Atalarımız uyusun da büyüsün lafını boşuna söylememişler. Nitelikli bir uyku sonrasında vücudumuzda salgılanan hormonlar bağışıklık sistemimizi güçlü tutuyor. Karanlık bir ortamda uyuduğumuzda gece 23:00 ile 2:00 saatleri arasında en yüksek oranda salgılanan melatonin hormonumuz bizi hastalıklardan korumaya yardımcı oluyor. Günde kesintisiz yedi saatlik bir uyku düzenimiz yoksa bunu düzenlememizde yarar var. Eğer şartlar uygun değilse, uzun yol sürücülerimiz, sağlık çalışanları, güvenlik görevlileri, fabrikalarda vardiyalı çalışan vatandaşlarımız gibi gece çalışmak durumunda olanların da bu hormonu doktorlarına danışarak takviye olarak yerine koymaları gerekiyor. Maalesef yapılan araştırmalarda gece çalışan insanların, gündüz çalışanlara kıyasla daha çok hastalandıkları ortaya koyulmuş. Özellikle bağışıklık sisteminin bozulmasından dolayı ortaya çıkan kanser, Haşimato, MS, Alzheimer, Lupus vb. gibi hastalıklarımız varsa bizi gündüz koruyan D vitamini gibi gece koruyan melatonin seviyemizin uygun değerlerde ve dengede olmasına özen göstermeliyiz. Melatonini yeterince salgılayabilmemiz için akşamları yatağa gitmeden bir saat önce, hücrelerimize gündüz hissini veren mavi ışık kaynağı tv, tablet, cep telefonu, bilgisayar gibi cihazlara bakmayı bırakabilir, oturduğumuz ortamdaki ışığı ya ampülle ya da üzerine kırmızı bir örtü örterek kırmızı renge dönüştürebilir, yattığımız odayı veya yatığımızı lavanta, paçuli, vetiver, sandal ağacı vb. gibi rahatlatıcı etkisi olan uçucu yağlarla ferahlatabilir, yatmadan önce sevdiğimiz bir kitabı okuyabiliriz. Özellikle bizi olumsuz yönde etkileyen can sıkıcı haberleri de yatmadan önce izlemememizin uyku niteliğimize katkı sağladığı belirtiliyor. Ayrıca rahatça nefes alıp verebiliyorsak güzel bir uyku çekmememiz için bir neden kalmıyor. Hepimize nitelikli uykular diliyorum…