yerleşiğiz, yarısı üretim olarak yarısı da ticari ofis olarak. Avustralya ve Yeni Zelanda dahil olmak tüm kıtalarda etkiniz. Dünya çapında üçbin ikiyüze yakın çalışanımız var. Türkiye’deki satış ofisimiz bildiğiniz üzere 2011 yılında açıldı. 2011’den 2016 Aralık ayına kadar İstanbul Ümraniye’de faaliyet gösterdik. Sınırlı sayıda bir ekibimiz vardı. 2016 yılının Aralık ayında da buraya, Düzce’ye taşındık. Artık üretim olsun satış olsun tüm faaliyetlerimizi, beyaz yakalı ve mavi yakalı olmak üzere toplam 35 kişiyle, buradan yürütüyoruz.

SAF Holland’ın dünyadaki büyüklüğü, cirosu ve küresel pazar payı nedir?

Detlef Borghard: Küresel boyutta bir milyar Euro’nun üzerinde bir ciro gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte dünya çapında bir pazar payı ölçümü yapmıyoruz; çünkü tüm dünyada satılan ortak bir dünya dingili ve ortak bir dünya beşinci tekeri yok. Burada Düzce’de veya Almanya’da ürettiğimiz bir dingili ABD’de, Brezilya’da veya Çin’de satamıyoruz. Dünyanın farklı kıtalarında ve bölgelerinde o kıtanın, o bölgenin ihtiyaçlarına ve ölçütlerine yönelik bölgesel, yerel üretim yapıyoruz. Buna bağlı olarak pazar paylarımız da bölgesel olarak değişiyor. Ancak bu konuda yine de söyleyebilirim ki; başta treyler dingilleri olmak ve bunlara beşinci tekerler, süspansiyon sistemleri gibi diğer ürünlerimiz de dahil olmak üzere; ürettiğimiz bütün ürünler bağlamında etkinlikte bulunduğumuz tüm pazarlarda ya birinci ya ikinci, nadiren de üçüncü durumdayız. Kısaca, var olduğumuz tüm pazarlarda güçlü bir konumdayız.

Dünyada hangi bölgelerde veya ülkelerde pazar önderisiniz?

Detlef Borghard: Beşinci tekerde şu anda yüzde 50’nin üzerinde bir payla, 40 seneden uzun bir süredir Kuzey Amerika’da pazar önderiyiz. Treyler dingillerinde ve süspansiyon sistemlerinde Avrupa’da, ülkeden ülkeye değişiklik göstermekle birlikte, ya birinci ya da ikinci durumdayız.

SAF-Holland CEO’su Detlef Borghardt

Neden Türkiye’de bir üretim tesisi kurma kararı aldınız?

Detlef Borghard: Bizim “2020-2030 Stratejisi” olarak adlandırdığımız uzun vadeli bir stratejimiz var. Bu strateji kapsamında 2020 yılına kadar birbuçuk milyar Euro’luk bir ciroya ulaşma hedefimiz bulunuyor. Bugün küresel ciromuzun yüzde 90’ını Kuzey Amerika’da ve Avrupa’da elde ediyoruz. Ancak uzun vadede, Kuzey Amerika ve Avrupa’daki ciromuzu korumak ve hatta büyütmek koşuluyla, bu iki önemli bölgenin dışında daha hızlı, daha güçlü bir şekilde büyümek istiyoruz. “Next 11” (Gelecek 11) olarak tabir edilen ve önemli iktisadi gelişme vaad eden 11 ülke, sözünü ettiğim hızlı, güçlü büyüme için hatırı sayılır bir önem teşkil ediyor. Türkiye de tabii ki Next 11 ülkelerinin içerisinde yer alıyor. Nispeten yüksek bir nüfus artış oranına ve iktisadi olarak güçlenen bir orta direk tabakasına sahip olmaları, Next 11 ülkelerinin ortak özelliği. Orta direk güçlendikçe de satın alma gücü artıyor. Satın alma gücü arttıkça da taşımacılık büyüyor. Taşımacılık büyüdükçe de bizim ürünlerimize olan talep yükseliş gösteriyor. Biz, Çin gibi, Brezilya gibi BRICS ülkelerinde büyümek istiyoruz; Asya’da büyümek istiyoruz; ama tabii ki Türkiye gibi Next 11 ülkelerinde ve Ortadoğu’da da büyümek istiyoruz. Ancak ürünlerimizin ağır olmaları ve de müşterilerimizin kısa tedarik süreleri istemeleri, büyümek istediğimiz pazarlara yakın üretim tesislerine sahip olma ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu bağlamda kendi kendimize “O zaman söz konusu bu üretim tesisi ihtiyacımızı ya Romanya’da, ya Bulgaristan’da ya Dubai’de ya da Türkiye’de karşılayacağız.” dedik. Tüm bu seçenekleri inceleyip bir karşılaştırma yaptıktan sonra yeni fabrikamızı kurmak için doğru yerin Türkiye olduğuna karar verdik. Şu anda da işte yeni hizmete açtığımız bu fabrikada bulunuyoruz.

Düzce’de yalnızca Türkiye için mi üretim yapacaksınız, yoksa ihracatı da öngörüyor musunuz?

Detlef Borghard: Düzce’deki bu fabrikamızda hem Türkiye hem de ihracat pazarları için üretim yapacağız. Ancak Türkiye pazarı, ihracat pazarlarına kıyasla daha büyük önem taşıyor tabii ki. Bununla birlikte Düzce fabrikamızdan lojistik nedenlerden ötürü öncelikle İran’a, Ortadoğu ülkelerine ve Afrika ülkelerine ihracat yapmayı da hedefliyoruz.

Düzce fabrikanızdan Batı Avrupa ülkelerine de bitmiş ürün gönderecek misiniz?

Detlef Borghard: Düzce fabrikamızın hizmete girmesiyle bu konuda elimiz güçlendi, çünkü seçeneğimiz ikiye çıktı. Avrupa ülkelerine dingili teminini artık Almanya’da Frankfurt yakınlarındaki Bessenbach fabrikamızın yanı sıra Düzce fabrikamızdan da yapabileceğiz. İktisadi ve lojistik anlamda hangi fabrikamızdan ürün temin etmek daha faydalı olursa tercihimizi o fabrikamız yönünde kullanacağız. Dolayısıyla Avrupa’ya dingillerimizi ya Bessenbach’tan ya da Düzce’den sağlıyor olacağız.

Gözlemlediğimiz kadarıyla Düzce fabrikanız şimdilik tam sığa kullanımından uzak gözüküyor. Bu fabrikada tam sığaya ne zaman ulaşmayı hedefliyorsunuz?

Detlef Borghard: Fabrikamızın içinde kullanılmayan boş alan henüz fazla; ancak şu anda başlangıç aşamasındayız ve en geç bir yıl içerisinde fabrika alanının çok daha büyük bir kısmında faaliyet gerçekleştiriyor olacağız.

Bilal Azizoğlu: Şimdilik tek vardiya ile çalışıyoruz. Ayrıca şu andaki donanımımız itibariyle tek tür dingil üretiyoruz. Önümüzdeki haftalarda ilave makinelerimiz geldiğinde ikinci tür dingil üretimine de başlayacağız.

Düzce fabrikanızdaki üretim tam sığaya ulaştığında yılda kaç adet dingil üretiyor olacaksınız ve bunun kaç adedini ihraç etmeyi öngörüyorsunuz?

Detlef Borghard: Tam sığayla üretim yapmaya başladığımızda yıllık 30-35 bin adet dingil üretmeyi öngörüyoruz. Ancak bunu aşacak bir taleple karşılaşırsak, nispeten kolay bir şekilde sığa artışına gidebileceğiz. Bu 30-35 bin adet dingilin ne kadarını ihraç edebileceğimizi de zaman gösterecek. Dolayısıyla üretimin ihracata yönelik kısmına ilişkin olarak şu anda kesin bir oran vermemiz pek doğru olmaz.

Otobüsler için süspansiyon sistemleri üretmeyi öngördüğünüz duyurulmuştu. Düzce’de bu sistemleri üretmeyi de düşünüyor musunuz?

Bilal Azizoğlu: Otobüs sektörü Türkiye’de büyük bir pazar. Aynen çekicilerdeki beşinci teker gibi önemi yadsınamayacak bir pazar. O yüzden bizim bu alana da girmemiz gerekiyor. Sanıyorum bir sonraki hamlemiz de bu olacak.

SAF-Holland Türkiye Genel Müdürü Bilal Azizoğlu

Üretimde kullanacağınız parça ve malzemeleri ağırlıkla yurtdışından mı, yoksa Türkiye’den mi tedarik ediyor olacaksınız?  

Detlef Borghard: Türkiye’de, Düzce’de üretim yapmanın bizim için iki büyük faydası söz konusu. Birincisi, SAF Holland’ın Türkiye’de zaten birçok tedarikçisi var. Onlardan temin ettiğimiz parçaları biz halihazırda Almanya’daki üretim tesisimize de gönderiyoruz dingil üretmek için. İkinci fayda ise, zaten Türkiye’de birçok müşterimiz bulunduğu için onlara Düzce’deki üretim tesisimizden ürün sağlamanın lojistik yönden çok daha kolay olacağı.

Türkiye’de üretim yapmaya başlamanız daha rekabetçi satış fiyatlarına sahip olacağınız anlamına da geliyor mu?

Detlef Borghard: Sağlayacağımız maliyet avantajını müşterilerimize kısmen yansıtabileceğiz. Keşke tamamını yansıtabilseydik; ancak yaptığımız yatırımın geri dönüşünü sağlayabilmek ve büyümemizi sürdürebilmek için biz de para kazanmak zorundayız.

Yatırım demişken, Düzce fabrikanız için ne kadarlık bir yatırım yaptınız?

Bilal Azizoğlu: Beş milyon Euro’luk bir yatırım gerçekleştirdik bu tesis için.

Yatırım sürecinde hiç aksaklıklarla, zorluklarla karşılaştınız mı?

Bilal Azizoğlu: Bu sorunuza ilişkin olarak çok önemli bir noktaya değinmek isterim. O da bizim bu yatırım kararını 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, 17 Temmuz 2016 tarihinde almış olmamızdır.

Türkiye’de yeni bir üretici olarak uyum sorunlarıyla karşılaşıyor musunuz?

Detlef Borghard: Birincisi, biz Türkiye’de yeni değiliz. İşe sıfırdan başlamıyoruz. Türkiye’de yıllardır faaliyet gösteriyoruz. İkincisi, bir ülkeyle bütünleşmenin en iyi yolu, işi yöneticisinden işçisine yerli çalışanlar ile yürütmektir. Dünya çapında 34 adet kuruluşumuz ve 20 adet üretim tesisimiz var. Bu kuruluşlarımız ve tesislerimiz hangi ülkede yer alıyorsa, çalışanlarının da o ülkeden olmasına büyük önem veriyoruz. Dolayısıyla SAF Holland’ın Türkiye’deki bütün işini de Türk bir takım yönetiyor ve yürütüyor. Bu takımın başında da Bilal Azizoğlu bulunuyor.

Son zamanlarda Türkiye ile AB arasındaki politik tartışmalar sizi kaygılandırıyor mu?

Detlef Borghard: Hayır, hiç kaygılandırmıyor. Türkiye’deki müşterilerimiz ürünlerimizi Türk ya da Alman olduğumuz için satın almıyorlar. Onlar bizi en iyi ürünlere, en iyi hizmete, en iyi takıma sahip olduğumuz için tercih ediyorlar. Bu tercihlerinin de politikayla hiçbir ilgisi bulunmuyor. Politika bizim işimiz değil.

Pekiyi, Türkiye pazarındaki durumunuz nedir ve Düzce fabrikanız tam sığayla çalışmaya başladığında bu durumun nasıl bir gelişme göstereceğini düşünüyorsunuz?

Detlef Borghard: Biraz önce de ifade ettiğim gibi faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlardaki daimi hedefimiz birinci ya da ikinci olmaktır; üçüncülüğeyse geçici bir süre için razı olabiliriz. Türkiye’deki pazar hedefimiz de dünyanın diğer bölgelerindeki ve ülkelerindekinden farklı değil.

Bilal Azizoğlu: Ticari taşıtlar sektöründe satılan taşıtlar temelinde Türkiye’deki pazar payımız yüzde 25 dolaylarında seyrediyor. Üretimimiz tam sığaya ulaştığında pazar payımız belki de yüzde 35-40’lara çıkacak. Kim bilir? Biz Türkiye’de üretim yapıyor olmanın tüm avantajlarını kullanarak elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Bizim için başarıya giden yol; sahada olmaktan, müşterinin yanında olmaktan, onların ihtiyaçlarını anlamaktan ve kibirli olmamaktan geçiyor.

Sayın Borghard, Sayın Bilaloğlu, yanıtlarınız için çok teşekkür ederiz.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz