Türkiye’nin tek, dünyanın en büyük 3. demiryolu ve hafif raylı sistemler fuarı olan Eurasia Rail, yüksek katılımlı açılış gününün ardından ikinci gününde de yoğun ilgi görüyor. Avusturya, Kanada, Çin, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Kazakistan, Letonya, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye, Ukrayna, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere 17 ülkeden 129’u yerli, 85’i yabancı toplamda 214 katılımcı ve 276 markanın katılım sağladığı fuarın konferans programı T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, TCDD ve TCDD Taşımacılık destekleriyle İstanbul Fuar Merkezi’nde devam ediyor.
TCDD işbirliği ile gerçekleştirilen açılış gününün ikinci oturumunda Demiryolu Yük Taşımacılığında Stratejik Dönüşüm: Özel DTİ’lerin Rolü başlığı ele alındı. TCDD Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Kurt moderatörlüğünde Pasifik Eurasia Tren İşletmeciliği A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erol Erkan, Omsan Lojistik A.Ş. Genel Müdürü Hasan Öngel ve Körfez Transport Genel Müdürü Özen Şener’inkonuşmacı olarak yer aldığı oturumda “Demiryolu Yük Taşımacılığının Stratejik Önemi”, “Özel DTİ’lerin (Demiryolu Tren İşletmecileri) Artan Rolü”, “Kamu–Özel Sektör İş Birliği Modelleri”, “Operasyonel Verimlilik ve Lojistik Performans”, “Demiryolunun Karbon Ayak İzi Azaltımındaki Rolü”, “Bölgesel Ticaret Entegrasyonu ve Koridor Bağlantıları”, “Veriye Dayalı Karar Alma ve Dijitalleşme”, “Yenilikçi Finansman ve Yatırım Modelleri” ve “Dönüşen Lojistik Dinamikleri” konuları ele alındı.
TCDD Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Kurt moderatörlüğünde başlayan oturumda Kurt. “Eurasia Rail Fuarı’nda tüm değerli paydaşlarımızla bir araya gelmekten mutluluk duyuyoruz. Türkiye, Asya ile Avrupa arasında 760 milyar dolarlık ticaretin merkezinde yer alan stratejik bir lojistik üssü. TCDD olarak demiryolu yatırımlarımızı bu gerçekliği göz önünde bulundurarak planlıyoruz. Hedefimiz; taşıma koridorlarında demiryolu altyapısını güçlendirerek küresel rekabet gücünü artırmak.
Demiryollarını yalnızca bir ulaşım aracı olarak değil, çevre dostu, sürdürülebilir ve insanı merkeze alan bir kalkınma aracı olarak görüyoruz. Son 22 yılda demiryolu sektörüne yaklaşık 63 milyar dolarlık yatırım yapıldı. Bu kapsamda; 2.251 kilometre YHT ve HT hattı, 720 kilometre konvansiyonel hat, 5.152 kilometre elektrifikasyon ve 5.541 kilometre sinyalizasyon sistemi inşa edildi. Lojistik merkezlerden OSB bağlantı hatlarına kadar pek çok yeni yatırım hayata geçirildi.

2013’te çıkan sektör kanunu ile demiryolu taşımacılığı kamu ve özel sektörün ortak katkısına açıldı. Artık hem altyapı yatırımları hem de operasyonel başarı özel sektörün dinamizmiyle destekleniyor. Bu dönüşüm sayesinde demiryolu taşımacılığında tekelci yapıdan rekabetçi yapıya geçildi.
Bugün yaklaşık 14 bin kilometrelik demiryolu ağımız, 937 gar ve istasyon, 7 liman ve 945 şantiye ile hizmet veriyor. Günlük ortalama 1.500 tren seferimizle 100 bin ton yük taşıyoruz; bu kapasiteyi 300 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz. Basra’dan Rotterdam’a uzanan 6.500 kilometrelik Kalkınma Yolu hattında Türkiye kilit bir noktada. TCDD olarak bu stratejik hattın 2.500 kilometrelik bölümünü en yüksek standartlarda yönetiyoruz.” dedi.
Oturumun konuşmacılarından Pasifik Eurasia Tren İşletmeciliği A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erol Erkan ise “Gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurmak zorundayız. 2013 yılında çıkan sektör kanunuyla birlikte özel sektör, demiryolu sistemine aktif olarak dâhil oldu. Diğer yandan, lojistik, sadece bir ürünün bir noktadan başka bir noktaya taşınmasından ibaret değil; bu işlem aslında tüm lojistik sürecin sadece %40’ını oluşturuyor. Geri kalan kısmında pek çok farklı bileşen yer alıyor. Tüm planlarımızı ve projelerimizi, bu alanın en köklü ve güçlü kurumlarından biri olan TCDD Taşımacılık ile kıyaslıyor, vizyonlarımızı ortak bir zeminde buluşturmaya çalışıyoruz. İlk uluslararası demiryolu operatörü olmanın getirdiği deneyimle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Serbest hat uygulamalarıyla birlikte özel sektördeki firmalar birbirleriyle daha etkin iletişim kurarak sektördeki açıkları kapatabilir. Ancak bunun için teknoloji ve inovasyona yapılan yatırımları mutlaka artırmalıyız. Bu noktada kamunun süreci yakından takip ettiğini ve bu gelişmeleri desteklediğini görmek bizler için çok kıymetli.” dedi.
Omsan Lojistik A.Ş. Genel Müdürü Hasan Öngel şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin ilk özel demiryolu operatörlerinden biri olarak 1978’de kurulan Omsan, bugün 4 ülkede faaliyet gösteriyor. Öte yandan, demiryolu taşımacılığı, yeşil taşımacılığa uyum ve fiyat rekabeti açısından stratejik bir konumda. Artık ekonomik faydanın ötesinde, geleceği hedefleyen bir yatırım olarak değerlendirilmeli. Ancak sektörde insan kaynağı büyük bir sorun. Çoğunlukla emekli kamu çalışanlarıyla ya da TCDD’nin eğitim programları üzerinden bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.”
Körfez Transport Genel Müdürü Özen Şener ise şunları söyledi: “Türkiye’nin ilk özel demiryolu tren işletmecisi olarak başladığımız yolculukta, bugün 2,5 milyon ton/yıl akaryakıt taşımacılığıyla lider konumdayız. 14 ana hat lokomotifi, 6 manevra aracı ve 581 özmal vagonla sektörde en büyük filolardan birine sahibiz. 2017’de %62 olan Tüpraş demiryolu taşıma oranını 2025 itibarıyla %93’e çıkardık. Kuruluşumuzdan bu yana karayoluna kıyasla 167 bin ton karbon salımını engelledik.”

TCDD Taşımacılık iş birliği ile gerçekleştirilen açılış gününün son oturumunda Sürdürülebilir Koridorlar İçin Türkiye’nin Taşımacılık Rolü ve Konumunun Önemi başlığı ele alındı.Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Lojistik Derneği (LODER) Başkanı Prof.Dr. Mehmet Tanyaş moderatörlüğündeT.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Yalçın ve Turkrail Demiryolu Taş. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Habip Şen’in konuşmacı olarak yer aldığı oturumda “Sürdürülebilir uluslararası lojistik ağlarının inşasında Türkiye’nin stratejik rolü”, “Demiryolu taşımacılığındaki dönüşüm potansiyeli”, “Veri destekli, düşük maliyetli ve çevre dostu taşıma hatları Bütünleşik taşımacılık çözümleri”, “Kamu-özel sektör iş birliklerinin yeni modelleri”, “Operasyonel verimlilik ve sürdürülebilirlik ekseninde değerlendirme” konuları tartışıldı.
Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Lojistik Derneği (LODER) Başkanı Prof.Dr. Mehmet Tanyaş moderatörlüğündeki konuşmada Tanyaş, “Demiryollarında sürdürülebilirlik, inşa edilen hatlar ve oluşturulan koridorlar kadar kritik bir öneme sahip. Lojistikte alternatiflerin çoğaltılması gerekiyor. Öncelikle koridorları oluşturmalı, ardından bu hatlar üzerinde lojistik merkezleri planlamalıyız. Bu nedenle artık bu güzergâhları ‘lojistik koridor’ olarak tanımlamak daha doğru. Bugün de bu koridorlara dair temel konuları ele aldık.” dedi.
Oturumun konuşmacılarından T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, “Sürdürülebilirlik, bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin haklarını da gözetmek demektir. Bu yaklaşım yalnızca çevreyi korumakla kalmaz, iş süreçlerini daha verimli hale getirerek şirketleri uzun vadede daha rekabetçi kılar. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla; insan ve çevre odaklı, akıllı ve güvenli entegre ulaşım sistemleriyle dünyada öncü olmayı hedefliyoruz. Üç kıtanın kesişim noktasındaki ülkemiz, 4 saatlik uçuşla 51 trilyon dolarlık GSYH’ye sahip pazarlara erişim sağlayabiliyor. Türkiye, Çin-Türkiye-Avrupa hattında kara yoluyla güvenli ve kesintisiz tek güzergâh konumundadır. Orta Koridor’un Türkiye’den geçen bölümü için altyapıdan operasyonel planlamaya kadar yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Pekin-Londra hattında taşımacılığı ortalama 70 km/s hızla 20 güne indiren bu stratejik konumumuzu Kalkınma Yolu Koridoru ile Ortadoğu’da istikrar ve refah yaratarak pekiştirmeyi hedefliyoruz. Bugüne kadar yürütülen projelere 3,57 milyar dolar harcandı, toplam yatırım tutarı ise 13,81 milyar doları aştı. Demiryolu yük taşımacılığında özel sektörün payı da artıyor; 2025 yılında taşınan yaklaşık 10 milyon ton yükün %20’si özel sektör eliyle gerçekleşti.” dedi.
TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Yalçın ise şu açıklamalarda bulundu: “Küreselleşmenin etkisiyle, daha entegre, daha çevreci ve daha sürdürülebilir lojistik sistemler geliştirmek artık bir zorunluluk. 2030 yılında 25 milyar ton, 2050’de ise 95 milyar tonluk bir yük taşımacılığından söz ediyoruz. Artan enerji maliyetleri de demiryolunu her zamankinden daha cazip hale getiriyor; uzun mesafelerde ekonomik ve güvenilir taşıma avantajı sunuyor.
Son 20 yılda ulaştırma altyapısına yapılan 280 milyar dolarlık yatırımın yaklaşık 60 milyar doları demiryollarına ayrıldı. Bu yatırımlar sayesinde taşınan yük miktarı 14 milyon tondan 33 milyon tona yükseldi. Türkiye, Çin ile Avrupa’yı bağlayan en önemli hatlardan biri olan Orta Koridor’da kritik bir konuma sahip. Bu hattaki taşıma süresini kısa vadede 10 güne indirmeyi hedefliyoruz.
Sürdürülebilir koridorlar ancak ülkeler arası işbirlikleriyle mümkün. Bölgesel entegrasyon ve teknik uyum için tüm paydaşlarımızla ortak tarifeler ve rekabetçi modeller üzerinde çalışıyoruz. Amacımız, transit bir ülke olmaktan çıkıp yük akışını yöneten bir ülke konumuna gelmek.
Entegre depolama ve katma değerli hizmetler sunan lojistik merkezlerin sayısını artırmak, komşu ülkelerle demiryolu iş birliklerini güçlendirmek ve yeni koridorlar inşa etmek bu vizyonun önemli parçaları. Bu süreçte katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.”
Turkrail Demiryolu Taş. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Habip Şen, “Ülkemizdeki demiryollarında Karadeniz rotası bizim için önemli bir alternatif oluşturuyor. Demiryolu taşımacılığı, artık sadece tercih edilen bir yöntem değil, karbon salımı ve vergi avantajları gibi nedenlerle de özel ve kamu sektörleri için bir zorunluluğa dönüşüyor. Bölgemizdeki gelişmelerin ardından huzurun sağlanması ve Irak’taki projelerin tamamlanması, bu koridorların etkinliğini artıracaktır.” dedi.
Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler ve Lojistik Fuarı-Eurasia Rail, dopdolu etkinlik programı ile 3 gün boyunca devam edecek.